18 Mart 2016 Cuma

BAŞBAKANLIK 1. İDARE YENİLEME


ANKARA 1. İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

Gönderilmek üzere

 OSMANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

                                                    2016/730 Esas,2016/438 Karar                                                                                      

 

DAVACI                                :  Mustafa DEMİR
 

DAVALI                                :  BAŞBAKALIK - ANKARA

 

DAVANIN KONUSU           :    Tam Yargı Davası.

 

İDARİ İŞLEM                  : Başbakanlık Makamına verilen 15.01.2016 tarihli dilekçemiz 19.01.2016 tarihinde Bimer aracılığıyla Adalet Bakanlığına iletilmesi üzerine Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 29.01.2016 tarihli olumsuz cevabı nedeniyle Başbakanlığa bağlı bir kamu Bankası olan Vakıfbank'ın hukuksuz icrasının devam etmesi ve Citibank'a ait ödenmiş dosyanın hukuksuz olarak TÜRKASSET aracılak şirketine devri nedeniyle rahatsız ve tehdit edilmemiz. Ayrıca 15.09.2015 tarihli Akparti Genel merkezine dilekçemiz üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tüm eski evrakları yok sayarak herşeyi inkar etmesi üzerine yapılan müracaatımın 24.02.2016 tarihinde 2016/730 Esas ve 216/438 Karar numaralı kararla Dava konusunun net ve açık olmadığı gerekçesiyle dilekçenin yenilenmesine karar verilmiştir

 

TEBLİĞ TARİHİ                 :  07.03.2016

 

DAVANIN İZAHI                :  Ankara 1. İdare Mahkemesi vermiş olduğu 24.02.2016 tarihli kararında Dava Dilekçesinin açık ve net olmadığını belirterek açık ve net olarak tazminat talebine yer verilmesi suretiyle dava dilekçesinin yenilenmesi istenmektedir.

            Oğlum Halil DEMİR’in 06.08.2004 tarihinde  ağır yaralanmalı trafik kazası sonrası yaşananlarla ilgili davalarda  RÜŞVETLE  mağdur edildik. Kaza ile davalarımız halen devam etmekte ve 12 yıldır sonuçlanmamıştır.

            Bu dava da Başbakanlık'a bağlı bir kamu bankası olan Vakıfbank'ın İcra ve Türkasset Varlık şirketine satılan ödenmiş Citibank davasıdır.            2007 yılında icralık olan Vakıfbank Kredi kartım ve Citibank Bireysel Kredim yasal olarak maaşımdan kesilmiş ve 2008 yılında Vakıfbank, 2010 yılında da Citibank borcu bitirilmiştir. Hukuken borç bitmesine rağmen dosyalar kapatılmayarak Faiz alacakları olduğu iddiasıyla hukuksuz olarak para talep edilmektedir. Konu  Mahkemeye taşınınca 11 icra hukuk mahkemesi icranın işlem yapmadığına karar vererek bana da Avukatlık ücreti yülemiştir. Bu konu Anayasa Mahkemesine taşınınca da Anayasa Mahkemesi 2014/7218 sayılı kararında Banka Avukatını kurtarmak için hukuksuz olarak İdari Red Kararı verdi.

            Aynı şekilde Citibank İcra dosyasıda ödendiği halde o kamu bankası avukatı gibi ahlaksızca korunamayacağı bildiği için Varlık şirketine satılmıştır. Benim Citibank dosyam bu defa da TÜRKASSET adlı bir varlık şirketine satılmıştır. İcra ile tehdit ediliyorum. İcraya verin diyorum, veremiyorlar. Benim icra emri itirazıma Avukatın ödeme muhtarısa itaraz etti ve icrada herhangi bir işlem yapılmadı kararı açıkça hukuk yetkisinin kötüye kullanılmasıdır. Bu 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunun 68/c ve 68/e maddelerinin açıkça ihlalidir.Buna sahip çıkan bakanlık yetkilileri de görev ye vetkilerini açıkça kötüye kullanmaktadır. Anayasa Mahkemesi de kararında Kamu bankası Avukatının talimatıyla karar vermiş ve aynı suçu işlemiştir. Ankara 11 İdare Mahkemesi de Aynı şekilde karar vermiştir. Hakim ve Savcılar Yüksek Kuruluna müracaatta bulunulmasına rağmen hiçbir işlem yapılmayarak dilekçem Kamu Bankası Avukatının talimatıyla Sümenaltı edilmiştir.

            Bu hukusuzlukları Başbakanlık Makamına bildirmeme rağmen Başbakanlık Bimer aracığıyla benim Şikayetimi Adalet Bakanlığına iletmiştir. Adalet Bakanlığı'da görevini yapması gerekirken  Hiçkimsenin yargı yetkisini kulallananlara emir ve talimat vermeyeceğini ileri sürmekte ve bu hukuksuz kararları hakimin yargı yetkisini kullanması olarak görmektedir. Bu hukuksuz kararlarda bizim mağduriyetimiizi gidermediği gibi daha da mağdur olmamıza neden olmaktadır.Bu nedenledir ki Adalete olan güven yitirilmiştir. Saygı da kalmamıştır.

HUKUKİ SEBEPLER            :  İdari Yargılama Usulü Kanunu, vs.

 

DEDİLLER                           : 2802 sayılı kanunun 68. ve 69.  maddeleri.

 

NETİCE VE TALEP     : Bizim mağduriyetimize neden olan Kamu bankasının ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Başbakanlığa bağlı olması, Adalet Bakanlığı'nında bu hukuksuzluğa sahip çıkması nedeniyle mağduriyetimizin giderilmesi için Başbakanlık Makamına Dava açılmasına karar verilmiştir. Hiçkimse beni icrada işlem yapılmadı, yada avukatın yazısına itiraz etti yalanlarıyla mağdur edemez. Beni hukuksuz icra ve hukuksuz telefon ve icra tehdidiyle rahatsız edemez. Bu nedenle; Başbakanlık'a açtığım bu tam yargı davasında hukuksuz karar veren hakimlerin kararıyla oluşan mağduriyetimin giderilmesini, İcra dosyalarımın kapatılasının sağlanmasını,

            Haksız İcra ve ödeme talebinde bulunan Vakıfbank ve Türkasset Avukatları hakkında Avukatlık Kanunu gereğince suç duyurusunda bulunulmasını,

            Bu bir Tam Yargı davası olduğundan ve Diyanet ve Bankalarca mağduriyetimizin bedeli olarak İki (2) Lira Maddi, Bir (1) Lira Manevi olmak üzere toplam Üç (3) lira Tazmimat ödenmesine karar verilmesini, Tazminatın bu şekilde istenmesinin nedeni; her ne kadar yasada istenilecek tazminat miktarı belirtilmemişse de haksızlığa ve hukuksuzluğa dikkat çekmek, bu devletin en üst makamında bulunan yetkililere oğlum adına kurulan sivil toplum kuruluşu aracılığıyla şikayetimizi iletmek amacıyladır. Bir kaza davasının 12 yıldır bitirilmediği gibi uzun ve pahalı bir tedaviden sonra bankalarca da hukuksuz şekilde mağduriyetimizin iletilmesi içindir. Böyle bir adalet anlayışı olamayacağı, mağdurun haklarının korunması gerektiği, geciken adaletin adalet olamayacağı iletilecektir. Bizim yaşadığımız sıkıntıları başkalarının yaşamaması talep edilecektir.

             Alınacak tazminatların maddi olanların 1 Lirasını oğlumun Onur Belgesi birlikte Sayın Cumhurbaşkanımıza, 1 Lirasını da oğlumun Takdir belgesiyle Sayın Başbakanımıza, 1 Lira manevi tazminatını da oğlumun Teşekkür Belgesiyle Diyanet İşleri Başkanına, (Diyanet ve Diyanet Vakfı yetkilileri verdikleri sözlerini tutmuş olsalardı böyle bir sıkıntı asla yaşanmayacaktı)oğlum adına kurulan HALDEM Derneği (Bahçeli Halil Demir Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği) aracılığıyla sunulacağım, tazminata hükmedilmemesi halinde de kararınızla birlikte bu miktarlar tarafımdan ödenecek ve belgeleri sunulacaktır. Zira oğlum Halil kazadan önce okul birincisi ve Bilgisayar Mühendisi adayıydı. Şimdi ise maddiyatı tanımıyor. Ayağa kalkamıyor ve yürüyemiyor. Akli dengesi de bulunmuyor.

            Daha önce açtığım davalar hukuksuz gerekçelerle reddedilerek mahkeme masrafının üzerime yüklenmesi, Diyanetin ahlaksız bir şekilde bana yardım yerine İcraya vermesi nedeniyle bu mahkeme masraflarının doğrudan üzerime yüklenmesini,

 

            Arz ve talep ederim. 18.03.2016                                                                 

Mustafa DEMİR

                                                                                                                                 Davacı

 

E K L E R      :

Ekler12.02.2016 tarihli dilekçe ile gönderildiğinden

bu dilekçeye yeniden eklenmemiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder