ANKARA 23. İDARE
MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
Gönderilmek üzere
OSMANİYE ASLİYE
HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE
Esas:2019/37, Karar: 2019/38
DAVACI : Mustafa DEMİR
DAVALI : Adalet Bakanlığı ANKARA
DAVANIN KONUSU : İptal ve Tam Yargı Davası.
DOSYA NO : Esas:2019/37, Karar: 2019/38
İPTALİ İSTENİLEN
İDARİ
İŞLEM : Bala Asliye Ceza Mahkemesının17.01.2018
tarih ve 2016/57 Esas, 2018/14 Karar
Nolu kararını onaylayan Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/372 D.İş
kararının Anayasaya Mahkemesinin 03.12.2018 tarih ve 2018/15838 sayılı
kararıyla İdare Mahkemesi Davası açılmadığı gerekçesiyle RED etmesiyle Bala
Asliye Ceza
Mahkemesinin 2018/14 Karar Nolu
Kararının İptali ve davanın Yeniden görülmesi istemiyle açılan davanın Ankara
23. İdare mahkemesinin 2019/37 Esas ve 2019/38 Karar nolu kararıyla
dilekçemizin Red edilerek, 2577 sayılı kanunun 12. maddesi gereğince açılan
İptal ve Tam Yargı davasının hukuksuzca ayrı ayrı açılması talebi nedeniyle
dilekçemizin aynen iadesi.
TEBLİĞ
TARİHİ : 01/02/2019
DAVANIN
İZAHI : Oğlumun
kazası nedeniyle Bala Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ve benim bilirkişinin
onuuruna hakaret ettiğimi belirten kararın iptali ve bilirkişinin rüşvetle
verdiği kararla gasp edilen 1.672.253.34.-TL. nin Feto Çetesi üyesi olarak
görevinden atılan Bilirkişiden ve Bakan adını kullanarak mahkemeye talimat
vererek karara çıkmış mahkemeyi etkileyen Avukat’tan ayrı ayrı maddi tazminat
olarak 3.344.506.68 Tl Maddi, bu
kişilerden ayrı ayrı 300.000.-Tl manevi tazminat talebiyle açtığımız dava
dilekçemiz, Ankara 23. İdare mahkemesince incelenerek2019/37 Esas ve 2019/38
Karar nolu kararla dilekçenin 2577 sayılı kanunun 15. maddesinin (d) bendi
gereğince aynı kanunun 3 ve 5. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek dava
dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Davanın yenilenmesi halinde yeniden
harç alınmasına da karar verilmiştir.
İlgili mahkeme: “2577 sayılı kanunun
yukarıda yer verilen hükümlerine göre, iptal davalarının hukuka aykırı olduğu
iddia edilen idari işlemin iptali istemiyle açılması gerektiğinden ve ayrıca
idare mahkemelerinden idari işlem ya da eylem niteliğinde karar verilmesinin
talep edilmesi mümkün olmadığından, idari işlem niteliği taşımayan Bala Asliye
Ceza mahkemesinin kararının iptali istenemeyeceği gibi davanın yeniden
görülmesinin de mahkememizden talep edilemeyeceği açıktır. Eğer Bala Asliye
Ceza Mahkemesinin anılan kararına karşı
kanun yollarına başvurulmak isteniyorsa, bu başvurunun adli yargı yerlerinde
istinaf ve temyiz kanun yollarının kullanılması şeklinde yapılması
gerekmektedir.
Belirtilen nedenlerle 2577 sayılı kanunun 3. maddesine uygun olmayan
dava dilekçesi mezkur talebin yanında davacı tarafından pğlunun geçirdiği
trafik kazası ile ilgili olarak görülen dava sonucu kusurlu olarak eksik
ödendiğini ileri sürdüğü 3.344.506,68 Tl maddi tazminat ve 300.000,00 Tl manevi
tazmninat ödenmesine karar verilmesinin de istenmesi nedeniyle aynı kanunun 5.
maddesine de uygun değildir.
Yenilenecek dilekçede bir işlenin iğtali talep ediliyor ise bu
açıkça belirtilmek ve iptali aistenen işlemin bir örneği dava dilekçesine
eklenmek suretiyle ayrı bir dava, eksik ödendiği ileri sürülen maddi tazminat
talebi ve manevi talebi için ayrı bir dava açılmak suretiyle iki farklı dava
olarak dava dilekçesi yenilenmelidir.” Şeklinde karar vermiştir.
Ankara 23. İdare mahkemesinin vermiş olduğu bu kararda açık olarak
görülmüştürki; ne hukuksuz olarak Rüşvetle karar veren ve onuruna hakaret
ettiğim ileri sürülen onursuz olarakta Feto Çetesi üyesi olarak görevinden
atılan Bilirkişi’den, nede Bakan adını kullanarak devam eden ve karara
çıkılmasına karar veren bir mahkemeye talimat veren, verdiği talimatla karar
sonucunu etkileyen Avukat’tan
bahsedilmediği gibi bu kişilerde hukuksuzca görmezden gelinmiştir. İptali
istenen bu Bala Asiye Ceza Mahkemesinin kararı huki bir karar değil, Bakan
adını kullanarak mahkemeye talimat veren bir avukatın istemiyle verilen bir
“İdari Karar”dır. İdare Mahkemesinde iptalini istemekte hukuka ve hakkaniyete
uygundur.
Ayrıca bu dava dilekçesi Bala Asliye Mahkemesinin kararının ceza
hukuku yönünden tamamlanarak Anayasa Mahkemesine taşınması üzerine Anayasa
Mahkemesince verilen bir karar üzerine açılan İdari davadır. Bizim talebimizin
adli yargıya tekrardan yönlendirilmesi hukuken de mümkün değildir.
2577 sayılı kanunun 12. maddesinde açıl olarak “Madde 12 – İlgililer
haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi
mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı
davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın
karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması
halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan
zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası
açabilirler.” Denildiğinden İptal ve Tam Yargı Davalarının ayrı ayrı açılası
talebinizin bu kanuna aykırı olduğu açıktır.
Bu nedenle iki ayrı dava açılmasına da lüzum yoktur ve bizim
dilekçemiz 2577 sayılı kanuna her yönüyle uygundur. Uygun olmayansa sizin
Rüşvetle Feto çetesi adına karar verekek bizi mağdur eden Bilirkişiyi ve Bakan
adına talimat vererek mahkemeyi tahakküm altına sokan Avukatı görmezden gelerek
mağduriyetimizi gidermek yerine hukuksuz kararaınızla mağduriyetimizin
sürdürülmesini talep etmeniz kabul edilebilir değildir. Bu ve buna benzer
hukuksuz kararlarla bir kaza davası 15 yıldır sonuçlanamamıştır.
Biz yukarıdan açıkaladığımız nedenlele dava dilekçemizi aynen iade
ediyoruz. Sizin de yasal olarak Red kararı verme hakkınız ve bizimde bu kararı
kabul edip etmeme hakkımız olduğundan gereğini bilgilerinize arz ederiz.
Oğlum Halil DEMİR 06.08.2004
tarihinde Bala Lisesi önünde ağır
yaralanmalı trafik kazası geçirmiştir. Kazayı 15 yaşında bir çocuk yapmasına
rağmen kazayı babası üstlenmiş ve hakkında evrak ve rapor düzenlenerek karakola
verilmiştir. Kazanın kaldırımda gerçekleştiği Kaza yapan taraf ve Bala Karakol
ve Emniyetince bildirilmiştir. Biz ağır
olan hastamızla ilgilenirken olay reninde bakkallık yapan Emeli Polis Memuru
Mekin Öktem’in ifadesiyle baba suçu üstüne alamamış. Bala İlçesinde Kuyumculuk
yapan MHP eski İlçe Başkanı ve Kaza yapan çocuğun annesinin dayısı Abdulkadir
Kılıç beni davacı ettirmeyeceğini söyleyerek baba Ahmet Çalış adına evrakları
yok ettirirerek oğlu adına sahte evrak ve yalancı tanık ayarlayarak kazayı yol
ortasına aldırmış ve kusuru olmayan oğlumu Rüşvetle Evrak sahtekarlığı
yaptırarak suçlu hale getirmiştir. Benim adıma baba adına olan evrakları komşum
Eczacı Cihat Barbaros Ayata almak istemişsede kendisine verilmemiş ve yok
edilmiştir. Bizim bunları kazadın yaklaşık birbuçuk ay sonra aldığı rüşvetle
Antalyada tatilde dönen Trafik Polisi Mustafa Gödek’in ağzında bizzat öğrenince
Savcılığa suç duyurusunda bulunup yasal işlem başlatmamız üzerine trafik Polisi
Mustafa Gödek’in yakın arkadaşı ve aldığı rüşvetle tatile gittiğini en iyi
bilen Jandarma Uzman Çavuş Abdullatif Öztürk rüşvetle evrakların
değiştirilmesini talep eden ve yaşanan sahtekarlığa göz yuman Savcı İrfan Saz
tarafından Bilirkişi olarak görevlendirilmiştir. Bilirkişi de aynı şekilde
Rüşvet karşılığı Trafik Polisi Mustafa Gödek’ten daha kötü bir rapor hazırlamış
ve oğlumu 6/8 suçlu göstermiştir. Kaza ve tazminat davamız bu bilirkişinin
raporu doğrultusunda gerçekleşmiş ve oğlumun 6/8 suçlu bulunmasıyla
sonuçlanmıştır. Biz hastamızla ilgilenirken baba Ahmet Çalış Malkaçırmakla
meşgul olmuş. Bacanağına sattığı evine muvazaalı satış ve tapu iptali davası
açılmıştır. Bu davaya gönderdiğim bir dilekçe üzerine bana Bilirkişiye hakaret
ettiğime dair dava açılmıştır. Kaza sonrası benimde nüfuslu olduğumu öğrenen
bilirkişi (secerem ektedir.) davacı dahi edilememiştir. Dava devam edeken Bilirkişi Jandarma
Uzman Çavuş Abdullatif Öztürk’üm Elazığda görev yaptığı ve Fetö Çetesi elemanı
olduğu ve görevinden atıldığı anlaşılmıştır.Dava devam ederken karara
çıkılmasına karar verilmişken karara çıkılmayarak dava uzatılmış ve bana 10 ay
ceza verilerek 5 yıl ertelenmiştir. Bu karar da Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi
tarafından jet hızıyla onaylanarak kesinlenmiştir. Ceza yönünden iç hukuk
tamamlandığında Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi
devam ederken Adalet Bakanlığına yine bu kaza davasıyla ilgili açılan Rüşvet ve
Tazminatla ilgili Tam yargı davasında dava Avukatı Ahu Öndeş’in Adalet
Bakanlığı Hukuk Birimini kullanarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı üzerindende
Bala Cumhuriyet Başsavcılığından Bilgi, Belge ve Görüş istemesi üzerine Bala
Başsavcılığı ve Asliye Ceza Mahkemesi bunu kendilerine emir ve talimat telakki
ederek karara çıktığı davayı uzatarak bana ceza ile sonuçlandırmış ve hızla
onaylattırmış. Aynı şekilde Bala Başsavcılığı da masabaşı bir ahlaksız
soruşturma yaparak karakolda ve Mahkemede yaşaşan rezaleti yok sayan bir rapor
hazırlamış mahkemede dahi kabul edilen gerçekleri ve belgeleri inkara
kalkışmışmıştır. Benim şikayetim üzerine bu avukat derhal davadan alınmış, Bakanlık
davası danıştaya yollanmış, bu olayaya karışanlarda Hakimler ve Savcılar
Kuruluna sevk edilmiştir. Haklarında da Tazminat talepli davalar açılmıştır.
Anayasa Mahkemeside Ceza yönünde tamamlanan davaya, Avrupa İnsan hakları
Mahkemesinin davanın tüm yönleriyle tamamlanması isteğini göstererek Red
ettiğinden davanın İdari Yönden de tamamlanması için bu dava açılmıştır.
HUKUKİ
SEBEPLER : İdari Yargılama Usulü Kanunu, vs.
