ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
GÖNDERİLMEK ÜZERE
OSMANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
Dosya No: Osmanye: 2023/66, Anayasa:2023/25208
ADI VE SOYADI : MUSTAFA DEMİR
KONUSU : Bala Asliye Hukuk Mahkemesi 2023/219 Esas
sayılı dosyasının 22.10.2024 tarihli duruşmasında davalı Ahmet Çalış'ın
öldüğünün bildirilmesi ve 20 yıldır bitirilemeyen davamızla ilgili “Yeniden
Yargılama" veya Tazminat taleplerimize yeniden değerleme yapılması.
Oğlum Halil Demir’in 2004 yılında ağır bir kaza
geçirmesi üzerine suçu telefonla ulaşılan Baba Ahmet Çalış'ın üstlenmesi ve
bizzat bana kendisininkazanın kaldırımda olduğunu söylemesi ve Bala Karakolu ve
Emniyeti görevlilerilerinde doğrulaması üzerine biz kaza evrakları ile değil,
ağır olan hastamızla ilgilenmiştik. Ahmet Çalış’a telefon edilip olay rerine
çağrılan Bakkalın sahibi Emekli Polis Memuru Mekin Öktem’in karakol ifadesiyle
suçu üstüne alamamış. Tanık Can Gürbüz’ün ifadesiyle adına düzenlenen ve
8.8.2004 günü Savcılığa sunulan kaza evrakları ölen hanımının dayısı Kuyumcu
Abdulkadir Kılıç ve bir trafik kazasında ölen dönemin Bala Belediye Başkanı
Halil İbrahim Gürbüz’ün girişimleriyle Bala Savcılı maddi menfaat ve benim
“davacı edilmeyeceğim" sözüyle kaza evraklarının Baba Ahmet Çalış olanlar
yok edilmiş, oğul Murat Çalış adına düzenlenen evraklarda yalancı tanık
ayarlanarak ve sahte evraklar düzenlenerek kaldırımdaki kaza yol ortasına
alınmış. Biz durumu öğrenipte yasal işlem başlatınca kaza yapanlar değil şeref
ve haysiyetini satın aldıkları Savcı ve Hakimler kalmıştı. Onlarla ilgili hukuk
mücadelerimizde yirmi yılı aşkın devam etmektedir. Anayasa Mahkenizde açmış
olduğumuz bu dava da bu Hakim ve Savcılar ve onları korumaya çalışan sözde
Hakim ve Savcılarla ilgilidir. Davaya konu olan Yargıtay Genel Kurul kararında
açıkça görüldüğü gibi hukuku yok sayarak hala birbirlerini korumaya ve
kollamaya çalışmaktadırlar.
Bu süreçde Sanık Ahmet Çalış, satıaldıkları 1. sınıf Hukukçuların aklıyla
gerçek evrakları yok edip sahte evraklar
düzenlemekle ve yalancı tanıklar ayarlamakla kalmamış, mallarını da kaçırmıştı.
Şimdi ise Cehenneme gitmiş yaptıklarının hesabını vermekle meşguldür. Arabayı
satın aldığı Bacanağı Melih Sarı’yı Almanya'ya gönderek ve Alman vatandaşı
yaparak bizi yıllarca tebligat işiyle uğraştırmış ve halende uğraştırıyordu.
Şimdisi ise ekli Nüfus Kaydında anlaşılacağı gibi
mirascısı kızı Gülden Durmuş Almanya’ya gönderilmiş ve bizi tebligat işiyle
uğraştırarak davamızın sonuçlanmaması için ne gerekiyorsa yapmaya devam
edecekler ve tazminat hakkımızı gasbetmeye devam edeceklerdir.
Kazada ağır yaralanan ve yedi ayı koma olmak üzere
iki yıl özel hastanelerle yüksek ücretlerle tedavi edilen oğlumun tazminatını
ödememek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edecekleri açıktır.
Kaza sonrası dava savcımız Başsavcı Mustafa Saylam
Sayın Cumhurbaşkanını Marmaris Baskını Davası olmuş, ev sahibi Kuyumcu
Abdulkadir Kılıç’ın talimatıyla Davamız savcısı Mustafa Saylam’ın göz
yummasıyla davamıza girerek yalanlarını ortaya çıkardığımız tanıkların yeniden
dinlenmesini engelleyen ve şikayetimle Ankara Kızılcahamamâ sürgün edilen Savcı
Murat Gökhan Tahtakılık Yargıtay savcısı olmuş, Ceza davamızın Hakimi Fuat
Pempeçiçek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Daire Başkanı olmuş. Tüm bizim
şikayetlerimiz Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Daire Başkanlığına
yönlendirildiğinden asla sonuçlanmamakta ve davalarımız sürüncemede kalmaya
devam etmektedir.
Davalı Ahmet Çalış’ın ölümüyle davamız yeni bir
sürece girmiştir. Ahmet Çalış bize tazminat ödememek için mallarını kaçırmış,
mevcut malları da şu anki borcu ödemeye yetmemektedir. Mirascısı olan
kızlarının üzerinde mal bulunmadığından ve oğlu Murat Çalış'ın mevcut
maaşınında mevcut borcun faizini dahi ödemeye yetmediğinden bizi mağdur
ettikleri açıktır. Bu mağduriyette mahkeme sürecinde görev alam Hakim ve
Savcıların kusurları inkar edilemeyecek şekilde açıktır. 6100 sayılı kanunun
46. maddesindeki şartların inkar edilemeyecek şekilde oluştuğu da açıktır.
Davanın da daha uzun süre daha sonuçlandırılmayacağı açıktır. Bu davanın
yeniden görülmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Davanın üzerinde 20 yıldan fazla bir zaman geçmiş
olup ülkemizdeki yüksek enflasyon nedeniyle bizim alacaklarımız çok fazla değer
kaybetmiştir. Anayasamızın 35. maddesinde açıkça belirtildiği gibi “Madde 35 –
Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı
amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum
yararına aykırı olamaz.” Denildiğinden 20 yıldan fazladır bizim alacağımız çok
fazla değer kaybetmiş ve bunun bir kısmını telafi etmek amacıyla “Yeniden
Değerleme” yaılması gerekmektedir. Yeniden değerleme yapılması maddi kaybımızı
bir nebze olsun giderecektir.
Bu nedenle; Anayasa Mahkemenizde açmış olduğumuz 2023/25208 nolu davamıza yeniden yargılama” kararı veilmesi, bu mümkün olmadığı takdirde tazminat bedellerimizin kaza tarihi olan 6.8.2004 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ilişikte sunalan Yeniden Değerleme oranlarında yeniden değerleme yapılmasını ve davamızın bir an önce sonuçlandırılarak mağduriyetimiz bir an önce giderilmesi husunda ;
Gereğini arz ve talep ederim. 28.10.2024
Mustafa DEMİR
Davacı
1- Bala Asliye Hukuk Mahkemesi 22.10.2024 tarih ve 2023/219 sayılı
duruşma tutanağıi
2- Ahmet Çalış’ın öldüğüne dair Vukuatlı Nüfus Kaydı Sureti
3- Kızı Gülden Durmuş’un Nüfus Kaydı.
4- Yeniden değerleme oranları yazısı.
5- Mustafa Demir Kimlik Kartı fotokopisi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder