YARGITAY 12. DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA
Dosya No: 2022/2
DAVACI : Mustafa DEMİR -
DAVALI : Hazine ve Maliye Bakanlığı- ANKARA
VEKİLİ : Av.Cevahir Leyla SİPAHİ
DAVANIN KONUSU : Hazine ve Maliye Bakanlığı Avukatının Yargıtay 12. Hukuk Dairenize vermiş olduğu 22.10.2022 tarihli Cevap Dilekçesine cevabımızdan ibarettir.
TEBLİĞ TARİHİ : 10.11.2022
DAVA DOSYA NO : 2022/2 E.
CEVABIMIZ : 1-Hazine ve Maliye Bakanlığı Avukatının dava dilekçemize vermiş olduğu dilekçesinde def’i zaman talebini kabul etmiyoruz. Davamız zamanında ve usulüne uygun olarak açılmıştır. Zamanaşımı Bankanın açmış olduğu dava için geçerlidir. Faiz talebiyle açılan dava 2007 yılında icra davası ile sonuçlanıp maaştan kesilerek ödendiğinden 2013’de açılan ilamsız alacak davası banka alacaklarında zamanaşımı süresi 5 yıl olduğundan süresinde açılmamıştır. Ayrıca dava sürecinde beş yıllık sürede hiçbir işlem yapılamadığından davanın düşürülmesi ve reddi gerekmektedir.
2-Davacı olarak Hazine ve Bakanlığı ile Adalet Bakanlığına birlikte dava açıldığını, Adalet bakanlığın yönünden reddini talep etmiştir. Halbuki Osmaniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi yanlış hüküm kurarak davamızı reddetmiş, dosyamızı Adana Bölge İdare Mahkemesine göndermesi gerekirken hukuksuzca kendi verdiği karara bile uymamıştır. Adıma kayıtlı ve mevcut olmayan mobilyetim hakkında hiçbir hüküm ve karar vermemiştir.
3-Davacının davasını somutlaştırmadığını, zararını delilleriyle ve miktarlarıyla açıklamadığı ileri sürülmüştür. Dava dilekçemde açıkça belirttiğim gibi bu icralar 2004 yılında oğlumun geçirmiş olduğu ağır bir trafik kazası sonrası yaşanan “hukuksuzluk ve rüşvet rezaleti” nedeniyle 18 yıldır halen devam eden kaza davalarımız nedeniyle meydana gelmiştir. Bu davalar UYAP ta kayıtlıdır. Bu nedenle halen Bala Asliye Hukuk Mahkemesinde devam eden 2012/133 sayılı davamıza göndermiş olduğum Beyan Evrakımın(Ek.1) suretini ve halen Yargıtay 4.Hukuk Dairesinde devam eden 2021/13 Esas nolu davamız temyiz dilekçesi(Ek:2) suretlerini sunuyorum. Her iki evraktan da açıkça anlayacağız üzere biz kaza yapan tarafla değil aldığı RÜŞVET VE TALİMATLA DAVAMIZI REZALETE ÇEVİREN HAKİM VE SAVCILARLA mahkemeleştiğimizi açıkça göreceksiniz. Dava miktarı da dava dilekçemizde, dilekçemiz eki İcra evraklarında açıkça bellidir. Dava dilekçesinde bahsedilen Mahkemelere ödenen mahkeme harçları ve giderleri de ödendiği yıllara göre yasayla belirlidir. Bu nedenle zarar miktarı da, tazminat miktarı da açıkça bellidir.
Bu borçlanmalarda benim kusurum dışında mahkemelerde yaşanan hukuksuzluklardan ve sözünü tutmayan Diyanet Vakfı ve Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri nedeniyle meydana gelmiştir. Diyanet ile de davamız halen devam etmektedir. Bir süre sonra o dava da önünüze gelecektir. Bu da Yargı dahil Kamu Kurum ve kuruluşlardaki bozulmuşluğun ve Adaletsizliğin birer örneği niteliğindedir. Yedi icra dosyasında 2 kamu kurum ve kuruluşu dosyası sorunludur. Allah’a inanan bir emekli kamu personeli olarak bize bu acı ve sıkıntıları yaşatanların bizim yaşadığımız sıkıntı ve üzüntüden daha fazlasını yaşatmadan öldürmemesi için de Allah’a dua ediyoruz.
4- Hakimlerin delillere ve yasalara göre karar verdikleri, verdiği kararların doğru olduğu iddia edilmektedir. Oysa daha önce oluşan borç Ankara 3. İcra Dairesince maaşımdan kesilerek ödenmiştir. Daha sonra ise benim hayatımda hiç gitmediğim bir ilin şubesinin avukatı yasalarda açıkça belirtilen “ temerrüte temerrüt işletilemeyeceği ve aslı ödenmiş borcunu faizinin de ödenmiş sayılacağı” açık hükümlerine rağmen faiz alacağı iddiasıyla İlamsız ödeme emri gönderiyor ve ayarladığı bir Hakime de bizim borcu kabul etmediğimiz iddiamızı hukuksuzca Red ettiriyor. Burada yasalar açıkça ihlal edilmiştir. Yasal olmayan bir alacak mahkeme kararıyla yasal hale getirilmiştir. Kaldı ki yasalar gereği ödenen borcun aslı bile bizim kusurumuz dışında meydana geldiğinden ödenen bu paraları dava ederek faiziyle almakta yasal hakkımızdır. HUMK’un 46. Maddesinde belirtilen koşullar inkar edilemeyecek şekilde oluşmuştur.
5-Dava konusu olayda tazminat gerektirecek durum olmadığı ve delil bulunmadığı idia edilmektedir. Manisa İli şubesi avukatı Ankara 11. İcra Hakimine verdirdiği bu hukuksuz kararı Ankara 19. İcra da işleme koymuştur. Osmaniye 2. İcra dairesine de talimat dosyası açmıştır. Bununla da yetinmeyerek olmayan mobiliyetim dahil olmak üzere kardeşlerimle orak miras mallarıma haciz koydurmuştur. Bu hacizler Banka kredi notumu kötü yönden etkilemiş ve halen devam eden mahkemelerim ve oğlumun tedavisi için bankalarda kredi alamaz hale getirmiştir. Osmaniye 1.Asliye Hukuk Mahkemesinde de bu sebeplerden dava açılmış olmasına rağmen o da yaşanan hukuksuzlukla reddedildiği ve verdiği karara uymadığı için bu davaya konu olmuştur. Yasalardaki çarpıklık nedeniyle benim 1.255.000.-Tl+faiziyle halen devam eden alacak icram olmasına rağmen BDDK tarafından bu dikkate alınmayarak 2.601.- TL. tutarındaki bu hukuksuz alacak dikkate alınmakta, bu da bizi açıkça mağdur etmektedir. Konulan haciz evrakları dava dosyasında mevcuttur. Bana açılan icra davası ve evrakları Tazminat için ispata yetmektedir.
6-HMK’un 46. Maddesindeki şartlar inkar edilemeyecek şekilde oluşmuştur. Yasal olmayan bir alacak mahkeme kararıyla yasal hale getirilmiştir. Kaldı ki yasalar gereği ödenen borcun aslı bile bizim kusurumuz dışında meydana geldiğinden ödenen bu paraları dava ederek faiziyle almakta yasal hakkımızdır. HUMK’un 46. Maddesinde belirtilen koşullar inkar edilemeyecek şekilde oluşmuştur. Bunun aksini iddia etmek hukuku sulandırmaktır.
7-Alacağın faizini olay tarihi itibariyle istemek yasalar gereğidir. Kabul. etmiyoruz demekle reddedilemez. Adıma kayıtlı mobilet halen mevcut olmadığından ve üzerinde haciz bulunduğundan aracını mevcut olmadığına mahkemelerce karar verilmeden ve üzerindeki haciz işlemi kaldırılmadan trafikten tescilin düşürülmesi için hiçbir işlem yapılamaz. Bu nedenle mahkemenin bir karar vermezi yasalar gereğidir. Sizin isteminizle yok sayılamaz.
NETİCE VE TALEP : - Yukarıda açıkça izah edildiği gibi davamızın kabülünü, Haksız icranın kaldırılmasını, Maliye Hazinesinin tazminata mahkum edilmesini, hakkımızın korunarak bu icra talebi nedeniyle bankalarda yaşadığımız mağduriyetimizin giderilmesini, hakkımız olan tazminatın ödenmesine karar verilmesini, Mevcut olmayan mobiliyetimin tescilinin trafikçe üzerimden düşürülmesine karar verilmesini, Mahkeme masraflarının davalı İdareye yükletilmesini arz ve talep ederim. 16.11.2022
Mustafa DEMİR
Davacı
E K L E R :
1- Bala Asliye Hukuk mahkemesine sunulan 20.09.2020 tarihli Beyan Dilekçes.
2- Yargıtay 4. Hukuk Mahkemesine sunulan 19.09.2022 tarhli temyiz Dilekçesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder