TEŞEKKÜR VE
LANET İLANIDIR!
2004
yılı 6 Ağustos Akşamı Ankara-Bala Lisesi önünde ki kaldırımda Ağır bir Trafik
Kazası geçiren Oğlum Halil DEMİR’in Kaza ve Tazminat Davası 2014 tarihinde
tamamlanmış olup, bu kaza nedeniyle;
Kaza anında ilk müdahaleyi yapan Bekçi
Mustafa’nın Sağlıkçı oğluna,
Kazadan sonra olay yerine gelerek
oğlumu ilk tanıyan ve Tedavisi süresince yardımını esirgemeyen Eczacı Cihat Barbaros AYATA’ya;
Kazada
ilk müdahaleyi yapan ve izinli olmasına rağmen görevi devralan Doktor
Salih YILMAZ’a,
Görevi Dr.Salih Yılmaz’a devrederek
oğlumu Ambulansla Ankara’ya getiren Doktor Nurşen YAŞA’ya,
İlk müdahahaleyi yapan Ankara Gazi
Ü.Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servisi Doktor ve Çalışanlarına;
50 gün Yoğun bakımında itina ile
bakılarak oğlumun yaşamasını sağlayan Özel Güven Hastanesi’nin başta Başhekimine, Prof.Dr. Hızır Alp, Prof
Dr Halil Kamil Öğe, Genel Yoğun Bakım Doktorları , çalışanları ve tüm Hastane
personeline;
7 ayı yoğun bakım olmak üzere 17 ay
süreyle oğluma gerektiği gibi bakarak tedavisini sağlayan Özel İncek Fizik
Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi Sahibi ve Doktoru Dr. İzzettin Yüceer olmak
üzere tüm hastene doktorlarına, fizyoterapistlerine ve tüm çalışanlarına;
Tedavisi süresince bizi yalnız
bırakmayan ve desteklerini esirgemeyen Bala Lisesi Müdürü Nuri TAŞATAN olmak
üzere tüm Öğretmen ve Öğrencilerine;
Kazadan sonra bizi destekleyen, maddi
ve manevi olarak yanımızda olan ve acımızı paylaşan tüm Bala Halkına;
Kendisine yazılan Mektuba hemen cevap
vererek Geçmiş olsun dileklerini ileten
Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah
GÜL’e,
Davada her türlü zorluğa rağmen
görevini yapan ve bu davanın kazanılmasına sağlayan Avukat Hüseyin AYAN ve
ekibine,
Kısacası:Oğlunun kazasında yanımızda
olan ve bize MADDENTEN VE MANEN YARDIMCI OLAN tüm Kamu görevlilerine ve
kişilere,
Sonsuz
TEŞEKKÜRLEMİZİ sunar, Ölenlere Allah’tan Rahmet, Yaşayanlara Hayatlarında
Mutluluk ve Başarılar Dileriz.
Ayrıca:
Kaldırmda olan kazayı Rüşvetle yol ortasında
gösteren, aldığı rüşvetle Antalya’da tatil yapan Trafik Polisi Mustafa Gödek’e;
Bizzat evime gelerek kazanın kaldırımda
olduğunu bildiren, rüşveti görünce gerçek raporu münasip yerine gizleyen
Emniyet Müdür Vekili Ali Mülayim’e;
Kazadan 2 gün sonra gelerek evrakların
rüşvetle değiştirilmesine göz yuman ve düzenlenen evrakları bilerek imzalayan
Savcı İrfan Saz’a ve ona bunu yaptıran Başsavcı Mustafa Saylam’a;
Savcılığı yanına aldığı adamlarla ziyaret
ederek Rüşvet dağıtan ve beni Davacı ettirmeyeceğini ileri sürerek evrakları
değiştittiren ve ben her türlü işlemi yapıp evimi de evinin yanına getirince
hiçbirsey yapamayan Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’a ve onun yanında Savcıyı ziyaret
edenlere;
Aldığı rüşvetle daha kötü Rapor hazırlayan ve
benimde nüfuslu olduğumu öğrenince Kuyumcunun yanına damlayan ve korunarak asla
mahkemeye çıkartılmayan Bilirkişi Jandarma Uzman Çavuş Abdullatif Öztürk’e;
Bilirkişi Abdullatif Öztürkle birlikte
çalışan ve benim Rüşvet vermediğim için aleyhime karar verildiğini söyleyenn ve
Dedemin adını duyunca Rüşver aldıkları Kuyumcunun yanına damlayan
İslahiye’li Jandarma Uzman Çavuş
Mustafa Şahin’e;
Raporların ve evrakların değiştirilmesinde
katkısı bulunan veya gerçeği söylemeyerek susan Bala karakolu ve Emniyet
Müdürlüğünde görevli tüm Polis memurlarına;
İlk duruşmayı bizi Mahkeme önünde
uzaklaştırarak yapan Ankara 3. Mahkemesi Hakimlerine ve bizi uzaklaştıran
Emniyet Görevlilerine;
2/8 le Adamın Donunu alırsın diyerek
yüzündeki kalıcı izi raporuna geçirmeyen Ankara Adli Tıp Doktoru Talat
YURTMAN’a;
Aldığı Rüşvetle siz niye Dava açtınız?
diyecek kadar ahlaksızlaşan Hakim Mehmet Keskin’e;
Kiracısı olduğu Abdulkadir Kılıç’ın isteğiyle
bu davayı kazanmayacağımızı iddia eden ve kazanmamamızı sağlayan Savcı Murat
Tahtakılıç’a;
Tazminat davamızı rüşvetle Ret ederek bizi
mağdur eden Asliye Hukuk Hakimi Bayan Şerife KIRBIYIK KARAKAYA’ya,
Bize geçmiş olsun demediği gibi kasada duran
Yardım Senedimi İcraya verdiren Bala Müftüsü Tahir Yemenoğlu ve Şefi Muharem
Küçükşahin’e;
Bizim kazamıza sevinerek rüşvet verenlerle
birlikte olan tüm Bala Halkına;
Soruşturmamızı kapatan Ankara Trafik Şube
Emniyet Müdürü Muhammet Arıcan’a;
Sikayetimizi Oğlunun durumunu kabul edemiyor
diye red eden Ankara savcı yardımcısı Ahmet Berke’ye
Hakimlerle ilgili davamızı Soruşturmaya izin
verilmediği gerekçesiye red eden Ankara 14. İdare Mahkemesi Hakimlerine ve
itirazlarımızı aynı gerekçeyle red eden Danıştay Hakimlerine;
Polislerle İlgili soruşturmamızı red eden Ankara Valiliğine,
Polislerle ilgili davamızı red eden Ankara 12. İdare Mahkemesi Hakimlerine ve
şu ana kadar ellerinde tutarak sonuçlandırmayan Danıştay Hakimlerine;
Soruşturmaya izin vermeyen Adalet Bakanı ve
Yetkililerine;
Bana yardım etmediği gibi yardım senedimi
ahlaksızca borç senedine çevirerek bana kınama cezası verdiren ve adice İcraya
veren Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e, Diyanet İşleri Başkanlığı
Yetkilerine ve Diyanet Vakfı Yetkililerine ;
Onları koruyarak yargılamayan Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı Savcılarına ve Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi
Hakimlerine;
Kendilerine yazılan mektuba cevap vermeyen
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’na, Mehmet Görmez’e, Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç’a, Diyanete inceleme başlattığını bildiren ve bu yalan çıkan
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’a
Ve, kendisine yazılan Mektuba cevap vermediği
gibi böyle bir mektup olmadığını bildiren Başbakanlık çalışanlarına ve Sayın
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’a,
Anayasa Mahkemesinde Oğlumun Diş Tedavisinde
Hakime Dava açamayacağıma karar veren Anayasa mahkemesi Hakimine,
Diyanet İşleri Başkanı ve Personelini koruyan
karar veren Hakimlere ve ona soruşturma ve yargılama izni vermeyen Başbakanlık
görevlilerine,
Kısaca; Oğlumun kazasında sevinenlere ve
görevini yapmayarak Rüşet alan ve veren ve onları koruyan Tüm Kamu
görevlilerine ve kişilere...
LANET OLSUN! Diyoruz ve “Bizim Yaşadığımız
Acıları Yaşatmadan Allah Canlarını Almasın!” Diye Dua ediyoruz.
Demir Ailesi Adına
Mustafa DEMİR
amin
YanıtlaSil