8 Ağustos 2018 Çarşamba

AKP GENEL BAŞKANINA


AK PARTİ GENEL BAŞKANINA

(T.C. CUMHURBAŞKANINA)



            Sayın Cumhurbaşkanım.

            Size bu yazıyı AK PARTİ GENEL Başkanı olduğınız için yazıyorum. 14.8.2001  tarihinde kurulan partiniz  3.11.2002 tarihinde iktidara gelmiş ve halen iktidardadır. 18.08.20018 tarihinde 6. kongrenizi yapma kararını almış bulunmaktasınız. Size ve ekibinize başarılar dilerim.

            Diyanet’ten emekli bir memur olarak iktidarınız döneminde 6.8.2004 tarihinde oğlum ağır bir kaza geçirmiş ve halen %98 Beyin sapı hasarlı ve felçli olup bakımı tarafımızdan yapılmaktadır. 6.8.2018 tarihi itibariyle de kazanın 15. yılına girilmiş olup henüz kaza davası sonuçlanmamıştır. Hiçbir kusuru olmayan oğlum RÜŞVETLE kusurlu hale getirilmiş, bizim her şikayetimiz ya sonuçsuz kalmış, yada baştan savma cevap verilmiştir.

            Parti merkezinize yazmış olduğum 15.09.2015 tarihli şikayet davası(ek:1) sonuçsuz kalınca İdari dava açılmış, bu davadanda "mağdur olmadığumuza” (ek:2) karar verdirilmiştir.

Bu karar üzerine CİMER üzerinden müracaatla dosya istenmişse de bir cevap alınamamıştır. Bu karar Osmaniye Milvetvekilinim.M. Murmuşoğlu'na(ek:3) gönderlmişse de cevapsızdır.

Bala C.başsavcılığınca hazırlattırılan soruşturma dosyasında şikayetlerimize kovuşturmaya yer olmadığına(Ek:4) karar verilmiştir. Her şikayetimizde bize Anayasanın 138. maddesini gösteren Bakanlığının yazısı (ek:5,6) üzerine Adalet Bakanlığı Hukuk birimince Ankara C.Başsavcılığı üzerinde verilen talimat yazılarına (ek:7,8,9,10) ulaşılmıştır.

            HSK’ya yapılan sayısız şikayet ve yönlendirmelerde ya cevapsız, ya da baştan savma, ciddiyet ve gerçeklerden uzak ve sonuçsuzdur.(ek:11)

            Kaza ile ilgili karakol yazısı(ek:12) 8.8.2004 tarihinde olup, bu yazıyı yazan Emniyet Amir vekili ve trafik polisi ifadesinde kaza raporunun kendisine 9.8.2004 tarihinde verildiğini (ek:13) iddia  etmektedir. Karakol yazısı deftere kayıtlı yazı olup bu kaydı değiştiremediklerinden ve gerçek raporu RÜŞVETLE münasip yerlerine soktuklarından alçakça yalan söylemektedirler. Oysa gerçek raporun varlığı tanık ifadesiyle (ek:13) sabittir. Namusunu ve şerefini üç kuruşa satanlar 15 yıldır bu gerçeği görmezlikten gelmektedirler.

            Maalesef bu alçaklığa Adalet Bakanlığınız alet olmakta ve davamızın sonuçlanması aşağılık yetkililerince engellenmekte, yapılan müracaatlarda alavere-dalevere ile sonuçsuz kalmaktadır.

            En son Bala Savcısına yapılan Bireysel başvuru(ek:14) yazısı ilişiktedir. Devam eden dava ve Anayasa Başvuru listeleri(ek:15,16) ilişiktedir. İki davada bitmesi gereken bir kaza davası 15 yıldır RÜVET, ALAVERE-DALEVERE, ADAM KAYIRMA, EMİR VE TALİMAT nedeniyle sayısını bilmediğim(ekli listede kapalı davalar yok) halde devam etmektedir. Son olarak gönderilen İstinaf dilekçesi (ek:17) ilişiktedir. Davamızın bir özeti niteliğindedir.

            Ak Parti olarak 16 yıllık iktidarınızın 14 yılı sizinle Adalet mücadelesi yapmakla geçti. Size daha önceki yazılarımda ve Haldem Derneği yazılarımda seceremi ve bu seceremin yer aldığı Osmaniye Valiliği’nin Fırkai İslahiye ve Osmaniye kitabını göndermiştim. Bu kitaba ve nüfus kayıtlarımıza göre sizi yetiştiren Sayın Necmettin Erbakan'ın dedesi bizim büyük dedemizin kardeşi ve Büyük dedemizce İstanbul’a götürülen kişi olduğu Osmanlı Tarihçisi A.Cevdet Paşa’nın eseriyle sabittir. Sayın Erbakan’ın davasaında asla taviz vermediği gayet iyi bilindiğinden bizimde bu davamızdan taviz vermemiz mümkün değildir. Onun için siz adalet sisteminizi Ak Parti olarak yeniden düzenlemeniz, yapılan müracakları cevapsız bırakmak veya baştansavmak yerine düzgün ve gerçek bir şekilde cevaplamanız sizin oy potansiyeliniz için gerekli ve elzemdir.

            Benim için sizin partiniz Adalet ve Kalkınma Partisi değil, Adaleti Kaldırma Partisi olmuştur. Sayenizde 2 davayla bitmesi gereken bir kaza davası sayısız şikayet, soruşturma ve davalara rağmen 15 yıldır hala bitirilememiştir. Bir de nasıl oy kaybettiğinizi sorgulayacakmışsız. Sizin önce bu gibi durumlarda yaptıklarınızı sorgulamanız gerekmektedir. her türlü mağduriyeti yaşamış biri olarak bölge milletvekilinizde müracaata cevap dahi alamamanın izahı yoktur.

            Selam ve Saygılarımızla.. 08.08.2018

EK:17 Evrak.                                                                                                    Mustafa DEMİR

                                                                                                                        Emekli -Mağdur

5 Ağustos 2018 Pazar

ANAYASA-BALA SAVCISI

 Kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti:
 Oğlum Halil Ankara İli Bala İlçesi Bala Lisesi önünde geçirmiş oldupu ağır kaza nedeniyle 15 yıl sonu itibariyle %98 Beyin Sapı Hasarlı ve Felçli olarak engelli kalmıştır.
Halalen bakımı tarafımızda yapılan hastanın kazası yaşanan Rüşver skandalı nedeniyle 15 yıldır çözülememiştir. Kaza Bala Lisesi önündeki kaldırımda 15 yaşındaki kör ve çocuk sürücü Murat Çalış tarafından aşıırı süratle ve arkadan çarpma suretiyle gerçekleşmiştir. Oğlum çarpmanın süratiyle havaya fırlamış, tekrar aracın üstüne düştüğünde beyin sapı aracın kaportası ile ön camı arasındaki metal çerçeveye çarparak hasar almıştır. Bu araç fotoğrafında açık ve net şekilde görülmektedir. İddia edildiği gibi sağdan sola geçen birinin bu hasarı alması da tıbben mümkün değildir. Tanık Can Gürbüz kazayı mağdur olay yerinden kaldırıltan sonra halkın içinde kazanın kaldırımda olduğunu anlatmıştır. Başkomiser ve Emniyet Amir vekili Ali Mülayim bu şahsı halkın içinde bizzat alarak karakolda ifadesini aldırmış, bu ifade üzerinede Cumartesi günü Trafik Polisi Mustafa Gödek tarafından Trafik Tespit Tutanağı düzenlenerek karakola teslim edilmiştir. Cumartesi günü akşamı Başkomiser Ali Mülayim yanında iki polisle bizzat evime gelerek kazanın kaldırımda olduğunu, oğlumun kusurunun bulunmadığını beyan ederek ve kimlik bilgilerini alarak gitmiştir. İlk anda suçu üstlenen, adına evrak ve rapor hazırlanan Ahmet Çalış, avukatsız ifade vermeyeceğini beyan etmiş ve tutanak tutularak nezarete alınmıştır.Emekli bir polisin ifadesiyle suçu üstüne alamamıştır. Fakat bizim hastamızla ilgilendiğimizi fırsat olarak değerlendiren bir akrabası pazar günü ilçeye gelerek kaza ile ilgili işlemlere başlayan Savcı İrfan Saz ve Başsavcı Mustafa Saylam'ı ilçe ileri gelenleriyle ziyaret ederek ve savcılıkta ve karakolda rüşvet vererek suçun oğlu Murat Çalış üstüne atılması sırasındaAhmet Çalış adına olan evrak ve raporu yok ettirmiş ve rüşvetle ayarladığı iki tanığa da ifadesini yok ederek veya değiştittirerek yalan söyletmiş, kaldırımda gerçekleşen kazayı yol ortasına aldırmış, oğlumu 4/10 suçlu gösteren sahte evrak ve Rapor hazırlatmış ve bizide davacı ettirmeyeceğini ileri sürmüştür. Bizim bir buçuk ay sonra bu durumu öğrenip yasal işlem başlatmamız üzerine Savcı Trafik Polisi Mustafa Gödek'in yakın arkadaşı J.Uzm.Abdullatif Öztürk'ü bilirkişi olarak görevlendirip Trafik Polisinden daha kötü rapor hazırlattırmıştır. Davamızda bu sahte evrak ve rapor üzerinde halen görülmeye devam etmektedir. henüz sonuçlanmamıştır.
      Bizim kazadan 12 yıl sonra malkaçırma davasına gönderdiğimiz bir dilekçe üzerine bize Bilirkişiye Hakaret davası açılmış, bilirkişi davacı edilemediği gibi dava sürecinde bilirkişi Feto çetesi üyesi olmaktan Savcı İrfan Saz gibi görevinden atılmıştır. Buna rağmen bize 10 ay ceza verilmiş ve 5 yıl geriye bırakılmıştır. Bu davaya gönderdiğim bir dilekçe üzerine Savcılığa başvurmam istenmiştir. Bala Başsavcılığına gönderdiğim 26.12.2016 tarihli Şikayet Dilekçesi üzerine Savcı Eda Irmak tarafından hazırlanan soruşturma dosyası 2016/699 soruşturma, 2018/216 Karar nolu soruşturmayla 18 04.2018 tarihinde "Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar" verilmiştir. Bu karar karşı Ankara Nöbetçi Sulh Caza Hakimliğine 30.04.2018 tarihinde yaptığım izirazda Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğince 20.06.2018 tarihinde 2018/3698 Değişik İş Karar no ile Red edilmiştir. Bu karar bana 18.07.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Adalet Bakanlığının tarafıma gönderdiği 18.05.2018 gün ve 2016-E.11989/39753  sayılı yazı üzerine bu Savcılık soruşturmasının Adalet Bakanlığı Hukuk biriminin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 7.3.2017 gün ve 2017/1812E.6659/6305 sayılı talimatı üzerine Ankara Savcılığının 8.3.2017 gün ve B.M.2017/8825 sayılı talimatıyla yapıldığı anlaşılmıştır. Bunun üzerine bu dava oluşmuştur. Bakanlıkla Savcılığa talimat vererek gerçeklerin inkara kalkışılan bir soruşturma hazırlarttırılarak 6/8 oranında Kaza Tazminat alma hakkımızın gasp edilmesinin kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur.
 Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenlerle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar:
 Dosyamda bulunan evraklar Anayasanın 40.,125. ve 138. maddelerinin açık ihlalidir. Anayasanın 40. maddesi Kişinin Resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır. Savcı Eda Irmak talimatla hazırlamış olduğu soruşrurma raporunda Trafik Polisi Mustafa Gödek'in dosyadakinden başka rapor hazırlamadığı ifade edilmektedir. Oysa Mustafa Gödek'in bir değil bilinen üç rapor hazırladığı, ilk raporunun Ahmet Çalış adına old.uğu, Bu raporun var.lığı Ankara 12. İdare Mahkemesince de kabul edilmektedir. Bu rapor C.Barbaros Ayata'ya 8.8.2004 gecesi Bala Karakolunda sabit olduğu halde verilmemiştir.İkinci rapor ise yine Mustafa Gödek tarafından hazırlanan ve yalancı tanık Mustafa Yüksel'in ifadesine dayanan, solu kırık aracı sağ tarafı kırık gösteren Rapor'dur ve benzer bir sureti elimizdedir. Bu rapor üzerine de karakolda polisler arasında küfürleşmeler ve tartışmalar yaşanmış, Mustafa Gödek bu raporunu da yok ederek dosya da bulunan tarihsiz 3. Raporunu hazırlamıştır. Savcı Eda Irmak karakolda herhangi bir tartışmanın yaşanmadığını iddia etsede karakolda yaşanan bu Rüşvet Rezaleti nedeniyle Ali Mülayim'in 8.8.2004 tarihinde Emniyet Amirliğine yazdığı kaza ile ilgili resmi yazıda oğlumun %40 kusurlu gösteren Trafik Tesbit Tatanağı ve diğer evrakların Savcı İrfan Saz'a 8.8.2004 tarihinde teslim ettiği bizzat savcının el yazısıyla attığı tarih ve parafla sabittir.   Trafik Polisi ve Emniyet Amir Vekili Emniyet ifadelerinde dosyadaki raporun 9.8.2004 tarihinde verildiğini idda etmektedirler. Bala karakolu resmi yazısı defter kayıtlı bir yazı olduğundan bunu değiştiremedikleri, değiştirdikleri 2. rapor nedeniyle de karakolda tartışma yaşadıkları nedeniyle yalan ifade vermekteler ve raporun 9.8.2004 tarihinde verildiğini iddia etmektedirler. Oysa namusu, şerefi ve haysiyeti olan hiç kimse 9.8.2004 tarihinde düzenlenen raporun 8.8.2004 tarihinde Savcılığa teslim edildiğine inanmaz ve kabul etmez.
     Anayasa 125. maddesi idarenin her türlü eylem ve işlemlerine yargı yolu açıktır. 138. maddesi de Hiçkimsenin savcı ve hakimlere emir ve talimat veremeyeceğini ifade etmektedir. Oysa Adalet Bakanlığı Hukuk birimince verilen talimat nedeniyle hazırlanan bu soruşturma neticesinde devam eden bir davamızda bu kaza da mağdur dahi olmadığımıza karar verdirilmiştir. Burada Rüşvet karşılığı evrak sahtekarlığı yapıldığı gayet açık ve nettir. Düzenlenen tutanaklardaki sahtekarlık birbirini tutmayan tutanaklarla gayet açıktır. Savcının Rüşvet olayında C.barbaros Ayata ve bilirkişiyi konuşturan Mesut Çakantaş'ı çağırmak yerine oğluma müdahalesinden başka bilgisi olmayan Dr.Salih Yılmaz' çağırması olayları saptırmaya yöneliktir. Dosya isteme talebimizin karşılanmaamsı da bu dosyanın taraflı olduğunun açık delilidir. Bu savcı tarafından bu soruşturmayla gasp edilmek istenen 6/8 tutarındaki tazminat hakkımızı Adalet Bakanlığında istemek yasal hakkımızdır. Bu tazminat Trafik Tazminatı olduğundan ve resmi görevliler bize Rüşvet Karşılığı daha az tazminat ödenmesi için bu sahtekarlığı yaptığından 6001 sayılı karayolları trafik kanunun 30. maddesi gereğince gasp edilen Tazminat hakkımızın 4 katı ceza olmak üzere 5 katını istemek yasal hakkımızdır. Biz bu hakkımızı talep ediyoruz.
     Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 6. maddesinin ihlali gayet açıktır. Bu soruşturmanın Rüşveti kapatmaya yönelik bir soruşturma olduğu, AİHM'in bu konuda defalarca Türkiye'yi mahkum ettiği gayet açıktır. Aynı şekilde AİHM'in Ek Protokol No:1 Mülkiyetin korunması hakkımızın ihlal edildiği maddi ve manevi olarak mağdur edildiğimiz açıktır.
 Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının açıklanması:
 Kaza sonrası Rüşvetle gerçek rapor ve evrakların yok edilerek sahte evrak ve raporlarla hiçbir kusuru olmayan oğlumun mahkemesi 6/8 suçlu olarak sonuçlanmıştır. Savcı Eda Irmak'ın talimatla yaptığı soruşturmada yaşan gerçekleri inkara kalkışması nedeniyle Ankara 2. Aile Mahkemesi  kararı gereğince 2.229.67,12 TL. olarak sonuçlanması gereken dava dosyamız 2/8 le 557.417,78 TL. olarak sonuçlanmış, 6/8 oranındaki 1.672.253,34 TL. Yasal tazminat hakkımız Gasp edilmiştir.
      Bu Trafik Tazminatı olduğundan ve bize daha az tazminat ödenmesi için Rüşvet karşılığı bu evrak sahtekarlığı yapıldığından ve talimatla tüm bunları inkara yönelik soruşturma hazırlattırıldığından 6001 sayılı karayolları kanunun 30. maddesi gereğince 4 katı ceza tazminatı olmak üzere gasp edilen tazminat hakkımızın beş katı olan 8.361.266,70 Tl. nin Maddi tazminat olarak tarafımıza ödenmesi gerekmektedir. Aynı gerekçelerle maddi tazminatımızda 3/4 oranında eksik ödendiğinden tarafımıza 15 yıldır Tedavi için hastanelerde ve evimizde, dava için de Mahkemelerde rezil olduğumuzdan ve sağlığımızı kaybederek Hemodiyaliz Hastası olduğumuzdan  100.000.- TL. Manevi tazminat ödenmesi gerekmektedir. Fazlaya dair hakkımız saklı kalmak kaydıyla kaza tarihinden itibaren 8.461.266,70.-TL nın yasal faiziyle birlikte tarafımıza ödenmesi gerekmektedir.
 Başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar:
  1-Bala C.Bassavcılığına verilen 12.12.2016 tarihli Şikayet Dilekçesi.
2- Bala C.Başsavcılığının hazırlamış olduğu 18.04.2018 gün ve 2016/699 Soruşturma, 2018/216 Karar sayılı Kovuşturmaya yer olmadığına dair Kararı.
3-Bu karara karşı Ankara Sulh Ceza Hakimliğine yapılan 30.04.2018 tarihli itiraz dilekçesi.
4-Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 20.6.2018 gün ve 2018/3698 Değişik İş Kararı.
 SONUÇ TALEPLERİ: 
Kaza sonrası tarafımıza daha az tazminat ödenmesi için Bala Karakolunda yapılan evrak sahtekarlığını inkara yönelik Adalet Bakanlığı Hukuk biriminin talimatıyla hazırlanan bu soruşturma neticesinde gasp edinen 1.672.253,34 TL. nin 6001 sayılı kanunun 30. maddesi gereğince 4 katı ceza tazminatı olmak üzere 8.361.266,70 Tl kaza Tazminatı ile 100.000.-TL Manevi tazminat olmak üzere Toplam : 8.461.266,70.-Tl. Sekizmilyon Dörtyüz Altmışbirbin İkiyüz altmışaltı Lira yetmiş Kuruş Maddi ve Manevi Tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle tarafımıza ödenmesi huşunda;
      Gereğini arz ve talep ederim. 03.08.20018
                                                                                      Mustafa DEMİR
                                                                                           Başvurucu