4 Mart 2016 Cuma

AK PARTİ CEVAP


AK PARTİ GENEL BAŞKANINA

(T.C. BAŞBAKANINA)

           

            Ak Parti Genel Merkezine vermiş olduğum15.09.2015 tarihli dilekçe üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı herşeyi inkar eden 28.01.2016 tarih ve E.5383 sayılı cevabı ve bizim verdiğimiz 16.02.2016 tarihli cevabımız, inkar edilen Şube yazısı, Şube teminat yazısı, Bala Müftülüğü'nün herşeyi inkar yazısı ve Kadirli Şubesinin icra yazısı ile birlikte ilişiktedir:

            Yine 15.09.2015 tarihli dilekçemiz üzerine, dilekçemizi gönderdiğiniz Adalet Bakanlığı'nın 23.02.2016 tarih ve E.1831/13880 sayılı cevabı ilişiktedir. Adalet Bakanlığı Anayasa'nın 138. maddesini gerekçe göstererek "Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz" cevabını vermiştir.

            Oysa bizim  mahkememiz rüşvetle reddedilince Diyanet sözlerini tutmadığı için ve kardeşlerimle anlaşmazlığa düştüğümden kredilerim ve kredi kartlarım icralık olmuş, Diyanet'te ahlaksız bir şekilde yardım senetlerimi borç haline getirerek beni icraya vermiş, çareyi bir an önce emekli olmakta bulmuş ve emekli ikramiyemle biraz olsun borçlarımı kapatmıştım. Fakat Başbakanlığınıza bağlı Vakıfbank avutakı İshak Özbey, icrası ödendikten 6 yıl sonra Faiz alacağı olduğunu öne sürerek İcra Emri göndermiş, icra emrini mahkemeye taşıyınca Anayasa'nızın 138. maddesinde "Kimse Rüşvet veremez" denmediği için Rüşvetle suçlu olduğumuz Ankara 11.İcra Hukuk Mahkemesinin kararı ilişiktir. Bizim en aptal ve geri zekalı hukukçular bile bu karara inanmaz dememize rağmen ilişikte sunulduğu gibi Anayasa Mahkemesi 2014/7218 nolu kararıyla buna doğru demiştir.

            Bu kararı da Ankara 11. İdare Mahkemesine ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna taşıyınca biz emir ve talimatın ne olduğunu ve Anayasa'nın nasıl çiğnendiğini bizzat yaşayarak öğrendik ve bu belgeleri size de sunuyoruz.

            Anayasa Mahkemesine açmış olduğumuz 2014/3684 sayılı rüşvet ve makul süre başvurumuz, makul süre ve delillerimiz görmezlikten gelinerek reddedilince, Başbakanlığınıza gönderdiğimiz 15.01.2016 tarihli dilekçemizle Anayasa mağduriyetlerimizin belitilmesini isteyince Adalet Bakanlığı vermiş olduğu 29.01.2016 tarih ve E.250/1497 sayılı cevabında yine Anayasanın 138. maddesi ve yargılama yetkisi gerekçe gösterilerek Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna müracaat etmemiz istenmiştir. Bizim HSYK'ya yaptığımız müracattın sümenaltı edildiği şikayetimizin HSYK'ya yönlendirilmesi adaletin çivisinin çıktığının delilidir. Bizde yine Başbakanlık makamına 14.02.2016 tarihli dilekçe ile mağduriyetimizin giderilmesini istedik. Bununlada yetinmeyerek masrafları tarafımızdan karşılanmak üzere Bakanlığınıza bu keyfiliğine son verilmesini için 3 liralık İdari Dava açtık. Mahkeme karar versin veya vermesin 1 lirayı da bizzat size göndereceğiz.

            Mağduriyetimiz 12 yıldır giderilmediği gibi bizzat size bağlı Kamu Bankası ve Diyanet İşleri Başkanlığınca mağdur edilmemizin Anayasa'nın hangi maddesinde olduğunun tarafımıza bildirilmesi, bu uygulanmayan Anayasa'nın bir an önce değiştirilmesi ve bir an önce "Mağdur Hakları Kanunu"nun çıkartılması, bizim yaşadığımız sıkıntıları başkalarınında yaşamaması dileğiyle,

            Saygı ve selamlarımla. 03.03.2016

EKİ: 18 Adet 23 sayfa evrak.                                                                                   

                                                                                                                        Mustafa DEMİR

                                                                                                                        Emekli -Mağdur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder