27 Ocak 2020 Pazartesi

CUMHURBAŞKANLIĞI-TEMYİZE CEVABA CEVAP


Sunulmak üzere ANKARA 10.İDARİ DAVA DAİRESİNE Gönderilmek için

OSMANİYE ASLİYE HUKUKMAHKEMESİNE

                                            Dosya No: 2019/1759 Esas, 2019/2078Karar

CEVAP VEREN DAVACI    :   Mustafa DEMİR -
DAVALI                                 :    CUMHURBAŞKANLIĞI
KARAR VEREN MAHKEME:   ANKARA 10.BÖLGE İDARİ DAVA DAİRESİ
DAVA DOSYA NO               :   2019/1759 Esas, 2019/2078 Karar
KONUSU                                   :   Cumhurbaşkanlığı  İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğünün  13.01.2020 tarih ve 50304368-641.04-E.189 sayılı Temyize Cevap Dilekçesi (Mustafa DEMİR) adlı cevap yazısına cevabımızdan ibarettir
CEVABIMIZ                         :  Cumhurbaşkanlığı adına  19.12.2019 tarih ve E:2019/1579, K:2019/2078 karar sayılı Temyiz dilekçemize vermiş olduğu 13.01.2020 tarih ve 50304368-641.4-E.1829 sayılı cevabi yazılarında temyiz dilekçemizin 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinde sayılan temyiz sebeplerince uymadığı, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan temyiz başvurusunun reddine karar verilmesi istenilmektedir.
            2577 sayılı kanınun 49. maddesinin 2. maddesi.. b)Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması, sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozar denilmektedir.
           Bizim davamızda kaza geçiren oğlumuzun kazası kaldırımda gerçekleştiği halde bir kuyumcunun savcı ve hakimleri satınalarak ve bizi davacı ettirmeyeceğini ileri sürerek rüşvetle gerçek evrakları yok ettirmesi, iki yalancı tanık ayarlayarak kaldırımdaki kazayı yol ortasına aldırması ve bizi davacı olmaktan vazgeçiremeyince ve bizim yalancı tanıklarını Adaleti yanıltma davasında konuşturmamız üzerine Bala’ya dönen Ceza davamıza kiracısı savcıyı girdirerek bu yalancı tanıkların yeniden dinlenmelerini engellemesi ve Ceza Hakimi Fuat Pembeçiçek tarafından alınan tanık Can Gürbüz'ün ifadesini dosyadan çıkartarak yok ettirmesi ve bizim 6/8 tazminat hakkımıızın bu usulsuz karar ve evrak kaybı nedeniyle çalınmasının 2577 sayılı kanunun 49. maddesinin hangisine uyduğunun anlatılması gerekirken Cumhurbaşkanlığı Makamının verdiği gücü kullanarak ve mahkemeye uyduruk talimatla mahkemenin reddini isteyerek bizim 15 yılımız çalınmıştır ve halen  Anayasanın 138. maddesi çiğnerek bu şekildeki emir ve talimatla tazminat haklarımız çalınmaya devam edilmektedir.
            Bu nedenle hukuka ve gerçeğe uymayan ve sadece sahip olduğu makamı ahlaksızca kullanmaya çalışan Cumhurbaşkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürü Hakkı SUSMAZ’ın bu Red talebibin dikkkate alınmaması ve hukuksuz kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
NETİCE VE TALEP  : Yukarıda açıklanan nedenler ve Re’sen Mahkemenizce tespit edilecek sair nedenlerle; HUKUKA, HAKKANİYETE VE VİCDANA aykırı olan Ankara 10. Bölgr İdare  Mahkemesi İdari Dava Davasının  bu “ONAMA” kararının BOZULMASINA ve Temyiz istemimizin kabulüne karar verilmesini, haklı olarak istediğimiz 6.689.013,36 TL Maddi ve 1.000.000.-Tl Manevi tazminata kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle hükmedilmesini  ve mahkeme masraflarının davalı idareye yükletilmesini  talep ederim.                              
                                                                                                                              
       27.01.2020
Mustafa DEMİR                          Davacı           

21 Ocak 2020 Salı

ADALET-.6 İDARE İSTİNAF


ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ HUKUK DAİRESİ’NE

Sunulmak Üzere ANKARA 6. İDARE MAHKEMESİNE gönderilmek için

OSMANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE




İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURAN




DAVACI               :  Mustafa DEMİR  



DAVALI               :  CUMHURBAŞKANLIĞI- ANKARA



MAHKEMESİ     :  Ankara 6. İdare Mahkemesi



DOSYA NO          : 2019/371 Esas, 2019/2127 Karar



KONUSU     : Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin 2019/371 Esas, 2019/2127 Karar                                                                                                                                      sayılı kararının İstinaf incelemesi isteminden ibarettir.



TEBLİĞ TARİHİ : 02.01.2020



BAŞVURU SEBEPLERİ VE GEREKÇESİ : Oğlum Halil’in 2004 yılında geçirmiş olduğu kaza sonrası rüşvetle kaza davamızın rezalete dönmesi ve bugün itibariyle sonuçlanmaması nedeniyle kullandığım krediler ve kredi kartları icralık olmuştur. Vakıfbank Kredi kartımda icralık  ve 2007 yılından icra yoluyla ödenmiştir.

            Borç ödendikten yaklaşık 5 yıl sonra aynı bankanın Ankara Barosunda kayıtlı fakat Mahkeme kaydında açıkça anlaşıldığı gibi Manisa İli Yunusemre İlçesi Sanayi Şubesinin avukatı Av. İshak Özbey Ankara 25. İcrada ödendiği halde hukuksuzca kapatılmayan dosyamı bir şekilde eline geçirerek ve “şubesinin faiz alacağı" olduğunu iddia ederek 2013 yılında “Ödeme Emri" göndermesi ve bu ödeme emrine yaptığımız itiraz da 11. İcra Hukuk hakimi Ayhan Aksoy tarafından aldığı rüşveti haketmek için ödeme emrine değil de; Avukatın Ödeme emrinden yaklaşık birbuçuk yıl önce gönderdiği “ödeme muhtırası adında özel bir yazıya itiraz ettiğimi” iddia ederek itirazımı red etmesi üzerine başlayan hukuk mücadelesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Adalet Bakanlığının ve Hakimler ve Savcılar Kurulunun bu Avukata sahip çıkması, Adalet Bakanlığına karşı açılan bu iptal davasına Bakanlık adına “Bakan Vekili” sıfatıyla Av.Hira Nur Çakır Karaman'ın Red istemiyle  red kararı verilmiş ve bu dava oluşmuştur.  

             

USUL  ve ESAS YÖNÜNDEN BAŞVURU SEBEPLERİMİZ : Ankara 14. İdare Mahkemesinin 27.10.2016 tarih ve 2016/339 esas,2016/510 karar sayılı kararında açıkça belirtildiği gibi T.Vakıflar Bankası T.A.O. 75. Yıl Mah. Bahrisarıtepe Cad.No:15 Yunusemre/Manisa adresinde bulunan Manisa Yunusemre ilçesi Sanayi Şubesinin faiz alacağını iddia ederek tarafıma bu dava açılmıştır.

Ben hayatımda hiç Manisa'ya gitmedim. Manisa şubesinin nasıl faiz alacağı olduğunu türk milleti adına karar veren onca hakimin bana bunu anlatması gerekir. Benim ekte sunduğum HSK belgesinde olduğu gibi oğlumun ağır kazasında kaza evraklarını bir kuyumcunun Rüşvetle savcıları satın alarak değiştirmesiyle başlayan hukuk mücadelesi 15 yıldır daha sonuçlanmamıştır. Kaza nedeniyle yüksek ücretlerle özel hastanelerde iki yıldan fazla süren tedavisi ve mensubu olduğum Diyanetin sözünü tutmaması nedeniyle Kamusen kaynaklı Vakıfbank Ankara Şubesine kayıtlı kredi kartım 2007 yılında icralık olmuş ve icradan maaşımdan kesilerek ödenmiştir. Benim hiç borcum olmadığı halde tarafıma gönderilen ödeme emrine yaptığım itiraz da rüşvetle şerefini satan hakim Ayhan Aksoy tarafından ödeme emrine değil de bu manisa Şubesi avukatının ödeme muhtırası adlı özel yazısına itiraz ettiğimi ileri sürmesiyle başlayan hukuk mücadelesinde bu avukat ve satıaldığı hakimin hukuksuzca korunmasıyla 2013 yılından beri halen devam etmektedir.

Dava dilekçesinde belirttiğim kanun maddelerinde açıkça izah ettiğim gibi benim hiçbir borcum yoktur. Hukuksuz verilen kanunda ancak vereni bağlar ve hakimlerde verdiği karardan yasa gereği sorumludurlar.  Bu nedenle biz dava dilekçemizi aynen tekrar ediyoruz. Dava dilekçemizi görmezden gelerek bu avukatı ve onun satınaldığı hakimi kurtarmaya yönelik bu kararı kabul etmiyoruz ve istinaf mahkemenizde bozulmasını istiyoruz. Gerçi kararınız ne olursa olsun bu mahkemenin hitamında Cumhurhurbaşkanlığı Makamına 2577 sayılı kanunun 2/b maddesi gereğince Tam Yargı davası açarak ödediğimiz onca mahkeme masrafını (ve gerekirse bu haciz bedelini de ödeyerek) talep edeceğiz.

Bizim kısmen sonuçlanan kaza davasında yüksek miktarda alacaklı olduğumuz Ankara 3. İcra Mahkemesinde 2014/201904 dosya numarasıyla devam etmektedir. Biz maddiyatı değil hukuk adına yapılan ahlaksızlığı kabul etmiyoruz. Çünkü Ankara şubesinin kapatılmış bir hesabında Manisa şubesinin faiz alacağının olması hukuken mümkün değildir. Hukuksuz bir kararla bir hakim bunu mümkün hale getirmiş, bu güne kadarda bu kararı veren hakim ve verdiren avukat korunmuştur. Her ne kadar delil bulunmadığı iddia ediliyorsa da kanunsuzluğa açıkça sahip çıkmak rüşvetin yasal delilidir.

Bu nedenle bu hukuksuz kararın bozularak ve bu avukatın sorşturularak gerçeğin bir an önce ortaya çıkarılmasını, hukuksuz bu alacak davasına son verilmesini ve hakettiği cezaya çarpıtılmasını talep ediyoruz.



SONUÇ VE İSTEM :

Yukarıda ve Yerel Mahkeme dosyasında arz ve izah ettiğimiz ve re’sen dikkate alınacak gerekçelerle;

 Yerel Mahkemenin 2019/371 Esas, 2019/2127 Karar sayılı kararlarının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda  karar verilmesini, dava giderlerinin davalı kuruma yüklenmesi hususnda;

            Arz ve talep ederim. 21.01.2020





Ek: 1-Ankara 14. Hukuk mahkemesi gerekçeli kararı

        2-19.12.2019 tarihli HSK dilekçesi sureti.

                                                                                                           İstinaf Yoluna Başvuran

                                                                                                                    Mustafa DEMİR

                                                                                                                            Davacı


7 Ocak 2020 Salı

CİMER 1902593134 NOLU BAŞVURU VE CEVABI


1902593134 Başvuru Detayı
Başvuru Tarihi: 5.11.2019
Başvuru Yolu: İnternet
Başvuru Tipi: Şikayet
Ak Parti GİK Üyesi Sayın Bülent Arınç'ın KYK'lılar hakkında söylediği sözler ve dilediği özür bizleri üzmüştür. Her ne kadar Bülent Bey Pompacı olduğunu iddia ettiği Yargıtay üyesinin adını vermekten kaçınsa da aldığı rüşvetle ev sahibi adına görevli gibi davamıza girerek yalan söylediğini ortaya koyduğumuz yalancı tanık Can Gürbüz ve Kepçeci Mustafa Yaşar'ın yeniden dinlenmesini engelleyen, tanık Can Gürbüz'ün Ankara 3. Çocuk Mahkemesinin talimatıyla Hakim Fuat Pembeçiçek tarafından alınan ifadesi dosyadan çıkartarak yok eden Savcı Murat Gökhan Tahtakılıç'ın KHK ile görevden atılan savcı İrfan saz ve Bilirkişi Abdullatif Öztürk gibi fetö üyesi olduğunu ihbar ediyorum. Halen Yargıtay üyesi olan bu savcının dosyadan çıkartarak yok ettiği tanık ifadesini de sizden istiyorum. Zira benimde okuduğum o ifade de aracın kaldırıma çıkarak oğluma arkadan çarptığı ve kendisini çeşmeye atarak kurtardığı anlatılmaktaydı. Bu da davanın seyrini açıkça değiştirmekteydi. Bu Fetğ köpeği halen görevinde olduğundan bunların artık Bülent Arınç gibi siyasetçiler tarafınan korunduğundan ve Adalet Bakanlığı ve HSK tarafından korunduğundan hiçbir şüphemiz kalmamıştır. Biz kaybolan gerçek kaza evraklarını ve tanık ifadesini istiyor, bunları kaybedenlere de hak ettiği cezaların verilmesini istiyoruz.Saygılarımla. 5.10.2019 Mustafa Demir Osmaniye

Sayın MUSTAFA DEMİR,
T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER)’ ne 05.11.2019 tarihinde yapmış olduğunuz 1902593134 sayılı başvurunuz 07.01.2020 tarihinde ADALET BAKANLIĞI İHBAR GÜNDEM tarafından cevaplanmıştır:
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezine yapmış olduğunuz başvuru detayı incelenmiş olup, başvuru detayının birer örneği gereği için 31/12/2019 tarihli ve 87119442-622-01-80-9702-2019-E.14676/103121 sayılı yazımızla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına; ilgili Yargıtay üyesi hakkında öne sürülen iddialar yönünden gereğinin takdiri için 30/12/2019 tarihli ve 87119442-622-01-80-9702-2019-E.14630/102643 sayılı yazımızla Yargıtay Başkanlığına gönderilmiştir. Takibinin anılan makamlardan yapılması gerektiği hususu bilgilerinize sunulur.
Başvurunuz ile ilgili tüm işlemleri CİMER’in internet adresinden takip edebilirsiniz.