BALA ASLİYE CEZA
MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
Sunulmak üzereOSMANİYE 3. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
Dosya No: 2016/67 Esas, 2017/113 Talimat
DAVALI : Mustafa
DEMİR,
DAVCI : K.H.
KONU : Atılı
suçlamayı kabul etmediğime dair yazılı ifademdem ibarettir.
Bala
Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan 2014/106 Esas sayılı dosyamda “Mal Kaçırma” davasına gönderdiğim
14.09.2015 tarihli dilekçeme Bala Asliye Hukuk Hakimi tarafından suç unsuru
bulunduğu gerekçesiyle Bala Cumhuriyet Başsavcılığına Suç duyurusunda
bulunulmuştur. Bunun üzerine Bala Asliye
Ceza Mahkemesi benim Bilirkişiye hakaret ettiğime dair 2016/67 Esas numarasıyla
hakkımda sanık olarak dava açtı. Dava devam ederken Bala Basliye Ceza
Mahkemesinin talebiyle Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesinde talimatla
31.05.2017 tarihinde ifademin
alınmasını talep etmiş olduğundan bu yazılı ifademi veriyorum:
Bala’da
meydana gelen kaza sonrası, kazanın kaldırımda olduğu hem kaza yapanlarca ve
hemde Bala Emniyet Amirliğince açıkça beyan edildiğinden biz hastamızla
ilgilendik. Biz hastamızla ilgilenirken sonradan üç-beş kuruş para gören bir
Kuyumcu siyasi bağlantısını da kullanarak ve beni e davacı ettirmeyeceğini
ileri sürerek kazadan üç gün sonra rüşvetle olayın savcısını satın alarak
gerçek evrakları ve raporu değiştittirmiş ve beni davacı etmeyeceğini ileri
sürmüştür. Bizim olayı kazadan 1,5 ay sonra öğrenip işlem başlatmamız üzerine
ilk başta bir şey yapamayacağımı ileri sürselerde bu kuyumcunun mensup olduğu
siyasi parti liderinin benim annemin sülalesinden olması ve bizim yörenin ileri
gelen ailelerinden olmamız nedeniyle karşımızda kaza yapanlar değil Bala
Cumhuriyat Savcılığı ve Hakimliği kalmıştır.
Biz,
bize dava açılan konuda sözlerimizi mal kaçırma dilekçesinde değil daha önce
Bala Emniyeti ve Polislerine karşı 2008 yılında açılan ve halen devam eden
Ankara 12. İdare mahkemesinde ve 2013 yılında Ceza Bala Ceza Hakimi Fuat
pembeçiçek hakkında Adalet Bakanlığına açılan 2013 tarihli Ankara 3. İdare
Mahkemesinde de söylememize rağmen malkaçırma davasına gönderdiğim dilekçe
üzerine hiçbir araştırma ve soruşturma yapmayan Bala Cumhuriyet Başsavcılığı
bana Bilirkişiyi davacı edememesine rağmen yanında çalışan ve bilirkişi adına
benden rüşvet isteyen bir kişiyi görevli göstererek dava açmıştır. Bu nedenle
bu davanın hukuki hiçbir dayanağı yoktur. Nitekim hakaret ettiğim ileri sürülen
kişiler rüşvet aldıklarını açıkça itiraf etmelerine rağmen bir türlü mahkemeye
çıkarılamamış ve bizimle yüzleştirilememiştir. En nihayetinde devletin kamu
görevlisi değil Feto’nun aşağılık uşakları olduklarından görevlerinden
atılmışlardır. Bu dava da artık Feto’nun bu aşağılık uşaklarını kurtarma
davasına dönüşmüştür.
Bala
savcılığı ne benim gösterdiğim tanıkları dinlemiş, nede halen devam eden daha
önce açılmış olan rüşvet alan bu kişilere soruşturma açılmasını talep ettiğimiz
davalarımıza bakmıştır. Masa başında bize hakaret davası açmalarına rağmen
hakaret ettiğimi ileri sürdükleri kişiyi davacı da edememişler mahkemeye de
getirememişlerdir. Halbuki bu kişi menim nüfusumu öğrenince derhal kendisine
rüşvet veren kuyumcuya damlamış ve arkasından amirine bülbül gibi ötmüştür. Bu
nedenle de savcılıkta kıvırmaktadır. Feto’cu olduğundan da görevinden
atılmıştır. Bu davanın yasal hiçbir
dayanağı kalmamıştır.
Bu nedenle; bu
davadan Beraatimi istiyorum. Dava sonucunda da ya Rüşvet alan Bilirkişiye veya
onu koruyan hakimlere 6100/46 madde gereği işlem yapılmaktan tereddüt
edilmeyecek ve ne gerekiyorsa yapılacaktır.
Ankara
16. İdare mahkemesinde Başbakanlık Makamına açmış olduğumuz ve Mahkemece Adalet
Bakanlığı hasım kabul edilen 2016/3090 sayılı davamızda Adalet Bakanlığına
vermiş olduğunuz cevabın bir sureti iliştedir. Bu davamızda da açıkça
belirttiğimiz gibi biz kaza yapanlarla değil Bala Cumhuriyet Başsavcılı ve
Mahkemeleriyle davalıyız. Davamızda da asla taviz vermeden devam edeceğiz.
Mal
kaçırma davasına gönderdiğim dilekçedende açıkça anlaşılacağı gibi suç unsuru
vardır. Bu suç benim Bilirkişiye hakaretim değil, bilirkişinin yakın arkadaşı
olması nedeniyle Trafik Polisinin gerçek raporu rüşvet karşılığı değiştirmesi,
aldığı rüşvetle Antalya’ya tatile gitmesi, bunu çok iyi bilen yakın arkadaşı
Bilirkişi’nin trafik Polisinden daha kötü bir rapor hazırlamasıdır. Bunu da
alçakça dillendirmiş, benim polisi nasıl şikayet ettiğimi, kendisinin daha kötü
vereceğini beyan etmiş ve bunu da Savcı yardımıyla gerçekleştirmiştir. Benim
nüfusumu da öğrenince rüşvet aldığı kuyumcu dükkanına damlamış, arkasında da
karakol amirine ötmüştür. Bu nedenle de bana karşı davacı edilememiştir.
Bala
karakolunda Kuyumcu benim davacı ettirilmeyeceğimi ileri sürdüğünden ben davacı
olunca Emniyet amir vekili evime gelip kazanın kaldırımda olduğu beyanını
yanındaki polisin ikrarına rağmen inkar ederek derhal emekliye ayrılmıştır.
Antalya ‘ya tatile giden trafik polisi de kendisini savcının koruyacağını iddia
etmiş ve şu ana kadarda korunmuşlardır. Zira haklarında 2008 yılında açılan
dava 2017 yılı itibariyle henüz neticelendirilmemiştir. Fakat İdare Mahkemesi
sizin bu dava da ileri sürdüğüm iddialarıma sizin gibi “mesnetsiz” dememiş,
bilakis Ahmet Çalış adına olan Rapor ve evrakların varlığını kabul ederek
davayı sürünceme de bırakmıştır.
Netice de bir
karar verilecek ve Ankara’da adli tabibin dediği gibi birilerinin “donu” 2/8 le
değil 8/8 le alınacaktır. Artık bizim için her dosya tazminatla
sonuçlandırılacaktır. Bu ister Ankara valiliği( Emniyet Müdürlüğü), İster
Adalet Bakanlığı (Hakim Fuat Pembeçiçek), ister bilirkişi (veya onu koruyan
hakimlere) ve halen devam eden Adalet Bakanlığı 2016/3090 sayılı dosya olsun
hepsi birbirine bağlı ve hepsi az veya çok
tazminatla sonuçlandırılacaktır.
Bu nedenle
üzerime atılı bu suçlamayı kesinlikle kabu etmiyorum. Bu dava mesnetsizdir.
Hukuki hiçbir dayanağı yoktur. Savcılık ve Mahkemeniz 2016/3090 sayılı 16.
idare davasına verdiğiniz cevapta dava dosyalarının bulunamağını ileri
sürmüştür. Merak ediyorum. Beni suçlarken hukuken neye dayanmıştır. Nasıl
araştırma ve çalışma yapılmıştır. Açtığım davaların hiçbirine bakılmamış,
gösterdiğim tanıkların hiçbiri dinlenmemiştir. Dava emri Fetocu çetedenmi
gelmiştir. Yoksa siz devlet adına değil daha önce olduğu gibi Kuyumcu adına mı
yargılama yapıyorsunuz. Öyleyse bedeli mutlaka ödettirilecektir.
Ben bu davada
beratimi talep ediyorum.
Gereğini arz ve talep ederim. 31.05.2017
Mustafa
DEMİR
Sanık
E K L E R :
1-21.04.2017 tarihli 2016/3090 sayılı 16. İdare Mahkemesine dilekçe
sureti.