HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU
3. DAİRESİ
BAŞKANLIĞINA
ANKARA
ADI VE SOYADI : MUSTAFA DEMİR.
GÖNDERİLEN YER: HSYK Genel
Sekreterliği
TEBLİĞ TARİHİ : 01.04.2016
KONUSU : Hakimler
ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliği’nin 24.03.2016 tarih ve 90836726-2014/8836/14729 sayılı
"Şikayet dilekçenize cevap" konulu İadeli-Taahhütlü
yazınıza itiraz dilekçesidir.
Hakimler
Savcılar Yüksek Kurulunuza vermiş olduğum 25.09.2014 tarihli dilekçemin incelendiği ve ;
“Öne sürülen
bir kısım iddianın soyut mahiyette olduğu, somut delil gösterilmediği, öne
sürülen diğer bir kısım iddiaların ise yargılama faaliyetine ilişkin olduğu,
hakimin yargı yetkisi ve takdir hakkı kapsamında kaldığı, ilgili hakimler ile
Cumhuriyet savcısının bu hak ve yetkilerini herhangi bir şekilde kötüye
kullandıklarına dair somut delil gösterilmediği gibi, yasa yoluna başvuru
sırasında ileri sürülen veya sürülebilecek hususların şikayete konu
edildiği", Anlaşıldığından,Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üçüncü
dairesinin 12.01.2016 tarihli ve 2016/859 sayılı oy birliği ile verilen karar
ve 03.03.2016 tarihli "Olur"la, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar
Kanunun 97. maddesinin (a) ve (d)
bendleri uyarınca işleme konulmadığı,”
Yazınız
alınmış olup, bu nedenle;
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nuza 25.09.2014
tarihli dilekçem üzerine (EK:1) 24.03.2014 tarih ve 2014/8836/14729 sayılı
yazınızla hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan masabaşı bir cevap
verilmiştir. (Ek:2) Oğlumun kazası kaldırımda gerçekleşmiş olup bu tanık Büşra
Yıldırım'ın açık ifadesiyle anlaşılmaktadır.(Ek:3) Kaza Teslim tutanağı bu
mihval üzerine tutularak karakola teslim edilmesine rağmen kazadan üç gün sonra
Bala'da kuyumculuk yapan Abdulkadir Kılıç'ın "beni davacı
ettirmeyeceği" iddiaları ve yalanları üzerine karakolda tanık Can
Gürbüz'ün ifadesi yok edilerek ve tanık kepçeci Mustafa Yaşar'ın da ifadesi
değiştirilerek gerçek rapor yok edilmiş ve oğlum Rüşvetle suçsuz iken suçlu
hale getirilmiştir. Bu gerçek raporun varlığı halen Ankara 12. İdare
mahkemesinde devam eden Ankara Valiliği davasında kabul edilmektedir. Dava
sürecinde bu yalancı tanıkların yalanları ortaya çıkartılmış olup, bu yalancı
tanıklara gerekli yasal işlemi yapmadığı ve bizi mağdur ettiği gerekçesiyle
eski Bala Asliye Ceza hakimi yeni Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Daire Başkanı
Hakim Fuat Pembeçiçek hakkındaki Adalet Bakanlığı davamız Ankara 3. İdare
mahkemesinde devam etmektedir.
Savcı
tarafından görevlendirilen Bilirkişi, karakola verdiği ilk tutanağı Savcı'nın
talimatıyla değiştiren ve aldığı rüşvetle Antalya'ya tatile giden ve tatil
dönüşü de bizzat benim yanımda rüşveti ve yaptığı tatili itiraf eden Trafik
Polisi Mustafa Güdek'in yakın arkadaşı ve bu rüşvet olayına vakıf olan
kendiside raporunu rüşvetle yalancı tanıkların ifadesine dayandıran J.Uz.
Abdullatif Öztürk'tür.
Dava sırasında
yalancı tanıkların yalanlarının ortaya çıkarılması ve oğlumun bu yalancı
tanıkların yalanlarıyla suçlu bulunduğunun anlaşılması üzerine bu yalancı
tanıkların yeniden dinlenmeleri gündeme gelmiştir. Bu tanıkların 17.10.2006
tarihli dinlenilmesi talepleri o tarihte kuyumcu Abdulkadir Kılıç'ın kiracısı
olan savcı Murat Gökhan Tahtakılıç'ın duruşmaya evsahibinin emir ve talimatıyla
ilk ve son olarak girerek bu yalancı yalancı tanıkların yeniden dinlenmelerini
engellemesi üzerine benim oğlum anayasanın 138. maddesine açıkça muhalefet
edilerek suçlu bulunmuştur.(Ek:4) Halen de rüşvet ve talimatla suçlu bulunmaya
devam etmektedir. Dava sonrası yasal işlem başlatılmıştır. Hakim Ankara
Kazan'a, savcı Ankara Kıızılcahamam'a sürülmesine rağmen HSYK tarafından bir
türlü bu kiracı-evsahibi ilişkisi ortaya konulmayarak bizilerin mağduriyeti
giderilmemektedir. Bu tanıkların yalanları ile mağdur edildiğimiz açıktır.
Adalet
Bakanlığınca açılan soruşturmaların ve 14. İdare Mahkemesinde açılan davanın
"soruşturmaya izin verilmemesi" gerekçesiyle kapatılması üzerine
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru'da bulunulmuş, (Ek:5) 2014/3684 dosya
numaralı "Kamu gücü kullanılarak Makul sürede Adil yargılama ve Soruşturma
yapılmadığından, Rüşvet nedeniyle uğradığım mağduriyetlerin..." bedeli
olarak istenilen tazminat makul süre gözardı edilmek ve "başvurucu
tarafından ileri sürülen iddiaların kanıtlanamadığı" gerekçesiyle
reddedilmiştir.(Ek:6) Oysa, rüşvet ve görevi kötüye kullanma davalarımız halen
devam etmektedir. Bizi reddeden Anayasa Mahkemesi aynı konuda başvuru yapan
teröristin başvurusunu kabul ederek 2013/5330 sayılı dosyada tazminata
hükmetmiştir. (Ek:7)
Vakıfbank
Avukatı'nın emir ve talimatıyla Vakıfbank Faizin faizi davasında 11. İcra Hukuk
Mahkemesi Hakimi Ayhan Aksoy'un "..icrada herhangi bir işlem
yapılmadığı.." gerekçesiyle bizi reddettiği icra dairesinin işlemiyle
olmayan mobiletime haciz konulmuş ve tarafıma "Davet kağıdı"
gönderilmiştir. (Ek:8) Bu davet kağıdına da yasal olarak itiraz edilmiş ve konu
tekrar mahkemeye taşınmıştır. 14. İcra Hukuk Mahkemesinde dava halen devam
etmektedir. "Halden anlayan Banka" olarak reklamları devam eden
bankanın artık Rüşvet alan alan hakim ve savcıların halinden iyi anladığından
ve reklam ücretini nasıl çıkardığından açıkça emin olduk. Ayrıca konu İdare
Mahkemesine de taşındığından Ankara 1. İdare mahkemesinde de davamız devam
etmektedir.
Bu nedenlerle;
Aldıkları
Rüşvet, emir ve talimatla davalarımızın seyrini değiştirdikleri açık olan Hakim
ve Savcılar, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunuzca açıkça korunmaktadır. Bu
Adaletin gecikmesine ve Adalete olan saygı ve güvenin yitirilmesine neden
olmaktadır. 12 yıldır benim kaza davam bu hakim ve savcıların karunması
nedeniyle sonuçlanamamaktadır. Bu da bizleri ziyadesiyle mağdur etmektedir.
Artık Sayın Cumhurbaşkanımızın deyimiyle sizin Adaletinize inanmıyor, saygı da
duymuyoruz. Sadece iç hukuku tamamlamak için gereğini yapıyoruz. Şikayet
dilekçemin yeniden incelenerek mağduriyetimin giderilmesi ve görevini kötüye
kullanan hakim ve savcılar hakkında 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunu'nun
68. ve 69. maddeleri gereğince işlem yapılması husunda;
Gereğini arz
ve talep ederim. 04.04.2016
Mustafa DEMİR
Davacı
E K L E R :
1-24.09.2014 tarihli dilekçe,
2-24.03.2016 tarihli HSYK yazısı,
3-11.10.2016 tarihli Bala Asliye Caza 2006/113 tutanağı,
4-17.10.2006 tarihli bala Asliye Caza 2006/113 tutanağı,
5-17.3.2014 tarhli Anaya Başvuru sonuç talepleri yazısı
6-2014/3684 dosya numaralı Anayasa Mahkemesi Kararı
7-2013/5330 dosya numaralı Anaya Mahkemesi kararı 1. ve
sonu,
8-2013/11949 sayılı İcranın Davet kağıdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder