10 Eylül 2019 Salı

HSK 1. DAİRESİNE


HAKİMLER VE SAVCILAR KURULU


BİRİNCİ DAİRESİ BAŞKANLIĞINA

                                                                    ANKARA


Konu:  Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sektreterliği’nin 13.07.2019 tarih ve


90836726-2017/7726-56552 sayılı Şikayet Dilekçenize cevap  konulu İadeli-Taahhütlü


yazınıza itiraz dilekçesidir.                                  


 

Tebliğ Tarihi: 06.09.2019



            Oğlum Halil 06.08.2014 tarihinde Bala lisesi önünde kaldırımda bir kaza geçirmiş, kazayı oğul yaptığı halde baba üstlenmiş ve hakkında evrak tanzim edilerek Bala Karakolunda resmi yazı eşliğinde Pazar günü Bala’ya gelen savcıya teslim edilmiştir.

            Ememkli Polis Memuru ve mahalle bakkalı Mekin Öktem’in ifadesiyle baba suçu üstüne alamamış, fakat akrabası Kuyumcu Abdulkadir Kılıç'ın beni davacı ettirmeyeceğini ileri sürerek ve rüşvet dağıtarak baba adına gerçek evrakların yerine oğul adına suç oranı değiştirilmiş evrak ve rapor düzenlenince karakolda tartışma ve küfürler yaşanmış, biz şikayetçi olunca da resmi yazısı Pazar günü olan resmi kaza evrakları ve raporunun Emniyet Amiri ve Trafk polisince pazartesi günü düzenlendiği resmi ifadeyle ifade edidiği halde başta kurumunuz hukukçuları olmak üzere bu evrak sahtekarlığını kapatmak üzere her türlü ahlaksız ve namussuz kararları almakta bir beis görmemişlerdir. Bizim kuyumcunun yalan söylettiği tanıkları konuşturmamız üzerine kaza davamıza rüşvet veren kuyumcunun kiracısı Savcı Murat Gökhan Tahtakılıç  girerek bu yalancı ve sahtekar tanıkların yeniden dinlenmelerini engellemiştir.

            Yalancı tanıklardan Can Gürbüz’ün ilk karakol ifadesi yok esilmiş, tanıklıktan çıkarılmıştır. Kazayı halkın içinde anlatıp halka kaza hakkında bilgi verince Emniyet Amiri tarafından halkın içerisinde alınarak ifadesine başvurulmak üzere götürüldüğünü öğrenince bizim talebizle yeniden tanık yapılınca savcılık ve keşifte baskıyla yalan söyletilmişse de davamızın ilk anda gönderildiği Ankara 3. Çocuk Mahkemesinin resmi yazılı talebiyle Bala Asliye Ceza Hakimi(bu hakim daha sonra Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Daire Başkanı olmuştur) Fuat Pembeçiçek tarafından ifadesi alınmış ve ilgili mahkemeye gönderilmiştir. Benimde okuduğum fakat alamadığım ifadede aracın kaldırıma çıkarak oğluma kaldırımda ve arkadan çarptığını, kendisi su doldurduğu çeşmeye atarak kurtardığını anlatmıştır.

            Yine yalan söyletilen tanık kepçeci Mustafa Yaşar ise karakoldaki ilk ifadesini değiştirmiş, oğlumun önünde yol geçtiğini iddia etmiş, bu yalanı tutmayınca keşif ifadesinde oğlumun önünde geçtiğini görmediğini fakat yol ortasında kaldırdığını iddia etmiştir. Bu yalanı da tutmayan kepçeci yalancı tanık Hakim Fuat Pembeçiçek tarafından açılan Baba hakkındaki aleti yanıltma davasında karol ve keşif yalanında vaz geçerek savcılıkta verdiği hiçbirşey görmediği ifadesine dönmüştür.

            Kaza davamız kanun değişikliği nedeniyle Bala Asliye Ceza Mahkemesine dönünce yalancı tanıklarının yalanında vazgeçtiğini gören kuyumcu kiracısı olan savcı Murat Gökhan Tahtakılıç’ı girdirerek bu yalancı tanıkların yeniden dinlemesini önleyerek davanın seyrini değiştirmiştir. Açıkça ve alçakça görevini kötüye kullanmıştır.

            Daha sonra bizim resmi soruşturma ve dava evraklarını alnıca tanık Can Gürbüz’ün ifadesinin dosyadan çıkartılarak yok edildiğini öğrenmemiz üzerine Hakim Fuat Pembeçiçek’e bu iadenin bulunması ve yalancı tanıklara yalanları nedeniyle işlem yapılmayarak korunması nedeniyle dava açılmış olup dava halen devam etmektedir.

            Mal kaçırma davasına gönderdiğim bir dilekçe nedeniyle bana dava açılıp Bala Savcılığınca yeniden soruşturma açılmışsa da Adalet Bakanlığında bir avukatın talimatıyla karakolda yaşanan küfürleşme ve evrak rezaleti yok sayılarak Savcı Eda Irmak tarafında bu rezaletler görmezden gelinmiş ve açık ve belgeli olan evrak sahtekarlığı ve yalancı tanık rezaleti görmezdan gelinerek yapılan ssahtekarlık ve namusuzluk kapatılmak istenmiştir. Benim yasal olarak istediğim soruşturma evrakları da ahlaksızca tarafıma verilmemiştir. Bala savcılığının bu kararından sonra Bakan adına talepte bulunan avukatın takip ettiği davadan bu kazadan “mağdur olmadığımız" kararı çıkartılmıştır.

            Halen %98 beyin engelli ve felçli olan oğlumun uzun süren tedavisi nedeniyle evimiz satılmış, borçlanarak icralık olunmuş, 1,90 cm boyu ve 90 kg olan ağırlığı nedeniyle kendisini endirip kaldırmaktan bel ameliyatı olarak sakatlanmış annesine, okul birincisi ve okulunun futbol takımı kaptanı iken ve Bilgisayar Mühendisi olma hayali kuran oğlumun 15 yaşında bir maganda tarafından kaldırımda çarpılması, daha da kötüsü sonradan biraz para kazanan bir kuyumcunun savcı ve hakimleri satın alarak gerçek kaza evraklarını yok ettirmesi ve 15 yıldır dava soruşturmadan olumlu ve olumsuz hiçbir netice alınamaması adaletimizdeki rezaletin bariz delilidir.

 Hiçbir kusuru olmayan oğlum rüşvet alavere-dalevere, emir-talimat ve her türlü hukuksuz ve ahlaksız kararlarla bu rezalet örtbas edilmek istenmekte ve yapılan onca şikayet kurulunuzca görmezlikten gelinerek bu aşagılık kişiler ve onların yemlediği hakim ve savcılar korunmak istenmektedir. Şeref, namuş ve haysiyeti olan her hukukçu o duruşmaya savcının değil Kuyumcunun girmiş olduğunu çok çok iyi bilir. Fakat şerefini, namusunu ve haysiyetini satan alçaklarda bu rezilliğe gözlerini kapatarak hukuksuzluğa göz yumar..

            Kazadan 15 yıl geçtiği halde hukuksuz ve ahlaksız kararlarla hala ahlaksızca mağdur edilmekteyiz. Artık sizin bu ahlaksız ve namussuz kararlarınız bizi hiç ilgilendirmemektedir. Biz sadece hukuk yollarını yasa ve usullerin öngördüğü şekilde tamamlamak için Hakimler ve Savcılar Kurulunca işleme konmayan şikayetlerimizin işleme konularak  11/07/2019 tarihli ve 90836726-2017/7726-56552 sayılı yazınızda belirtilen şikayetlerimizin Kurulunuz Birinci Dairesince yeniden incelenmesini ve bu rezilliğinize bir son verilmesini istiyoruz..

           

Gereğini arz ve talep ederim.  10.09.2019                                                                                       



                                                                                                     Mustafa DEMİR

                                                                                 Davacı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder