A- Kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti:Oğlum Halil Demir 06.08.2004 günü Bala Lisesi önünde Ağır yaralanmalı bir Trafik Kazasına maruz kalmış ve ağır bir şekilde yaralanmıştır. Kazadan 18 yıl geçmesine rağmen %98 Beyin özürlü ve bizim bakımımıza muhtaç şekilde ayağa kalkamaz ve yürüyemez şekilde engelli kalmıştır .Kaza ve tazminat davalarında ayrı olarak bu davalarda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2022/1142 Esas,2020/1872 karar nolu kararıyla Oy Çokluğu ile Onanmış ve 17.02.2023 tarihli UYAP SMS ile bana bildiirilmiş, bu dava oluşmuştur.(Ek3-4) Kaza kaldırımda olmasına rağmen ilk suçu üstlenen baba Ahmet Çalış adına düzenlenen gerçek kaza evrakları yalancı tanık ayarlanarak yok edilmiş, gerçek kaza yapan oğul adına sahte kaza evrakları düzenlenerek kaldırımdaki kaza yol ortasına alınmıştır.(Ek:5,6,7,8,9,10,11,12,13) Yapılan yargılamada Bala Hakim ve savcıları taraf olmuş, (Ek-14,15,16,17,18),:Taraf kıracı Savcı duruşmaya girerek yalancı tnıkların dinlenmesi engellenmiş,(19,20,21,22,23,24,25) tanık ifadesi dosydan çıkarılarak yok edilmiştir.((Ek:2627) Verilen hukuksuz kararla dava reddedilmiş(Ek:28) ise de Yargıtay 4. Hukuk bu kararı bozarak yeniden davaya devam edilmiştir.(Ek:29) Dava sonucu oğlum 2/8 haklı bulunmuş ve dosyadaki tazminata hükmedilmiştir(Ek:30) Oğlumun 6/8 tazminat hakkı gasp edilmiştir. 207 yılında Ankara Cuhuriyet Başsavcılığı üzerinde soruştorma başlatılmış, Ankara 14. İdare Mahkemesinde İdari Dava açılmışsa da Bakanlık Yargılama ve soruşturmaya izin vermemiştir. Başbakanlığa yazılan bir mektup üzerine (Ek:31 Adalet Bakanlığının 23.02.2016 tarihli Cevabı Üzerine(Ek:32) Ankara 16. İdare Mahkemesinde 2016/3090Esas Nolu İdari dava açılmıştır.(Ek:33) Yargılama neticesinde 2016/3090 Esas.2018/706 Karar ile davanın reddine karar verilmiştir.( Ek:34) Bu Karar 4.7.2018 tarihli bir dilekçeyle Ankara Bölge İdare Mahkemesinde temyiz edilmiş(Ek:35)Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10.İdari Dava Dairesi 2018/1086 Esas,2018/1056 Karar'la Danıştay'a temyiz yolu açık olmak üzere Ankara 16. Mahkemesinin kararının onamıştır.(Ek:36) Bu karar üzerine 1.11.2018 tarihli dilekçe ile Danıştay'da dava açılmış(Ek:37), Danıştay10. Hukukdairesi 2019/246 Esas2020/3345 Karar sayılı kararıyla Yargıtay'da dava açılması gerektiği yönünde görüş bildirerek 10.İdari Dava daireleri kararını onamıştır.(Ek:38) Yargıtay'a 1.2.2021 tarihli dilekçe ile(Ek:39) Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde 2021/13 Esas nolu dava açılmıştır.Yargılama neticesinde mevrakların değiştirildiği kabul edilmesine ve Maliye Hazinesi Avukatının zaman defi reddedilmesine rağmen konunun Genel Kurul'dan tartışılacağı söylenerek dava 2021/13 Esas,2022/24 Kararla esastan Red edilmiştir.(Ek:40) Bu Karar 19.09.2022 tarihli dilekçe ile temyiz edilmiştir.(Ek:41) Yapılan Temyiz (Ek:1) sayılı kararla Oy Çokluğu ie onanmıştır. Kaza davası üzerinde 18 yıl 5 aydan fazla bir süre geçtiği halde hala kaza tazminat davalarımız sonuçlanamamış, araç sahibi yırtdışına kaçmış, makul süre çoktan aşılmıştır.(42,43,44) Bu süre içerisinde oğlumun bakıma muhtaç kalmış (Ek:45) sağlığım bozulmuş(Ek:46) tedavisi için evim satılmış, (Ek:47) banka borçlarım icralık olmuştur.(Ek48) Karşı taraf, taraf olan Hakim ve savcıların desteğiyle malını kaçırmış (Ek:49) ve bu dava oluşmuştur.
B- Bireysel başvuru kapsamındaki haklardan hangisinin hangi nedenlerle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve delillere ait özlü açıklamalar: Bala Lisesi son sınıf öğrencisi ve okulunun Futbol takım kaptanı oğlum Halil Demir, Tanık Büşa Yıldırım'ın dosyadaki ifadesinde açıkça söylediği gibi Bala Lisesi önünde kaldırımda yürürken 15 yaşındaki bir çocuğun aşırı süratle kullandığı araçla arkadan ani ve hızlı kazaya mağruz kalmış, bu nedenle beyin sapı hasar almıştır. Bu gün itibariyle %98 beyin sapı hasarlı, akli dengesi yok, felçli ve ayağa kalkamaz şekilde dosyadaki Ankara Adli Tıp Raporunda belirttiği gibi bakıma muhtaç kalmıştır. Halen tedavisine devam edilmekte ve tüm bakımları tarafımızdan yapılmaktadır. Kazayı çocuk yapmasına rağmen telefonla ulaşılan babası kazayı üstlenmiş ve bize de kazanın kaldırımda olduğu, oğlumun herhangi bir kusurunun olmadığı bildirilmiştir. Biz hastamızla ilgilenirken hastaya ilk ulaşan ve müdahale edip gerekli haberi veren Emekli Polis Memuru Baklal Mekin Öktem'in ifadesiyle baba suçu üstüne alamamıştır. Fakat Bala Belediyesi Meclis Üyesi ve Bir Partinin eski ilçe başkanı Kuyumcu Abdulkadır Kılıç ve Belediye Başkanının girişimiyle etki altına alınan Hakim ve Savcıların talimatıyla Bala Karakolunda ilk anda Baba Ahmet Çalış adına evraklar yok edilerek, çocuk adına yalancı tanık ayarlanarak kaldırımdaki kaza yol ortasına alınmış ve oğlum 4/10 kusurlu olduğunu gösterir sahte evrak düzenlenmiş ve talimatı veren savcıya 8.8.2004 pazar günü teslim edilmiştir. Bizim olayı öğrenip yasal işlem başlatmamız ve Kuyumcu karşısında bizim de nüfusumuzu kullanmamız üzerine karşımızda kaza yapanlar değil, Hakim ve Savcılar kalmışır. Yalancı tanıkların yalanını ortaya çıkarmamıza rağmen bu gün Yargıtay Savcısı olan o günkü Bala savcısı ve Kuyumcu Abdulkadir Kılıç'ın kiracısı oan Murat Gökhan Tahtakılıç duruşmamıza kuyumcunun EMİR VE TALİMATIYLA girerek yalanlarını ortaya çıkardığımız yalancı tanıkların yeniden dinlenmesini engellemiştir. Hakim tarafından alınan yalancı tanık'ın ilk yok edilen ifadesine benzer ifadesi Mahkemeye gönderilmeden yok edilmiştir. Bizim Şikayetimizle Savcı Kızılcahamam'a ona uyan Hakim'de Kazaz'a sürgün edilmiştir.Adalet Bakanlığının Hakim ve Savcılarına sahip çıkması ve yargılamaya izin vermemesi üzerine iadri soruşturma ve davamız düşmüştür. Bizim de Başbakan'a yazdığımız şikayet mektubu üzerine Bakanlığın cevabıyla açtığı- ğimız İdari Dava Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nda oy çokluğu ile aleyhimize sonuçlanmış ve bu dava oluşmuştur.Anayasanın 138. maddesi açıkça ihlal edilmiştir. Bunun delili dosyaki Kiracı savcının girdiği duruşma tutanağı ve tanık ifadesinin yok edildiği Ankara 3. Çocuk Mahkemesinin yazısıdır. 6100 sayılı kanunun 46. maddesinin tüm maddeleri açıkça ihlal edilmiş, özellikle (e) maddesinde ifade edildiği gibi bize hakkımız teslim edilmemek için ne gerekirse yapılmıştır. Tazminat davamız hukuksuzca düşürülerek karşı tarafın mal kaçırmasına sebebiyet verilmiştir AİH Mahkemesi Madde 6-Adil Yargılanma Hakkımız ihlal edilmiş ve makul sürede davamız görülmemiş ve halen de 10 yıldır devam etmektedir. Bu da makul sürenin açık ihlalidir.Ek Protokol No1 : Mulkiyetin korunması maddeleri ihlal edilmiştir. Hukuksuz işlem ve yargılama evimizin satılmasına neden olmuştur.
C- Başvurucunun güncel ve kişisel bir temel hakkının doğrudan zedelendiği iddiasının açıklanması
Bu hukuksuz yargılama sürecinde büyük Mağduriyetler ve büyük tedavi paraları harcadım. Oğlumun tedavisi için evimi sattım.Yine de aldığım kredi ve Kredi kartlarım icralık oldu. Adil Yargılama Yapılmadığı'ndan oğlum ve ben haklı iken haksız olduk. . Hiçbir kusurumuz yokken adaletsiz yargılama ve adam kayırma, ev sahibi adına duruşmaya girerek taraf olma, tanık ifadesini mahkemeye sunmayarak yok etme gibi haksız iş ve işlemlerele mağdur edildim. Hakkımda müşteki davacı olmamasına ve mahkemeye getirtilememesine , fetotan atılmasına rağmen haksız davalar açıldı. Bankalara yüksek oranda faiz ödemen zorunda kaldım. Araç sahibi anlaşmalı şekilde yurt dışına kaçırılarak tazminat davamız sürüncemede bırakıldı. Üç yıldır oyalamalarla Yargıtay kararı tebliğ edilmiyor. Halende edilmiş değildir Oğlumun %98 Beyin Özürlü kaldı, ben Böbreklerimi kaybettim ve Hemodiyaliz hastası oldum, Eşimin Kalp ve Sinir Hastası oldu . Öğretmen olması gereken oğlum kardeşine bakmak için atanmadı. Tüm bunlar bizi ailecek mağdur etti. Bu durumların düzeltilemez ve geri döndürülemez şekilde halen devam etmesi ve Adalete uygun olmayan Mahkeme Masraflarının tarafıma yüklenmesi de bu işin tuzu biberi oldu. Tüm bu mağduriyetler ve hastalıklar nedeniyle...
Başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamalar
1-Ankara 16. İdare Mahkemesinin 2016/3090 Esas.2018/706 Karar sayılı kararı. 2-Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10.İdari Dava Dairesi 2018/1086 Esas,2018/1056 Kararı 3- Danıştay10. Hukukdairesi 2019/246 Esas2020/3345 Karar sayılı kararı 4-Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13 Esas,2022/24 Karar sayılı kararı 5- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2022/1142 Esas,2020/1872 karar sayılı kararı. Bu karar 17.02.2023 tarihinde bana UYAP SMS ile tebliğ edilmiştir.
Başvuru yollarının tüketildiği veya başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarih: 1- KARARI VEREN MAHKEME/MERCİİ/ MAKAM :Yargıtay Hukuk Genel Kurulu
2- KARARIN TARİHİ VE SAYISI:27.12.2022 tarih,2022/1142 Esas,2020/1872 karar
3- TEBLİĞ VEYA ÖĞRENME TARİHİ : 17.02.2023 UYAP SMS
V- SONUÇ TALEPLER
1- Hukuksuz kararlar gasp edilen 1.672.253,34.-Tl 6/8 Yasal Tazminat hakkımız olarak; 2- Mahkemeler ödediğimiz masraf ve Banalara ödediğimiz Faiz karşışığı olarak 100.000..-Tl. Mahkeme ve Faiz Masraflarımız olarak; 3- 2005 yılında satılan evim ve o tarihte beri ödediğim kiralar bedeli olarak 500.000.- Tl. satılıan evim halen ödediğim kiralara karşılık olarak 4- Makul sürede davanın sonuçlanmaamsı nedeniye 100.000.- Lira makul süre ihlali bedeli olarak 5- Ferçli kardeşine bakan oğlum için 500.000.- Lira Manevi tazmin bedeli olarak; 6- Tüm bu davaların masraflarının yasal faiziyle tarafıma ödenmesinin teminini; Toplam: 2.872.253,34.- Tl.(İki Milyon Sekiz Yüz Yetmişiki Bin İkiyüz Elli Üç Lira Otuzdört Kuruş)un kaza tarihinden itibaren Yasal faizi ie birlikte tarafıma ödenmesini: Arz ve Talep ederim.
Başvurucu :MUSTAFA DEMİR Tarih :08/03/2023