21 Aralık 2015 Pazartesi

SAĞLIK-KARAR DÜZELTME


 DANIŞTAY 15. DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA

SUNULMAK ÜZERE ANKARA 5. İDARE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİ İÇİN

NÖBETÇİ OSMANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

                                                                             Dosya No: 2015/4851 Esas, 2015/5131 Karar

 

KARAR DÜZELTME TALEP

EDEN    DAVACI                 :   Mustafa DEMİR-
 

DAVALI                                 :    SAĞLIK BAKANLIĞI

 

KARAR VEREN MAHKEME: ANKARA 5. İDARE /2014/480Esas, 2014/1341 Karar

 

TEMYİZ  MAHKEMESİ     :   DANIŞTAY 15. İDARESİ

 

TEMYİZ DOSYA NO              :   2015/4851 Esas, 2015/5131 Karar

 

KARAR TARİ           :   11.09.2015

 

TEBLİĞ TARİHİ                 :    16.12.2015

 

KONU                                    :  Danıştay 15. Dairesinin 11.09.2015 tarih ve 2015/4851 Esas, 2015/5131 karar numaralı Kararının KARAR DÜZELTME istemidir.

 

AÇIKLAMA                         :    Oğlum Halil Demir 06.08.2004 tarihinde Ağır yaralanmalı trafik kazası geçirmiş olup bu gün itibariyle %98 beyin özürlü ve bakıma muhtaç kalmıştır. Kamu kurumlarıyla rezalete dönen mahkemesi ve Rüşvet Davaları ile uğraşmaktan sağlığım bozulmuş ve Hemodiyaliz Hastası olmuştum. Kamu Denetleme Kurumuna mağduriyetinin giderilmesi için İran'da uygulanmakta olan Böbrek Nakli uygulamalarının bir benzerinin ülkemizde de uygulanması ile mağduriyetimin bir nebze giderilmesi için başvurunca Kamu Denetleme Kurumunun isteğiyle bu dava oluştu.

            Dava Ankara 5. İdare mahkemesinde görülmeye başlandı. Karar verilirken sanki ülkede savaş varmış gibi saçmalanarak  İranda Böbrek Ticareti olduğu ileri sürülse de bunun nasıl bir ticaret olduğu açıklanamadı. Avrupa Biyotıp sözleşmesine madde belirtilmeden atıf yapıldıysa da biz temyiz dilekçemizde maddenin metnini yazarak bunun iran usulüne bir engelinin olmadığını izah ettik. Ülkenin sanki savaşta olduğunu ima eden Anayasa'nın 15. maddesini gerekçe yapıldıysada biz ülkemizde herhangi bir olağanüstü durum, savaş vs. bulunmadığını, velevki olsa bile bu maddenin bile bizi desleklediğini, 17. maddenin zaten bizim talebimize uygun olduğunu açıkça izah ettik. Dava dilekçemizde böbrek naklinde İran üsülünün uygulanmasında herhangi bir engel bulunmadığını, aksine Anayasamızın 10. maddesine göre rahatlıkla uygulanabileceğini ve bunu uygulamaya da Sağlık Bakanlığının yetkili olduğunu ve bu yönden bir karar verilmesini talep ettik.

            On yıldan fazladır oğlumun kazası nedeniyle hukukla uğraştığımdan artık hukuk kitabı yazacak şekilde tercübe sahibi olduğum için Danıştay 15. Dairesinin benim mağduriyetimden ve böbrek nakinde İran usulü veya benzeri usulden tek kelime bahsetmeden Red etmesi bana şu fıkrayı hatırlattı: Bektaşiye sormuşlar Abdestsiz namaz Olur mu? diye. Demiş olur! Nası olur? demişler. Cevaben: Ben kıldım oldu. Demiş. Bizim Hakimler de "Ben Karar verdim, oldu" diyerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde kaybettikleri hukuksuz dava birinciliğini almak için var güçleri ile çalışmaktadırlar.

            Hukuk kitabı çalışmalarımda bir istatistik dikkatimi çekti. Japon Hükümeti mahkemelerinde %3 civarında olan yanlış karar yüzdesini sıfırlamak için komisyon kurarken bizim ülkemizde %88 olan hukuksuz kararların daha fazlasını vermenin yolları aranmakta, vicdan yerine cüzdanla karar verilmektedir. Bu da bir Başbakan tarafından Meclis Kürsüsünde dile getirilmekte fakat hukuksuz karar verenler hala korunmaktadır. Bu nedenle bizde çalışmalar yaparak vicdanı yerine cüzdanı ile karar verenleri teşhis ve teşhir etmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Elde ettiğimiz bilgi ve belgeleri de kurmuş olduğumuz derneğimizde yayınlayarak derneğimize gelir sağlayacağız.

            Oğlumun kazası nedeniyle yaşadığım mağduriyetleri ve mahkemelerdeki hukuk skandalları nedeniyle açılan davalara örnek olarak size Vakıfbank Davasında bir dilekçe örneği gönderiyorum. Bu dilekçede anlayacağınız bu davaya tıpa tıp benzemesidir. Vakıfbank Davasında, Banka Avukatının isteğiyle 3 mahkemede zırvalanınca artık bunun bir kitap haline getirileceği belirtilmiş ve yaşanan hukuksuzluklar sıralanmıştır. Bunun üzerine size gönderdiğim bu dilekçeye yeni bir dosya numararsı verilerek yeni bir dava açılmıştır. Bu Böbrek Nakli davasında da  Sağlık Bakanlığı Müsteşarının isteğiyle hukunu içine edilerek Avukatlık ücreti Sağlığın ve Hukuksuzluğun önüne geçirilmiştir.

            Şu unutulmasın: Bu davayı her ne karar ben açtıysam da benim şahsımda tüm organ bekleyen vatandaşları ilgilendirmektedir. Kamu Denetleme Kuurumu'nun isteği üzerine açılan bu davanın neticesi de Kamu denetleme kurumuna iletilmekle kalınmayacak, bir kitap haline getirilerek amaçları arasında hastalara yerdım etmek, Sağlık ve Rehabilitasyon tesisleri açmak olan derneğimize gelir sağlanacaktır. Bu nedenle bizim kişilerle herhangi bir husumetimiz yoktur. Dava dilekçemizde ve cevaplarımızda açıkça belirttiğimiz gibi Böbrek Naklinde İran usulünün ülkemizde uygulanması ülkemiz menfaatinedir. Şu an diyalize giren bir vadandaş için sağlıklı kişiden nakil on yıllık diyaliz masrafından ortalama %70 daha hesaplıdır. Sağlanacak iş gücü ve memnuniyeti de cabasıdır. Dilekçemizde de belirttiğimiz gibi yaşanan böbrek ticareti ve hukuksuzluklar da önlenecektir. Biz kanunlara uygun olmayan, kişilerin isteği, bilgisi ve onayı dışında herhangi bir talepte bulunmadığımız gibi sizin karşı çıktığınız organ ticaretine biz de karşıyız. Organ ticareti teklifi tarafımıza yapıldığı için bu davayı açmış bulunmaktayız. Bir zamanlar ülkemizde var olan Tütün yasağı gibi binlerce mağdur yaratmadan bu yasağın kaldırılması için çalışma ve düzenleme yapılması için bu dava açılmıştır. Tek kelime bahsetmeden "ben verdim oldu" mantığıyla karar verilmesi hukuka aykırıdır. Bu nedenle hukuken ne gerekiyorsa yapılmaktan tereddüt edilmeyecektir. Vakıfbank davasında olduğu Anayasa da bile saçma karar çıkartılsa da sonuç alıncaya kadar üzerine gidilecektir. Ya nakil için gereği, ya da mağduriyetimizin bedeli mutlaka alınacaktır.

 

NETİCE VE TALEP  : Yukarıda açıklanan nedenler ve Re’sen Mahkemenizce tespit edilecek sair nedenlerle; HUKUKA, HAKKANİYETE VE VİCDANA aykırı olan Ankara 15. İdare Mahkemesinin 13.11.2014 tarih ve Esas No:201/480;Karar No:2014/1341 sayılı kararının onanmasına karar veren Danıştay 15. Dairesinin 11.09.2015 tarih ve Esas No:2015/4851;Karar No:2015/5131 Karar sayılı  kararının DÜZELTİLMESİNE KARAR VERİLMESİNİ ve Mahkeme Mastaflarının davalı idare üzerinde bırakılmasını talep ederim.                              

Ek: 11. İdare yenileme dilekçesi sureti.                                                                                                            

                                                                                                                          21.12.2015

  

Mustafa DEMİR

                                                                                                                                Davacı

 

           

                       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder