29 Haziran 2018 Cuma

SAYIN DURMUŞOĞLU'NA

                            SAYIN DURMUŞOĞLU
                 
                       15 yıldır devam eden bir kaza sonrası yaşanan RÜŞVET SKANDALI sırasında siz Adalet Bakanlığı Müsteşarı idiniz. 15 yıldır artık çok iyi biliyoruz ki bizim bu kaza davasında hasmımız kaza yapanlar değil müsteşarı olduğunuz Adalet Bakanlığı olmuştur. En sonunda Bakanlık "MAĞDUR OLMADIĞIMIZA" karar vermiştir. Bunca mağduriyetten sonra aşağıda görüldüğü gibi müracatlarımıza ne Sayın Cumhurbaşkanlığı nede siz bir cevam verdiniz. Sizden istemiş olduğumuz "zilleri" de göndermediniz. Artık seçim biitti. Bundan sonra ben şahsım olarak ve kurucusu olduğum HALDEM DERNEĞİ olarak DAVAMIZIN VE SİZİN PEŞİNDİZDE OLACAĞIZ. Bu hukuk rezaletine bir son verdirmek en başta sizin görevinizdir. Gerçekler karşısında susmak ve sessiz kalmak değil. saygılarımla...


Sayın MUSTAFA DEMİR ,
Cumhurbaşkanlığına göndermiş olduğunuz başvurunuz alınmıştır.Göstermiş olduğunuz duyarlılık için teşekkür ederiz.
Başvurunuz yasal sürede ilgili Kurum/Kuruluş tarafından değerlendirilip, sonucu e-posta/posta aracılığıyla tarafınıza bildirilecektir.
İyi günler dileriz.
Başvuru Numaranız :3522865
Başvuru Metni:
Kurmuş olduğunuz AK PARTİ (Adaleti Kaldırma Partisi) HSK (Hukuksuzluğu Savunma Kurulu)na oğlumun kazası nedeniyle yapmış olduğum 9.8.2017 tarihli dilekçeme ve Bakanlıkça gönderilen onca yazıya, ayrıca size gönderilen 17.4.2018 tarihli şikayete rağmen yine de bir cevap alınamamıştır. Sayın Abdullah Gül zamanında Cumhurbaşkanlığının soruşturmasını kapatmakla öğünen Adalet (Bizce Rezalet) Bakanlığınız bırakın bizim taleplerimizi, kayıp evrak ve Raporlarımızı bulmayı, 14 yıldır ev sahibi adına duruşmamıza girerek sizin meşhur 138. maddesini bilmem... takmayan Savcının ikametgahını tespit edememiştir. Biz hala sabırla Hukuksuzluğu savunma kurulunuzun cevabını bekliyoruz. Bunu ikinci defa tekiden şikayet eder, Adaletinize (bizce Rezaletinize) bir düzen vermenizi temenni ederiz.14 yıldır devam eden bu rezilliği Feto Çetesi üyelerini savunmaktan ve korumaktan vaz geçerek sonlandırmanızı bekliyoruz. Feto ile de bu şekilde mücadele olamayacağını da hatırlatmak istiyoruz. 05.06.2018

Cumhurbaşkanlığı Halkla İlişkiler Başkanlığı
Sayın : Mücahit Durmuşoğlu.
                        Adaleti Kaldırma Partisi
                        Osmaniye Milletvekili ve 1.sıra Adayı

            Size bu mektubu Osmaniye’den yazıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı Kadirli Müftülüğü VHKİ emeklisi bir memurum. Size Kadirli’li olduğunun ve Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı yaptığınız için yazıyorum.
            Ankara Bala İlçesi Müftülüğünde çalışırken 06.08.2004 tarihinde oğlum Halil 17 yaşındayken okuduğu Bala Lisesi önündeki kaldırımda 15 yaşında kör bir çocuğun kullandığı araçla arkadan ve aşırı süratle kazaya maruz kalmış ve ağır şekilde yaralanmıştır. Kazayı babası üstlenmiş ve kazanın kaldırımda olduğunu söylemiş, Bala Emniyeti de bunu teyit etmiştir. Biz hastamızı Ankara’ya zor yetiştirmiş, önce Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesine, oradan da Özel Ankara Güven Hastanesine kaldırılmış, 50 gün yoğun bakımdan kaldıktan sonra Ankara’da durumu nedeniyle hiçbir Resmi Hastane kabul etmediğinden Özel İncek Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesine kaldırılmıştır. Burada 7 ay daha komadan kaldıktan sonra kendine gelmiş iki yıllık tedavinin ardından Beyin sapı hasarlı, akli dengesi gitmiş bir şekilde sağ tarafı felçli ve ayağa kalkıp yürüyemez şekilde %98 engelli olarak halen bakım ve giderleri tarafımızca yapılmaktadır.
            Biz hastamızla ilgilenirken Bala MHP İlçe eski Başkanı ve Belediye Meclisi Üyesi Kuyumcu Abdulkadir Kılıç, Savcıyı, Bala Emniyeti ve karakolunu Rüşvetle satın alarak ve beni de davacı ettirmeyeceğini ileri sürerek Baba adına gerçek evrakları yok ettirmiş ve sahte evrak ve yalancı tanık ayarlayarak kazayı yol ortasına aldırmıştır. Benim olayı öğrenip yasal işlem başlatmam üzerine şerefini satan savcı polisin yakın arkadaşı J.Uzman Abdullatif Öztürk’ü Bilirkişi olarak görevlendirmiş ve Polisten daha kötü rapor hazırlatmıştır.
            Benim nüfusumu öğrenen (ilişikte sunduğum gibi Kozanoğulları Beylerinin soyundanım) polisler ve bilirkişi konuşmuş ve karşımızda siz Adalet Bakanlığının aşağılık yetkilileri kalmıştır. Bizim yalancı tanıkları konuşturmamız üzerine bu kuyumcusun o tarihte kiracısı olan savcı Murat Gökhan Tahtakılıç görevli savcının yerine duruşmamıza girerek bu yalancı tanıkların yeniden dinlenmelerini engelleyerek davamızı Rüşvet ve alavere dalaver ile hiçbir kusuru olmayan oğlunun 6/8 suçlu olmana sağlamış ve davamız 14 yıldır bu mihval üzere devam etmekte ve halen sonuçlanmamıştır.
            Karşımızda kaza yapanlar değil artık sizin Adalet Bakanlığının aşağılık yetkilileri kalmıştır. En son ilişikte sunduğum Ankara 16. idarenin 2016/3090 Esas,2018/706 Karar sayılı karardaki gibi aşağılık kararları kalmıştır. Okul birincisi ve Futbol takım kaptanı olan oğlumun %98 engelli, felç ve akli dengesi yok olmuş, felç kalmış oğluma ben bakarken tedavi süresince böbreklerimi kaybedip hemodiyaliz hastası ve %93 engelli omuş, annesi oğlunu indirip kaldırmakta belini kırdırarak ameliyat olup platin taktırmış, artık oğlunu indirip kaldıramaz hale gelmiş, hasta oğlunun bakımı için diğer çocuğunu işinde edip evde kardesine bakmak zorunda bırakmış bir baba olarak Manevi tazminat alacak bir sıkıntı yaşamamışız. Maddi olarak da idari dava değil Anayasa Mahkemesine dava açmalıymışız....
            Ben bu kararı okuyunca hemen Sayın Cumhurbaşkanına ilişikte sunduğum müracatı yaptım. Artık sizin Adeti Kaldırma Partisi Milletvekili ve İlimin vekil adayı olarak size bu mektubu yolluyorum. Siz bu kararı veren Hakimlere söyleyin bize Zil göndersin. Oğlumuzun bu durumuna ve neredeyse 15 yıldır bitmeyen ve tüm malvarlığımızı yiyen dava ve tedavilere sevinerek zil takıp oynayalım....
            Selamlarımızla..                                                                                               Mustafa Demir