5 Ekim 2016 Çarşamba

TURGAY GÜLER'E MEKTUP


Sayın Turgay Güler

           Sıradışı Proğram Yapımcısı

 

            Size bu sıradışı yazı dosyasını gönderiyorum. Okuyunca görüş ve önerilerinizi de bekliyorum. 04.10.2016 tarihli proğramınızda Müslümanların yaşananlara karşı ilgisizliğinden şikayet ediyorsunuz. İslam Dünyası halkı bu ilgisizlikten ve yöneticilerinin becerisizliklerinden dolayı hala her türlü sıkıntılara maruz kalmaktadır. Bunu beyana bile lüzum yoktur. Yöneticilerimiz ise kendi keyfi çıkarları ve rahatları peşindedir.

            Ben Diyanet İşleri Başkanlığı Taşra teşkilatında emekli bir memurum. Ankara da görev yaparken oğlum ağır bir kaza geçirdi. 7 ay koma olmak üzere uzun bir tedaviden sonra %98 Beyin özürlü ve yürüyemez şekilde felçli ve başkasının bakımına muhtaç kaldı. Kaza Lise önünde ve kaldırımda gerçekleşmesine ve ilk alda suçu baba üstlenip bunu beyan etmesine rağmen biz hastamızla ilgilenirken Rüşvetle evraklar değiştirildi. Baba adına olan Trafik Raporu yok edilerek oğul adına sahte evraklarla oğlum hiçbir kusuru olmadığı halde huçlu ilan edildi. 12 yıldırda mahkememiz henüz sonuçlanmadı, devam ediyor.

            Olay Ankara da ve görevde olduğum sürede meydana geldiğinden ve hiçbir resmi hastane durumu nedeniyle oğlumu kabul etmediğinden yüksek ücretle özel hastanelerde tedavi ettirdim. Büyük para harcadığım tedavi sırasında kaldığım Özel Güven Hastanesi ve İncek Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesinde bütün kurum yöneticileri hastalarını ziyaret ederken ben Diyanetin hemen üst tarafından olmama rağmen hiçbir diyanet yetkilisi hastamı ziyaret etmediği gibi ağır hastalarda kendi parasıyla tedavi olan ancak ben oldum. Diyanet verdiği yardım sözünü tutmadığı gibi borç isteğimizi de emsal teşkil eder diyerek red etti. Beni red eden Diyanet, Diyanet Vakfı aracılığıyla Polis Vakfına bağışladığı yüksek miktardaki bağışla Polis memurları bizzat benim yanımda tedavi oldular. Paranın Diyanet Vakfınca verildiğide bizzat tedavi olan polislerce ifade edildi.

            Vakfın müfettişlerini sıkıştırarak aldığım küçük miktardaki yardıma da Ankarada ayrılırken davam bitecek diye yardım senedi imzaladım. Davam bitmeyincede dava bitimine ödemek üzere senetlerimi durdurdum. Bu senetleri ele geçiren Diyanet Vakfı bunu yardım değil Borç addederek beni icraya verdi. Olayı Mahkemeye taşıyıp icrayı durdurmama rağmen bu para Diyanet Vakfına ödendi. Duran paranın dava açılmadan nasıl olduğunu araştırınca bizzat Hakimin Mahkeme Kaleminin ve İcranın durduğunu teyit ettiği İcranın durma yazılarının dosyadan çıkartılarak paranın ödendiğine tanık oldum. Müftü beyle bunu tartışırken Müftü bey ağzında sicilimde bazı evraklar olduğunu, benim daha öncede para yediğimi söylemesi üzerine sicilimdeki evrakları aldığımda cami parasıyla ankarada ev aldığımı ve dört personelin parasını yediğimin evraklarını alınca hemen şu anki Başkan2a göndedimse de adam Dilsiz Şeytan kesildi. Mahkeme halen devam ediyor. Mahkeme evraklarını Diyanet İşleri Başkanı ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanına ve Başbakana gönderdim, sana da gönderebilirim. Dört personelin maaşını yediğimi iddia eden Müftü yaşadığım Osmaniyeye Müftü yardımcısı olarak atandı. Hemde dava devam ederken benim sicil dosyalarımın başına. Erzurumlu olan adam 15 temmuz sonrası görevden atıldı. Bana iftira atan bu kişi Hatayda yapılan Dinlerarası Diyalog konferansında Hatay Müftü yardımcısı olarak Diyanetin temsilcisiydi.

            Ben sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez’i 2007 yılında Başkan yardımcısı iken tanıdım. Bende nüfusta Gaziantep doğomlu ve eskiden Gaziantepte görev yaptığımdan ayrıca ailem yörede Gavurdağı diye bilinen Nurdağı’nın eski sahipleri olduğundan ve Fırkai İslahiye ile bölgeden sürülmelerine rağmen geri döndüğünden, köklü aile olduğumuzdan bu tedavi ve dava sürecinden madden ve manen ayakta kalabildik. Mehmet Görmez Sudi Arabistana iki görevli göndermek üzere sınav açmıştı. Sorumlusu kendisi olduğundan zaten iki kişiyi görevlendirerek Suudi Arabistan’a göndermiş ve sınavı onlara kazandırma sözü verdiğinen be müracaat etmeme rağmen sonucu belli sınava kaltılmadım. Oğlumun Mahkemelererini bahane ederek sonucu belli sınava katılmadım. Katılanlarda netice alamadı. Hatta söz verilen kişilerin dönmesi geciktiği için sınav üç dört gün ertelenerek yapıldı. Şimdi bunu yapan adam bu ülkenin Diyanet İşleri Başkanı.. Ben bunun herşeyden önce insan olduğuna inanmıyorum. İcraya verilmemi de başkasında çocuk doğuran bir kadının sağladığını, benim yardım yazımın ve dosyamın Diyanetçe alınarak böyle bir yazı ve dosyanın olmadığının bizzat Diyanetçe iddia edilince ben kendi dinimde şüphelenmeye başladım. Devam eden iftira davasında iftira atan müftünün bunu inkar etmemesine rağmen Mahkemede iftira atanların korunması ve diyanetin de bu kararın hukuka uygun olduğuna dair hukuki mütaala vermesi üzerine be de twitir de bizzat Mehmet Görmezin resmini yayınlayarak Prf.Dr. Mehmet Görmez: Türkiye Cumhuriyeti İftira İşleri Başkanı... twitini attım. Adam yine dilsiz Şeytan. Bana dava açma hakkı halen saklı.

            Osmaniye Valiliğinin yayınladığı Fırkai İslahiye ve Osmaniye kitabında yayınlanan osmanlıca secere (2 Nolu Belge) benim dedelelerimin olduğu kadar Sayın Prof. Dr Necmettin Erbakan’ın da seceresi olup dedelerimizin kardeşliği Osmanlı tarihçisi Ahmet Cevdet Paşanın Tezakir atlı kitabından açıkça anlatılmaktadır. Kozanoğullarının Osmanlıya karşı gelmediği, aksine bizzat adamlarıyla bizim büyük dedemiz Kozanoğlu Halil Bey’in yardımcı olduğu açıkça anlatılmaktadır.

            Dedelerimiz o zaman Ermenilere karşı devletten destek ve yardım allan kişiler olduğundan yalan ve iftiralarla sürgün edildikleri bizzat sürgün eden Ahmet Cevdet Paşa tarafından anlatılmakta, bu gün ise aynı şekilde Diyanetçe yapılan iftiralar benim sicilimde durmaktadır. Bu nedenle o zaman ermenileri yaptığını bu zaman Diyanet’in yapması Din adına yaşanan şecaati ortaya koymaktadır. Konfiçyüs’ün dediği gibi: Yalan söyleyenler doğruya değil yalana inanırlar. Tıpkı Mehmet Görmez gibi...

            Sayın Turgay Bey

            Mahkemelerim halen devam etmektedir. Mahkeme evraklarım hakkında bilgi edinmek istersen hertürlü evrakım elimdedir. Bunları derdest ederek kitap haline getireceğim. Ayrıca Dedemin Baba tarafından dedeleri olan Kozanoğullar ile anne tarafından dedeleri olan Küçükalioğullar hakkıda da kitap çalışmalarım devam etmektedir. Bana ukaşmak dilerseniz adres ve telefon bilgilerim aşağıdadır.

            Saygı ve Selamlarımla      05.10.2016 Osmaniye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder