3 Ocak 2017 Salı

BAŞBAKANLIK-ADLİ YARDIM


ANKARA  16.İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
Gönderilmek üzere
 OSMANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE
                                                                                         Esas:2016/3090

                                                                                      ADLİ YARDIM TALEPLİDİR

 

ADLİ YARDIM TALEP

EDEN DAVACI                   :  Mustafa DEMİR 

DAVALI                                :  BAŞBAKALIK - ANKARA 

TALEBİN KONUSU            :   327.847,33-Tl Adli Yardım ve Tazminat Talebi.

İDARİ İŞLEM                      :  Ankara 16. İdare Mahkemesinin 12.10.2016 tarih ve 2016/3090 sayılı yazısı ile istenen 327.847,33 TL Nispi harç miktarının, davalı İdarenin Başbakanlık Olması nedeniyle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/10-550 Esas, 2010/561 Karar ve 03.11.2010 Tarih sayılı kararıyla istenmesinin hukuken mümkün olmadığına ve hak arama özgürlüğünün kısıtlanması anlamına geleceğine ait karar kabul edilmediğinden ve karar sonrası Başbakanlık Nispi harçtan muaf olduğundan harcın devlete iadesi gerektiğinden Mahkemenin  18.11.2016 tarih ve 2016/3090 sayılı yazısıyla devletten Adli Yardım Talebinden bulunulması ve Devletin bir avukat görevlendirmesi.                                                 

TEBLİĞ TARİHİ                 :  19.12.2016 

AÇIKLAMA                     : Ankara 16. İdare Mahkemesinde görülmekte olan 2016/3090 sayılı dosyaya devam edilmesi için 12.10.2016 tarih ve 2016/3090 sayılı yazılı ile bizden 327.847,33 TL Nispi Harç talebinde bulunulmuştur. Mahkemeye sunulun Yargıtay Genel Kurulunun 2010/10-550 Esas, 2010/561 Karar sayılı 03.11.2010 tarihli kararla istemiş olduğunuz harcı tarafınıza ödememiz hukuken mümkün değildir. Bu nedenle davanın bu peşin Nispi ve karar harcı alınmadan devam edilmesi gerekmektedir. Denilerek 11.11.2016 tarihinde Mahkemenize evrak gönderilmesine rağmen bu talebimiz hiç dikkate alınmadan 28.11.2016 tarih ve 2016/3090 sayılı yazınızla Nispi karar harcı talebinizde direnmeniz üzerine Davalı idarenin harçtan muaf olması nedeniyle ve bizimde Emekli bir Devlet Memuru olarak bu harcı karşılamamızın 6100 sayılı kanunun 334. maddesi gereğince mümkün olmaması nedeniyle Başbakanlığa açılan bu dava da Devletten Adli Yardım Talebinde Bulunulmasına karar verilmiştir. İlşikte sunduğum Aralık 2016 ayına ait 2.128,62.-TL. emekli maaş belgesi ile bu harcın ödenmesine imkan yoktur. Bu maaş ailemi geçindirmeye yetmemektedir. Başkada gelirim ve malvarlığım bulunmamaktadır. Oğlumun tedavisi için mevcut evimi sattığımdan halen kirada oturmaktayım. Gelirim hane halkına göre asgari ücretin çok altında olduğu içinde eşim ayrıca Sosyal Hizmetlerden oğluma aylık 930 TL. bakım ücreti almaktadır. Bu gelirle de bu harcın ödenmesi mümkün değildir.
Davanın geniş özeti belgeleriyle Mahkememize sunulmuştur. 6100 sayılı kanunun 336. maddesi gereğince davayı özetleyecek olursak: Ankara İli Bala İlçesi Bala Lisesi önünde 06.08.2004 tarihinde gerçekleşen kaza, 15 yaşında bir gözü kör, bir gözüde bozuk ve renk körü olan bir çocuk tarafından kaldırımda gerçekleşmiş, suçu ilk önce baba üstlenmiş, adına kazanın kaldırımda gerçekleştiğine dair evrak ve rapor hazırlanmış ve karakola verilmiş olmasına rağmen kazadan üç gün sonra RÜŞVETLE bu rapor ve evraklar yok edilerek sahte evrak ve raporla oğlum haksız hale getirilmiştir. Karakol ve Emniyet Amirliği polisleri bu olayı inkar etmedikleri halde hiçbir polis memuru Mahkemelerde dinlenmediği gibi bu evrakları bizzat benim adıma isteyen komşum Eczacı C.Barbaros Ayata’ya da verilmemiştir. 
            Kaza sonrası keşif yaparak soruşturma hazırlayan ve 13 yıldır devam eden dava süresince bu soruşturma sonucu esas alınarak devam eden davamızda soruşturmayı yapan savcı İrfan Saz’ın Feto Terör Örgütü Üyesi olarak HSYK ca görevine son verilmiş ve görevlendirdiği Bilirkişinin raporunu RÜŞVETLE Kepçeci Mustafa Yaşar’ın yalan ifadesine dayandırarak verdiği, dava süresince hem tanık Mustafa Yaşar’ın bizzat yalan ifade verdiğini beyan etmesi, hem de diğer diğer tanıkların Mustafa Yaşar’ın yalan söylediğini ortaya koymasına rağmen Mahkemelerce ve Ankara Adli Tıp Kurumunun Bilirkişinin Rüşvetle hazırladığı  bu Raporu bizi Mahkeme önünde uzaklaştırmak suretiyle onaylaması ve hiçbir surette bu sahtekarlığın bozulamaması nedeniyle Feto terör Örgütü üyelerince Mağdur edildik. Kaza davbalaeı genelde tanıklarla çözülmesine rağmen bizim tanıklarımızın ifadeleri dikkate alınmamakta, polislerin dinlenmelerinden de ısrarla kaçınılmaktadır. Buda davayı çözümsüz yapmaktadır.
            Bu evraklar 13 yıldır bulunamadığı gibi Ankara Valiliği (Emniyet Müdürlüğü) davasında bu evrakların ve raporun varlığı kabul edilmesine rağmen bulunamadığından bu davada 9 yıldır sonuçlandırılamamıştır. Kaza Tazminat davası bu nedenle oğlumun suçlu bulunmasıyla sonuçlandırıldığından ve açılan onca dava ve soruşturma ya usulsüzce kapatılarak, yada sürüncemede bırakılarak mağdur edildiğimizden bu dava açılmıştır.
Eğer, Fetocu Savcı İrfan Saz tarafından ilk anda kazayı üstlenen çocuğun babası Ahmet Çalış adına düzenlenen gerçek Trafik Raporu kaybedilmese, Tanıklara yalan söyletilip bilirkişiye gerçek dışı Rapor hazırlatılmasa, Ankara’da mahkeme önünde uzaklaştırılıp bu Gerçek Dışı Rapor Ankara Ankara Adli Tıp Kurumunda onaylatılmasa veya dava sürecinde bizim isteklerimiz dikkate alınarak soruşturmalara izin verilse ve yalan söyleyen tanıklar hakkında gerekli yasal işlem yapılarak gerçek raporun nasıl kaybedildiği ve gerçek ortaya çıkarılmış olsa, bizim davamızın bu kadar uzamayacağı ve bu kadarda mağdur olmayacağımızdan bu davalara da gerek olmayacağı açıktır. Bu nedenle bizim istediğimiz tazminatın on katı Ceza Tazminatı; bize tazminat ödememek yapılan sahtekarlık, Rüşvet ve Hukuksuzluk nedeniyle mağdur edildiğinden hakkımızdır ve doğrudur. Tüm malvarlığını oğlumuzun tedavisi ve bankalarda alınan kredilerin ve kredi kartlarımızın faizlerine, icra ve mahkeme giderlelerine harcadığımızdan, birde haklı iken haksız edildiğimizden artık maddi ve manevi gücümüz kalmamıştır.
Mahkemenizce Adli Yardım talebimizin kabul edilerek tarafımıza adli yardımda bulunulmasına, Adli Yardımlar Avukatlar aracılığıyla yapıldığından, bizim harcı ödeyemediğimiz gibi Avukat ücretide ödeyecek gücümüz kalmadığından, devlet tarafından bize bir avukat görevlendirilmesinin istenilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
NETİCE VE TALEP     : Yukarıda açıkça izah edildiği gibi bu bir Tam Yargı Davası olduğundan istenilen Nıspi harcın ödenmesinin mümkün olmadığına dair 2010/10-550 Esas, 2010/561 Karar sayılı 03.11.2010 tarihli Yargıtay Genel Kurul Kararı kabul edilmediğinden, tarafıma Adli Yardım Yapılmasına ve bir Avukat tayin edilmesine karar verilmesini;          

            Arz ve talep ederim. 03.01.2017                                                      

Mustafa DEMİR

                                                                                                                   Davacı

 E K L E R      :
      1-   Harç İsteme yazısı sureti
2-     4C Emekli Aylık bilgisi.