Sayın Turgay Güler
Sıradışı
Proğram Yapımcısı
Size
bu sıradışı yazı dosyasını gönderiyorum. Okuyunca görüş ve önerilerinizi de
bekliyorum. 04.10.2016 tarihli proğramınızda Müslümanların yaşananlara karşı
ilgisizliğinden şikayet ediyorsunuz. İslam Dünyası halkı bu ilgisizlikten ve
yöneticilerinin becerisizliklerinden dolayı hala her türlü sıkıntılara maruz
kalmaktadır. Bunu beyana bile lüzum yoktur. Yöneticilerimiz ise kendi keyfi
çıkarları ve rahatları peşindedir.
Ben
Diyanet İşleri Başkanlığı Taşra teşkilatında emekli bir memurum. Ankara da
görev yaparken oğlum ağır bir kaza geçirdi. 7 ay koma olmak üzere uzun bir
tedaviden sonra %98 Beyin özürlü ve yürüyemez şekilde felçli ve başkasının
bakımına muhtaç kaldı. Kaza Lise önünde ve kaldırımda gerçekleşmesine ve ilk
alda suçu baba üstlenip bunu beyan etmesine rağmen biz hastamızla ilgilenirken
Rüşvetle evraklar değiştirildi. Baba adına olan Trafik Raporu yok edilerek oğul
adına sahte evraklarla oğlum hiçbir kusuru olmadığı halde huçlu ilan edildi. 12
yıldırda mahkememiz henüz sonuçlanmadı, devam ediyor.
Olay
Ankara da ve görevde olduğum sürede meydana geldiğinden ve hiçbir resmi hastane
durumu nedeniyle oğlumu kabul etmediğinden yüksek ücretle özel hastanelerde
tedavi ettirdim. Büyük para harcadığım tedavi sırasında kaldığım Özel Güven
Hastanesi ve İncek Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesinde bütün kurum
yöneticileri hastalarını ziyaret ederken ben Diyanetin hemen üst tarafından
olmama rağmen hiçbir diyanet yetkilisi hastamı ziyaret etmediği gibi ağır
hastalarda kendi parasıyla tedavi olan ancak ben oldum. Diyanet verdiği yardım
sözünü tutmadığı gibi borç isteğimizi de emsal teşkil eder diyerek red etti.
Beni red eden Diyanet, Diyanet Vakfı aracılığıyla Polis Vakfına bağışladığı
yüksek miktardaki bağışla Polis memurları bizzat benim yanımda tedavi oldular.
Paranın Diyanet Vakfınca verildiğide bizzat tedavi olan polislerce ifade
edildi.
Vakfın
müfettişlerini sıkıştırarak aldığım küçük miktardaki yardıma da Ankarada
ayrılırken davam bitecek diye yardım senedi imzaladım. Davam bitmeyincede dava
bitimine ödemek üzere senetlerimi durdurdum. Bu senetleri ele geçiren Diyanet
Vakfı bunu yardım değil Borç addederek beni icraya verdi. Olayı Mahkemeye
taşıyıp icrayı durdurmama rağmen bu para Diyanet Vakfına ödendi. Duran paranın
dava açılmadan nasıl olduğunu araştırınca bizzat Hakimin Mahkeme Kaleminin ve
İcranın durduğunu teyit ettiği İcranın durma yazılarının dosyadan çıkartılarak
paranın ödendiğine tanık oldum. Müftü beyle bunu tartışırken Müftü bey ağzında
sicilimde bazı evraklar olduğunu, benim daha öncede para yediğimi söylemesi
üzerine sicilimdeki evrakları aldığımda cami parasıyla ankarada ev aldığımı ve
dört personelin parasını yediğimin evraklarını alınca hemen şu anki Başkan2a
göndedimse de adam Dilsiz Şeytan kesildi. Mahkeme halen devam ediyor. Mahkeme
evraklarını Diyanet İşleri Başkanı ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanına ve
Başbakana gönderdim, sana da gönderebilirim. Dört personelin maaşını yediğimi
iddia eden Müftü yaşadığım Osmaniyeye Müftü yardımcısı olarak atandı. Hemde
dava devam ederken benim sicil dosyalarımın başına. Erzurumlu olan adam 15
temmuz sonrası görevden atıldı. Bana iftira atan bu kişi Hatayda yapılan
Dinlerarası Diyalog konferansında Hatay Müftü yardımcısı olarak Diyanetin temsilcisiydi.
Ben
sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez’i 2007 yılında Başkan yardımcısı iken tanıdım.
Bende nüfusta Gaziantep doğomlu ve eskiden Gaziantepte görev yaptığımdan ayrıca
ailem yörede Gavurdağı diye bilinen Nurdağı’nın eski sahipleri olduğundan ve
Fırkai İslahiye ile bölgeden sürülmelerine rağmen geri döndüğünden, köklü aile
olduğumuzdan bu tedavi ve dava sürecinden madden ve manen ayakta kalabildik.
Mehmet Görmez Sudi Arabistana iki görevli göndermek üzere sınav açmıştı.
Sorumlusu kendisi olduğundan zaten iki kişiyi görevlendirerek Suudi Arabistan’a
göndermiş ve sınavı onlara kazandırma sözü verdiğinen be müracaat etmeme rağmen
sonucu belli sınava kaltılmadım. Oğlumun Mahkemelererini bahane ederek sonucu
belli sınava katılmadım. Katılanlarda netice alamadı. Hatta söz verilen
kişilerin dönmesi geciktiği için sınav üç dört gün ertelenerek yapıldı. Şimdi
bunu yapan adam bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanı.. Ben bunun herşeyden önce
insan olduğuna inanmıyorum. İcraya verilmemi de başkasında çocuk doğuran bir kadının
sağladığını, benim yardım yazımın ve dosyamın Diyanetçe alınarak böyle bir yazı
ve dosyanın olmadığının bizzat Diyanetçe iddia edilince ben kendi dinimde
şüphelenmeye başladım. Devam eden iftira davasında iftira atan müftünün bunu
inkar etmemesine rağmen Mahkemede iftira atanların korunması ve diyanetin de bu
kararın hukuka uygun olduğuna dair hukuki mütaala vermesi üzerine be de twitir
de bizzat Mehmet Görmezin resmini yayınlayarak Prf.Dr. Mehmet Görmez: Türkiye
Cumhuriyeti İftira İşleri Başkanı... twitini attım. Adam yine dilsiz Şeytan.
Bana dava açma hakkı halen saklı.
Osmaniye
Valiliğinin yayınladığı Fırkai İslahiye ve Osmaniye kitabında yayınlanan
osmanlıca secere (2 Nolu Belge) benim dedelelerimin olduğu kadar Sayın Prof. Dr
Necmettin Erbakan’ın da seceresi olup dedelerimizin kardeşliği Osmanlı
tarihçisi Ahmet Cevdet Paşanın Tezakir atlı kitabından açıkça anlatılmaktadır.
Kozanoğullarının Osmanlıya karşı gelmediği, aksine bizzat adamlarıyla bizim
büyük dedemiz Kozanoğlu Halil Bey’in yardımcı olduğu açıkça anlatılmaktadır.
Dedelerimiz
o zaman Ermenilere karşı devletten destek ve yardım allan kişiler olduğundan
yalan ve iftiralarla sürgün edildikleri bizzat sürgün eden Ahmet Cevdet Paşa
tarafından anlatılmakta, bu gün ise aynı şekilde Diyanetçe yapılan iftiralar
benim sicilimde durmaktadır. Bu nedenle o zaman ermenileri yaptığını bu zaman
Diyanet’in yapması Din adına yaşanan şecaati ortaya koymaktadır. Konfiçyüs’ün
dediği gibi: Yalan söyleyenler doğruya değil yalana inanırlar. Tıpkı Mehmet
Görmez gibi...
Sayın
Turgay Bey
Mahkemelerim
halen devam etmektedir. Mahkeme evraklarım hakkında bilgi edinmek istersen
hertürlü evrakım elimdedir. Bunları derdest ederek kitap haline getireceğim.
Ayrıca Dedemin Baba tarafından dedeleri olan Kozanoğullar ile anne tarafından
dedeleri olan Küçükalioğullar hakkıda da kitap çalışmalarım devam etmektedir.
Bana ukaşmak dilerseniz adres ve telefon bilgilerim aşağıdadır.
Saygı
ve Selamlarımla 05.10.2016 Osmaniye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder