25 Eylül 2014 Perşembe

BANKALAR-HSYK


HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULUNA


                                                                                                                 ANKARA

 

            2010 Emekli olmuş bir Devlet Memuruyum. 2004 yılında oğlum kaldırımda 15 yaşında bir çocuk tarafından ağır bir kazaya maruz kalmış, bugün itibariyle %98 özürlü ve bakıma muhtaç durumdadır. Kaza zamanı kazayı babası üslenmiş ve kazanın kaldırımda olduğunu kabül ve beyan etmişlerdir. Babası adına da oğlumun hiçbir kusurunun olmadığına dair işlemler yapılmıştır.Kazadan 3 gün sonra Savcı gelince “Benim davacı ettirilmeyeceğim.” İleri sürülerek ve ikide yalancı tanık ayarlanarak evraklar değiştirilmiş ve kaza yol ortasında olmuş gibi yeniden düzenlenmiştir. Bizim 2 ay sonra bu durumu öğrenip yasal işlem başlatmamıza rağmen Adalet sistemindeki bozukluk nedeniyle Ceza davası aleyhimize sonuçlanmıştır. Oğlumun bakımı tarafımızdan yapılmaktadır. 10 yıldır Tazmimat Mahkemesi sonuçlanmamıştır.

            2007 yılında Ceza Davamız RÜŞVETLE olumsuz sonuçlanınca Tazminat Davamızda yine RÜŞVETLE Red edilmiştir. Fakat Yargıtay bu kararı bozmuş ve dava 2014 yılında lehimize sonuçlanmasına rağmen henüz kesinleşmemiş ve tazminat alınamamıştır.

2007 yılında Davamız RÜŞVETLE Red edilince aldığım krediler ve kredi kartlarım icralık olmuş ve haketmediğim şekilde mağdur olmuştum. Bu nedenle erken emekli olmuş ve borçlarımı biran önce kapatmak için ne gerekiyorsa yapmıştım.

Vakıfbank Kredi kartımda icralık olmuş, ilk sırada maaşımdan kesilmiş ve ödenmiş, bu da icra yapan avukata bildirilmişti. Fakat: 2013 yılında ödenmiş borç dosyasına Av.İshak Özbey tarafından Ankara 16. İcra Dairesinden 2013/11949 Dosya no ile 2.601,43 TL tutarlı İlamsız Takipte Ödeme Emri belgesi gönderilmiş ve bu paranın 7 gün içerisinde ödenmesi istenmiştir.

Benim Osmaniye İcra Tetkik Hakimliği kanalıyla 02.09.2013 tarihinde yaptığım itiraz Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından 19.11.2013 tarihli Gerekçeli Kararında:

“İcra dosyasının incelenmesinden davalı alacaklı  tarafla davacı borçlu aleyhine takip yapıldığı alacaklı vekilinin davacı borçluya icra dosyasından ödeme yapması için ödeme muhtırası adı altında özel bir yazı yazdığı bunun şikayete konu edildiği icra müdürlüğünce yapılmış herhangi bir işlemin olmadığı davacının eklediği belgelerinde mahkemenin tesbitini doğruladığı şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla;

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:

1-Şikayetin reddine,

...

4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereği 440,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

.... karar verildi. 19.11.2013

Bu karar Temyiz edildi ve miktardan Red edildi, banada Karar düzeltme hakkı verilerek 30.01.2014 tarihinde tebliğ edildi. Ben Karar düzeltme hakkımı miktar yetersizliğinden kullanamadığımdan karar 12.05.2014 tarihinde kesinleşti. Bu kararda bana 21.05.2014 tarihinde tebliğ edildi ve 26.05.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru olarak gönderildi. Anayasa  Mahkemesinde 2014/7218 Bireysel Başvuru numarası alındı. Yargılama devam ediyor.

Benim şikayetime gelince:

Yukarıda gerekçeli kararda aynen yazdığım gibi “...özel bir yazı yazdığı bunun şikayete konu edildiği..” yönünde hüküm kurulmuştur. Ben emekli bir devlet memuruyum. Memuriyetim boyunca Mutemet ve Muhasip olarak hep parasal işlerde çalıştığımdan, ayrıca Bilgisayar işlerinde belgeli Proğramcı ve Donanımcı olduğumdan, Kurumum ve Kaymakamlıklarda Şikayet ve Soruşturmalarda uzun süre görev yaptığımdan, bu kararı veren hakimin altında kalırsa canının çıkacağı kadar dosya hazırladığımdan bu kararın RÜŞVETLE verildiğinden hiçbir şüphem yoktur. Zira iddia edilen özel belge 12.04.2012 tarihli olup benim açtığım davadan yaklaşık birbuçuk yıl önce gönderilmiştir. Bu karara ancak geri zekalı aptallar inanır. Ben bana gönderilen İlamsız Takipte Ödeme Emri Belgesini şikayete konu ettim ki, bu belge özel belge olmayıp “Resmi Mahkeme Belgesidir”. Bu belgeye yasal süresi içerisinde itiraz edilmediği veya dava açılmadığı takdirde kesinleşir ve evraktaki miktar icra yoluyla alınır. Bu Avukatın bu Hakim gibi “Vicdanı Satılık” olanları ayarlayarak ahlaksız bir şekilde kazanç sağladığı açıktır. Bu nedenle bu Avukatın İcra Dosyalarının takip edilerek haksız kazancının elinden alınmasını ve ona onay veren Vicdanı satılık Hakimlerede gereğinin yapılmasını talep ederim.

Vicdanı satılık Hakimin: “...icra müdürlüğünce yapılmış herhangi bir işlemin olmadığı...” iddiası ise gönderilen “İlamsız Takipte Ödeme Emri” belgesini görmezden geldiği açıktır. Bu nedenle ortak çalıştığı Avukatı koruyan bir HUKUKSUZ KARAR vermiştir. Görevini açıkça kötüye kullanmıştır. RÜŞVET almadan da böyle karar vereceğine ben inanmıyorum. Bu nedenle de kararını Anayasa Mahkemesine taşıdım.

Bu şikayeti yapmama gelince:

22.08.2014 tarihinde 4060 numaralı UYAP sistem mesajından: 27sa215 plakalı araca ankara 16. icra dairesinin 2013-11949 icra nolu dosyasında haciz mahrumiyeti eklenmiştir. 15:00:40 22.09.2014 tarihli mesajı nedeniyledir.

Hakim Ayhan Aksoy 23683 İcra dairesinde yapılmış herhangi bir işlemin olmadığını iddia ederken herhalde aldığı RÜŞVETİ düşünüyordu. Benim bile varlığını unuttuğum, piyasan çekileli yıllar olmuş bir mobilyetime Haciz kodurmaları düpedüz ahlaksızlıktır. Yarın bana oğlumun tazminatında para ödenmesi durumunda Ankara 16.İcradaki dosyamı gerekçe gösterek para talep edecekleri aşikar olmuştur. Bu resmi hırsızlık olup bizzat hukukçular tarafından yapılmaktadır.

 Bu nedenle:

Benim Adaletsizlikten çok canım yandığından başkalarınında canının yanmaması için yasal şikayet hakkımı kullanarak bu şikayeti yapıyorum. Adalet birgün siz Adaletçilerede lazım olacaktır.

1-Ankara 16. İcra tarafından kullanmadığım ve piyasadada olmadığı gibi varlığını da unuttuğum 27sa215 plakalı mobilyetimin haczinin kaldırılmasını, Gaziantep İslahiye Trafik Şubesine yazı yazılarak bu mobilyetiminde üzerimden düşürülmesinin sağlanmasını,

2- Avukat İshak Özbey hakkında Avukatlık Kanunu gereğince: Rüşvet vermek, Adaleti etkilemek, Nitelikli Dolandırıcılık, haksız kazanç sağlamak suçlamasıyla gereğinin yapılmasının sağlanmasını;

3-Hakim Ayhan Aksoy hakkındada 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunun ilgili maddeleri gereğince soruşturma açılarak cezalandırılmasının sağlanmasını ve Anayasanın 159. maddesi gereğince de RÜŞVET ALMAK suçundan cezalandırılmasını;

4- Ankara 16. İcrada bulunan 2013/11949 sayılı icra dosyamın ve buna kaynak gösterilen Ankara 25. İcra Dairesinde bulunan 2007/8372 Dosya numaralı İcra dosyalarının kapatılarak, kapatıldığına dair belgenin tarafıma gönderilmesini:

Gereğini arz ve talep ederim.                                                                25.09.2014

Mustafa DEMİR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder