4 Nisan 2016 Pazartesi

HSYK VAKIFBANK


HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU


3. DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

                                                                    ANKARA


 

ADI VE SOYADI      : MUSTAFA DEMİR.

GÖNDERİLEN YER: HSYK Genel Sekreterliği

TEBLİĞ TARİHİ     : 01.04.2016

KONUSU                 :  Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliği’nin 24.03.2016 tarih    ve 90836726-2014/8836/14729 sayılı "Şikayet  dilekçenize    cevap"  konulu İadeli-Taahhütlü  yazınıza itiraz dilekçesidir.


 

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunuza vermiş olduğum 25.09.2014  tarihli dilekçemin incelendiği ve ;

“Öne sürülen bir kısım iddianın soyut mahiyette olduğu, somut delil gösterilmediği, öne sürülen diğer bir kısım iddiaların ise yargılama faaliyetine ilişkin olduğu, hakimin yargı yetkisi ve takdir hakkı kapsamında kaldığı, ilgili hakimler ile Cumhuriyet savcısının bu hak ve yetkilerini herhangi bir şekilde kötüye kullandıklarına dair somut delil gösterilmediği gibi, yasa yoluna başvuru sırasında ileri sürülen veya sürülebilecek hususların şikayete konu edildiği", Anlaşıldığından,Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üçüncü dairesinin 12.01.2016 tarihli ve 2016/859 sayılı oy birliği ile verilen karar ve 03.03.2016 tarihli "Olur"la, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunun 97. maddesinin (a)  ve (d) bendleri uyarınca işleme konulmadığı,” 

Yazınız alınmış olup, bu nedenle;

Hakimler  ve Savcılar Yüksek Kurulu'nuza 25.09.2014 tarihli dilekçem üzerine (EK:1) 24.03.2014 tarih ve 2014/8836/14729 sayılı yazınızla hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan masabaşı bir cevap verilmiştir. (Ek:2) Oğlumun kazası kaldırımda gerçekleşmiş olup bu tanık Büşra Yıldırım'ın açık ifadesiyle anlaşılmaktadır.(Ek:3) Kaza Teslim tutanağı bu mihval üzerine tutularak karakola teslim edilmesine rağmen kazadan üç gün sonra Bala'da kuyumculuk yapan Abdulkadir Kılıç'ın "beni davacı ettirmeyeceği" iddiaları ve yalanları üzerine karakolda tanık Can Gürbüz'ün ifadesi yok edilerek ve tanık kepçeci Mustafa Yaşar'ın da ifadesi değiştirilerek gerçek rapor yok edilmiş ve oğlum Rüşvetle suçsuz iken suçlu hale getirilmiştir. Bu gerçek raporun varlığı halen Ankara 12. İdare mahkemesinde devam eden Ankara Valiliği davasında kabul edilmektedir. Dava sürecinde bu yalancı tanıkların yalanları ortaya çıkartılmış olup, bu yalancı tanıklara gerekli yasal işlemi yapmadığı ve bizi mağdur ettiği gerekçesiyle eski Bala Asliye Ceza hakimi yeni Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Daire Başkanı Hakim Fuat Pembeçiçek hakkındaki Adalet Bakanlığı davamız Ankara 3. İdare mahkemesinde devam etmektedir.

Savcı tarafından görevlendirilen Bilirkişi, karakola verdiği ilk tutanağı Savcı'nın talimatıyla değiştiren ve aldığı rüşvetle Antalya'ya tatile giden ve tatil dönüşü de bizzat benim yanımda rüşveti ve yaptığı tatili itiraf eden Trafik Polisi Mustafa Güdek'in yakın arkadaşı ve bu rüşvet olayına vakıf olan kendiside raporunu rüşvetle yalancı tanıkların ifadesine dayandıran J.Uz. Abdullatif Öztürk'tür.

Dava sırasında yalancı tanıkların yalanlarının ortaya çıkarılması ve oğlumun bu yalancı tanıkların yalanlarıyla suçlu bulunduğunun anlaşılması üzerine bu yalancı tanıkların yeniden dinlenmeleri gündeme gelmiştir. Bu tanıkların 17.10.2006 tarihli dinlenilmesi talepleri o tarihte kuyumcu Abdulkadir Kılıç'ın kiracısı olan savcı Murat Gökhan Tahtakılıç'ın duruşmaya evsahibinin emir ve talimatıyla ilk ve son olarak girerek bu yalancı yalancı tanıkların yeniden dinlenmelerini engellemesi üzerine benim oğlum anayasanın 138. maddesine açıkça muhalefet edilerek suçlu bulunmuştur.(Ek:4) Halen de rüşvet ve talimatla suçlu bulunmaya devam etmektedir. Dava sonrası yasal işlem başlatılmıştır. Hakim Ankara Kazan'a, savcı Ankara Kıızılcahamam'a sürülmesine rağmen HSYK tarafından bir türlü bu kiracı-evsahibi ilişkisi ortaya konulmayarak bizilerin mağduriyeti giderilmemektedir. Bu tanıkların yalanları ile mağdur edildiğimiz açıktır.

Adalet Bakanlığınca açılan soruşturmaların ve 14. İdare Mahkemesinde açılan davanın "soruşturmaya izin verilmemesi" gerekçesiyle kapatılması üzerine Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru'da bulunulmuş, (Ek:5) 2014/3684 dosya numaralı "Kamu gücü kullanılarak Makul sürede Adil yargılama ve Soruşturma yapılmadığından, Rüşvet nedeniyle uğradığım mağduriyetlerin..." bedeli olarak istenilen tazminat makul süre gözardı edilmek ve "başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların kanıtlanamadığı" gerekçesiyle reddedilmiştir.(Ek:6) Oysa, rüşvet ve görevi kötüye kullanma davalarımız halen devam etmektedir. Bizi reddeden Anayasa Mahkemesi aynı konuda başvuru yapan teröristin başvurusunu kabul ederek 2013/5330 sayılı dosyada tazminata hükmetmiştir. (Ek:7)

Vakıfbank Avukatı'nın emir ve talimatıyla Vakıfbank Faizin faizi davasında 11. İcra Hukuk Mahkemesi Hakimi Ayhan Aksoy'un "..icrada herhangi bir işlem yapılmadığı.." gerekçesiyle bizi reddettiği icra dairesinin işlemiyle olmayan mobiletime haciz konulmuş ve tarafıma "Davet kağıdı" gönderilmiştir. (Ek:8) Bu davet kağıdına da yasal olarak itiraz edilmiş ve konu tekrar mahkemeye taşınmıştır. 14. İcra Hukuk Mahkemesinde dava halen devam etmektedir. "Halden anlayan Banka" olarak reklamları devam eden bankanın artık Rüşvet alan alan hakim ve savcıların halinden iyi anladığından ve reklam ücretini nasıl çıkardığından açıkça emin olduk. Ayrıca konu İdare Mahkemesine de taşındığından Ankara 1. İdare mahkemesinde de davamız devam etmektedir.

Bu nedenlerle;

Aldıkları Rüşvet, emir ve talimatla davalarımızın seyrini değiştirdikleri açık olan Hakim ve Savcılar, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulunuzca açıkça korunmaktadır. Bu Adaletin gecikmesine ve Adalete olan saygı ve güvenin yitirilmesine neden olmaktadır. 12 yıldır benim kaza davam bu hakim ve savcıların karunması nedeniyle sonuçlanamamaktadır. Bu da bizleri ziyadesiyle mağdur etmektedir. Artık Sayın Cumhurbaşkanımızın deyimiyle sizin Adaletinize inanmıyor, saygı da duymuyoruz. Sadece iç hukuku tamamlamak için gereğini yapıyoruz. Şikayet dilekçemin yeniden incelenerek mağduriyetimin giderilmesi ve görevini kötüye kullanan hakim ve savcılar hakkında 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunu'nun 68. ve 69. maddeleri gereğince işlem yapılması husunda;

Gereğini arz ve talep ederim.  04.04.2016

                                                                                    Mustafa DEMİR

                                                                                Davacı

 

 
E K L E R  :

1-24.09.2014 tarihli dilekçe,

2-24.03.2016 tarihli HSYK yazısı,

3-11.10.2016 tarihli Bala Asliye Caza 2006/113 tutanağı,

4-17.10.2006 tarihli bala Asliye Caza 2006/113 tutanağı,

5-17.3.2014 tarhli Anaya Başvuru sonuç talepleri yazısı

6-2014/3684 dosya numaralı Anayasa Mahkemesi Kararı

7-2013/5330 dosya numaralı Anaya Mahkemesi kararı 1. ve sonu,

8-2013/11949 sayılı İcranın Davet kağıdı.

 

                                                           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder