T.C.
GÖLBAŞI(ANKARA)
1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
-YETKİSİZLİK-
TÜRK MİLLETİ ADINA
G E R E K Ç E L İ K A R A R
ESAS NO : 2025/35 Esas
KARAR NO : 2025/161
DAVACILAR : 1- BERSU TÜMER -
2- CEYLİN NİDA DURMUŞ -
3- TAHA ERKAN DURMUŞ -
VEKİLİ : Av. KADİR ALPER ÖZKUK -
DAVALILAR : 1- FATMA DEMİR -
2- HALİL DEMİR -
3- MUSTAFA DEMİR -
4- NUH DOĞAN -
MÜTEVEFFA/(LAR) : AHMET ÇALIŞ -
DAVA : Mirasın Hükmen Reddi
DAVA TARİHİ : 28/01/2025
KARAR TARİHİ : 08/05/2025
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/05/2025
Mahkememizde görülmekte bulunan Mirasın Hükmen Reddi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların dedesi olan muris Ahmet Çalış 16.04.2024 tarihinde vefat ettiğini, muris Ahmet Çalış'ın vefatı sonrası geriye altı yasal mirasçısı kaldığını, buna göre mirasın 5 payı Kadriye Çalış'a, 3 payı Serap Kandemir'e, 3 payı Murat Çalış'a, 3 payı davacı Bersu Tümer'in annesi olan Nurten Tümer'e, 3 payı Ezgi Sarı'ya, 3 payı müvekkiller Taha Erkan Durmuş ve Ceylin Nida Durmuş'un anneleri Gülden Durmuş'a ait olduğunu ancak yasal mirasçı olan müvekkil davacıların anneleri Nurten Tümer ile Gülden Durmuş süresi içerisinde mirasın gerçek reddi istemiyle dava açmış olup, işbu talepleri doğrultusunda görevli ve yetkili mahkemelerce mirası retlerinin tesciline karar verildiğini, bu nedenle davacıların mirasçılık sıfatıyla hak ve yükümlülükleri doğduğunu ancak murisin borca batık durumda olduğu tarafımızdan tespit edilmiş olup, bu nedenle müvekkiller yönünden mirasın hükmen reddini talep etme zarureti hasıl olduğunu, muris Ahmet Çalış aleyhine Ankara 8. Genel İcra Dairesi'nin 2023/97795 sayılı dosyasında, davalılar Mustafa Demir, Halil Demir ve Fatma Demir tarafından icra takibi başlatılmış olup, işbu dosyada güncel bakiye borç miktarı olarak 1.887.776,06-TL görünmekte olduğunu, işbu icra takibinin dayanağı olan Bala Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16.07.2014 tarih ve 2012/133 esas, 2014/219 sayılı kararı Yargıtay denetimi sonrası bozulmuş olup, hali hazırda dava Bala Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2023/219 esas sayılı dosyasında derdest olup, geçen süre nazara alındığında işleyecek faiz, asıl alacağın artması ihtimalleri karşısında borç miktarının daha da artacağı kaçınılmaz bir gerçeklik olduğunu, yine davalı Nuh Doğan'ın (kişinin kimlik bilgileri ve adresi tarafımızdan tespit edilememiş olup, ilgili icra dosyasından istenmesi tarafımızdan talep olunur) muris Ahmet Çalış aleyhine Gölbaşı (Ankara) İcra Dairesi'nin 2014/242 sayılı dosyasında icra takibi başlatmış olduğu öğrenilmiş olup, işbu takibin güncel bakiye borç miktarı 15.000,00-TL civarında olarak bilinmekte olduğunu, müvekkillerin henüz 18 yaşından küçük olup, hayata atılmamış, mali ve ekonomik özgürlüğü ile gücü olmayan, eğitim-öğrenim hayatları devam eden küçükler olduğunu, bu nedenledir ki murisin terekesinin borca batık olması karşısında müvekkiller yönünden geri dönülmez sorunların doğması ve davacıların haksız bir şekilde mağdur edilmesi durumu hasıl olduğunu, izah edilen ve Mahkemece resen gözetilecek nedenlere binaen, muris müteveffa Ahmet Çalış'ın terekesinin borca batık olduğunun tespitine, davacıların mirası hükmen reddettiklerinin kabulüne, bu kararın tesciline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı Mustafa Demir cevap dilekçesinde özetle; Halil Demir’in 06.08.2004 tarihinde Ankara Bala Lisesi önünde kaldırımda 15 yaşındaki Murat Çalış tarafından ağır yaralanmalı Trafik kazası geçirmesi üzerine telefonla ulaşılan baba Ahmet Çalış telefonla olay yerine çağrıldığını ve suçu üstlendiğini ve kendilerine kazayı oğlunun değil kendisinin yaptığını bildirildiğini, kazanın kaldırımda ve aşırı süratle gerçekleştiği hem Ahmet Çalış tarafından ikrar edildiğini, hemde Bala karakolu ve Emniyet Amirliği yetkililerince kazanın kaldırımda gerçekleştiği ve oğlumun içbir kusurunun olmadığı bildirilmesi ve oğlumum durumun çok ağır olması nedeniyle biz kaza evraklarıyla değil oğlumun kurtarılması için çalıştıklarını ve resmi kaza evraklarıyla ilgilenmediklerini, kendisinin oğlu ile ilgilendiği için ve kaza evraklarıyla ilgilenmediği için, kendisinden başka da ilgilenen bulunmadığından bunu fırsat bilen Ahmet Çalış ve Akrabaları Tanık Emekli Polis memuru Mekin Öktem’in ifadesiyle suçu üstüne alamadığını, olay günü çeşmede su dolduran tanık Can Gürbüz’ün ifadesiye adına düzenlenen gerçek evrakları yok ettirdiğini, kaza zamanı yoldan geçen Tanık kepçeci Mustafa Yaşar’a da özel çalışırken Bala Belediyesinde işe alınma karşılığı istenilen şekilde yalan ifade verdirilerek kaldırımdaki kaza yol ortasına alındığını ve hiçbir kusuru olmayan oğlunun tam kusurlu hale getirildiğini, bu durumu öğrenipte 35 gün sonra yasal işlem başlatınca Emniyet Amir Vekili Ali Mülayim'in derhal emekliye ayrıldığını, kendilerinin ise nüfuzlarını kullanıp Savcıları ve Hakimleri etkileyerek evrakların değiştirilmesi talep ettiren Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ı devre dışı bırakınca karşımızda kaza yapanlar değil maddi menfaat karşılığı görevini kötüye kullanan Hakim ve savcılar kaldığını, her türlü hukuksuz işlem ve girişimleri hukuk çerçevesinde bertaraf edilerek kaza tazminat davamızın yirmi yıl sonra yeniden başlanıldığını ve devlet büyüklerine sunulan hukuksuz mahkeme kararlarınca haklarında yeniden inceleme başlatıldığını, kaza davasının yeniden görülmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin Raporu beklenilmekte olduğunu, ayrıca Adalet Bakanlığının Savcı ve Hakimleri inceleme ve soruşturma işleminin de halen devam etmekte olduğunu, kaza zamanı kendilerine ceketini satıp kendilerini mağdur etmeyeceği sözü veren Ahmet Çalış'ın, yokluklarında söz verdiği ceketini satarak rüşvetlerle evrakı değiştirttiğini, kendilerince yasal işlem başlatınca ve davacı ertirmeyecek olanları dinlemeyek haklarında yasal işlem talep edince ve kullandıkları Siyasi Parti Genel Başkanının hemşehrileri ve akrabalarından olduğu ortaya çıkınca da kendisinde daha fazla rüşvet talep ederek bir akrabasının dediği gibi “Kaz gibi yolmuşlar.” bu nedenle Ahmet Çalış borca değil “Rüşvete batıktır.” Ahmet Çalış'ın üzerindeki malları kaçırdığını, Bala’daki evini bacanağı Necmi Sarı’ya usulsüzce sattığını, geri alıması için Bala Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış bulunan “2018/353 Esas” dosya numarıyla açılan dava halen devam etmekte olduğunu, Ankara Keçiören İlçesi Kalaba semti Güçsüzleryurdu yakınlarındaki evinin evrakı Bala’daki bizzat benim girdiğim duruşmaya gelmesine rağmen davanın hukuksuzca reddi üzerine avukatımın hatasında yararlanarak elden çıkardığını ve Mahkemeye gelen evrak duruşma tutanağı ile birlikte yok edildiğini, bu konuyla ilgili Bala Asliye Hukuk Mahkemesine yazdığı beyan 2012/133 Esas sayılı dava dosyasınca Mahkemeye gönderildiğini, kaza dan sonra da mümkün olduğunca üzerine mal edinmemeye çalıştığını, bize ödeme yapmamak için ne gerekiyorsa yaptığını, Ahmet Çalış vefat edince derhal reddi miras davası açan kızı Güden DURMUŞ(ÇALIŞ) kaza zamanı kaza yapan Murat Çalış’in yanında oturan ve kaza sonrası Tanık Mekin Öktem’in dükkanında babasına telefon ederek babasını olay yerine çağıran ve babasının ilk anda suçu üstüne almasını sağlayan kızı olduğunu, hakkında açılan Bala Asliye Mahkemesindeki 2004/95 sayılı Adaleti yanıltma davasında kanbağı nedeniyle cezalandırılmadığını, kaza zamanı babasının Bala'daki telefon dükkanını Kırşehir Kaman İlçesine taşıyan ve başkası üzerine açan kişi olduğunu, kendileri Bala’da iken Kaman'a bu dükkana gidip geldiği bilindiğini, kendilerinin 2007 yılında Bala'da ayrıldıktan sonra bu dükkanın akibetini bilmediklerini, yani babası adına olan telefon dükkanını, yani malvarlığını kaçıran ve başkası üzerine açıp çalıştıran kişi olduğunu, reddi miras yaparak kaçırdığı babasının malvarlığına ulaşılmasını engellemeye çalışmakta olduğunu, şimdide kendi çocuklarına ve dükkanı beraber işlettiği kardeşinin çocuklarına ulaşılmasını engellemeye çalışmakta olduğunu, yani bu davanın tam bir mal kaçırma davası olduğunu, açıkça izah edildiği gibi; bu mirasın hükmen reddi davasının alacaklının adesinde bulunan Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmamasının hukuka aykırı olduğundan redine veya bu davanın Osmaniye Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmasının sağlanmasına; borca batık olduğu iddia edilen Ahmet Çalış’ın rüşvete batıklığı açık olduğundan mal varlığının ölüm tarihinden değil 06.08.2004 tarihinde gerçekleşen kaza davasından itibaren araştırmaya başlanılmanılmasına ve bir şekilde yok edilen Ankara Keçiören Kalaba Semti Güçsüzleryurdu yakınlarındaki 3. kat evinin akibetinin doğru şekilde araştırılmasına, kaza zamanında Bala Kırşehir Caddesi adresinde bulunan kızı Gülden tarafından Bala’da kaçırılarak başka yerde ve başka kimlikle yeniden açılan telefon dükkanının akıbetinin tam ve doğru şekilde araştırılarak kaçırılan bu malvarlığının ortaya çıkartılmasına ve kızı Gülen ve kardeşinin reddi miras davasının iptali ve kaçırılan mal varlığına el konulması için yasal işlem başlatılmasına karar verilmesine; kısaca hukuksuzca ve kötü niyetle açılan bu hükmen mirasın reddi davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından ,
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK'nın 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.
Bilindiği gibi; ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.(Ankara B.A.M 17.Hukuk Dairesi 2023/708E 2025/481 K sayılı ilamı)
Somut iş bu uyuşmazlıkta davalıların ikametlerinin Osmaniye olduğu davalılar vekili süresi içerisinde vermiş olduğu cevap dilekçesi ile yetki itirazın bulunarak yetkili Mahkemenin Osmaniye Mahkemeleri olduğunu beyan etmiştir.
Somut olaya iş bu çerçeveden bakıldığında mirasın hükmen reddi davasında; TMK 605/2 vd Maddeleri gereğince alacaklıların davanın açıldığı tarihteki ikametgahı Mahkemesi olup alacaklı olan davalıların ikametgahları Gölbaşı ilçesi olmadığından Mahkememizin yetkisizliğine, yetkili Mahkemenin Osmaniye (Nöbetçi) Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının davasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116/1-a maddesi gereğince Gölbaşı (Ankara) 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YETKİSİZ olduğunun TESPİTİNE,
2- Yetkili mahkemenin Osmaniye (Nöbetçi) Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
3- Kararın kesinleşme tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde taraflardan birinin başvurması durumunda dosyanın görevli Osmaniye (Nöbetçi) Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine; aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin İHTARINA,
4- Yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere, karar verildi.08/05/2025
Katip 238032
¸e-imzalıdır
Hakim 122287
¸e-imzalıdır