DELİLLER :1)Bu davanın
delili Adalet Bakanlığı adına emir ve talimat veren Avukat Ahu Öndeş’in
07.03.2017 tarih ve
50316838-2017/1812-E-6659/6305 sayılı Bakan adına Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığına verdiği talimat ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 8.3.2017
tarih ve B.M.2017/8825 sayılı Bala Asliye Ceza Mahkemesine yazdığı üst yazı
ile talimat ve aldığı 10.03.2017 tarih ve 2006/113 Esas ve
02.11.2017 tarih ve 2006/113 Esas sayılı cevaplardır. Anayasanın 138.
maddesinin inkar edilemeyecek şekilde
kötüye kullanıldığı açıktır.
2- Bala Asliye
Ceza Mahkemesinin 21.06.2017 tarih ve 7 nolu Duruşma tutanağıdır. Dosyayı karar
için incelemeye almasına rağmen yukarıdaki emir ve talimatla şikayetçi olmayan
Müşteki Mustafa Şahin’in Yatağan Asliye Ceza mahkemesinde verdiği 02.05.2016
tarihli ifadesiyle şikayetçi olmamasına,
Elazığ Asliye Ceza Mahkemesine yazılan 11.03.2016 tarih ve 2016/57 Esas
sayılı talimatla hazırlık aşamasında şikayetçi dahi edemediği Müşteki Jandarma
Uzman çavuş Abdullatif Öztürk’ü mahkemeye dahi zorla getirtemedikleri gibi bu
kişi Feto Çetesi elemanı olarak görevinden atıldığından 17.10.2016 tarihli 3.
celseye zorla dahi getirtilememiş ve gittiği adres Bala Asliye Ceza mahkemesine
bildirilmiştir. Bala Asliye Ceza Mahkemesi aldığı talimatla hukuku hiçe sayarak
ve bu kişininde Savcı İrfan Saz gibi Feto Çetesi üyesi olduğunu ve Rüşvetle
bilerek ve isteyerek karar verdiğini göz ardı ederek benim açık ve delilli
şekilde ifadelerimi dikkate almadan ahlaksız ve hukuksuz şekilde bana 10 ay
ceza verilmiştir. Bu ceza 5 yıl süreyle ertelenmiştir.
3- Benim adıma
Ahmet Çalış adına düzenlenen raporu isteyen ve “değiştirilecek” diye
alamayan, o tarihte Bala Eczanesi
sahibi Eczacı Cihat Barbaros Ayata asla Mahkemece dinlenmemiştir. Biz bu
evrakta suçu üstlenen Ahmet Çalış’ın 8/8 suçlu bulunduğundan eminiz. Polislerde
inkar etmemektedir. Mahkemede arabayı kaçırdığı idda edilen Murat Çalış’ın
araba alındığı tarihten itibaren kendisinin kullandığı ve babasına yapılan
uyarıların dikkate alınmadığı bilinmektedir. Rüşvet alan Bala Karakolu
Polisleri açıkça ve hukuksuzca korunmuştur. Bununla ilgili Ankara Valiliğine
açılan dava halen sonuçlanmamıştır. Dava evraklarında açıkça görüldüğü gibi
Bala karakol amiri Başkomiser Ali Mülayim oğlumun kaza evraklarını 8.8.2004
Pazar günü Bala savcılığına teslim ettiği ve savcınında bunu aldığını imzasıyla
teyit ettiği halde hem Ali Mülayim,
hemde trafik Polisi Mustafa Gödek raporun Pazartesi günü hazırlandığını ve Bala
karakoluna teslim edildiğini bizzat Ankara Emniyetindeki ifadeleriyle açıkça belirtmektedirler.
Oysaki Bala Savcılığına verilen 8.8.2004 tarihli Resmi yazı Bala Karakolu
yazısı Resmi Defter kayıtlı ve sayı verilmiş bir yazıdır. Ahmet Çalış adına
olan gerçek evraklar bu yazıyla savcılığa teslim edildiği halde Fetö çetesi
üyesi savcı tarafından Ahmet Çalış adına olan gerçek evraklar iade edilerek yok
ettirilmiş, buda bala karakolunda kavgaya ve küfürleşmeye sebep olmuş
olduğundan Emniyet Amir vekili evrakları Pazar gecesi oğul murat adına sahte
şekilde yeniden düzenleyip suçsuz oğlumu suçlu ilan etmişlerdir. Kuyumcunun
yalanıyla beni davacı ettirmeyecek olmuşlarsa da ilişte sunduğum secere gibi
beni davacı ettirmemeye ne kuyumcunun ve nede kendilerinin gücü yetmeyeceğinden
Bala emniyet Amiri derhal emekliye ayrılmış, tüm çabalarımıza rağmen evrakın
değiştirirldiğini bilen polisler ve evrakı değiştirilen polisler bir türlü
mahkemeye çıkartılamamıştır. Bu nedenle açtığımız onlarca dava halen devam
etmektedir. Bunu bilen ve raporunu rüşvetle veren Bilirkişi davacı olmadığı
gibi mahkemeye zorla dahi getirtilememiştir. Buna rağmen şerefi ve haysiyeti
satılık Savcı ve Hakim tarafından
aşağılık bir avukatın talimatıyla bana 10 ay ceza verilmiş ve bu ceza
ertelenmiştir.
4-Ankara 2.
Aile Mahkemesinin 05.06.2014 tarih ve 2014/130 TAL sayılı 2012/133 Esassayılı
Bilirkişi sıfatıyla verdiği karardır.Bu karar oğlumun sahte evraklarla Rüşvetle
verlen Bilirkiş Raporuyla ve bu raporların Fetö Çetesi Üyesi Adli Tıp
Hakimlerince 2 defa onaylamasıyla hiçbir kusuru olmayan oğlum Rüşvet
alavere-davavere ile ancak 2/8 haklı görülmüş ve bu kararla 557.417,78 Tl
tazminat verilmesi uygun görülmüş ve Mahkemelerde bu karara uymuşlardır.
Oğlumun 6/8 oranındakki tazminat hakkı gasp edilmiş ve bize 1.672.253,34 Tl
maddi zarar verilmiştir. Bu zararında Jandarma Uzman Çavuş Abdullatif Öztürk’ün
Rüşvetle verdiği Rapor gereğince olduğu açıktır. Bu zararımızı İdari olarakta
tazmin ettirmek bizim en doğal yasal hakkımızdır. Aynı şekilde verdiği
talimatla bize ceza verdiren Avukat Ahu Öndeş’tende 1.672.253,34 TL. Maddi
tazminat hakkımızdır. Bu rezil kararlar nedeniyle 15 yıldır davamız
sonuçlanmadığından bu kişiler adına Bakanlıktan 150.000.- TL.den 300.000.-Tl
ManeviTazminat olmak üzere Toplamda 3.644.506,68 TL Maddi ve Manevi Tazminat
istemek yasal hakkımızdır. Yasa gereği Bakanlığın bu kişilere dönüp dönmeme
hakkı kendisine aittir. Adalet Bakanlığı adını kullanarak 15
yıldır bizi mağdur eden Fete Çetesi üyelerinin hala Adalet Bakanlığı adına
talimatla iş yapması, Hakim ve Savcıların hür
iradeleriyle Devleti adına karar vermesi gerekirken bir çete adına emir ve
talimatla iş görmesinin bedelini Adalet Bakanlığı ödemelidir. Fakat hukuksuzluk
ülkemizin her makamında olduğu gibi Anayasa Mahkemesinde de hukuken tamamlanmış
ve İdari dava gerektirmeyen bir kesin kararın İdari dava açılmadığı gerekçesiyle
Red edilmesi hukuksuzluk örneğidir. Fakat biz bu hukuksuzluğun üzerine hukukla
gitmeye azimli ve kararlıyız.
NETİCE VE TALEP :
Bir avukatın Adalet Bakanlığı Hukuk birimini kullanarak ve
Anayasa’ın 138. maddesini hiçe sayan bir kararla ve emir ve talimatla verilen
Bala Asliye Ceza Mahkemesının17.01.2018 tarih ve 2016/57 Esas, 2018/14 Karar Nolu kararını onaylayan
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/372 D.İş kararının Anayasaya Mahkemesinin
03.12.2018 tarih ve 2018/15838 sayılı kararıyla İdare Mahkemesi Davası
açılmadığı gerekçesiyle RED etmesiyle Bala Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/14 Karar Nolu Kararının İptali ve
davanın Yeniden görülmesini;
Bu
bilirkişinin Rüşvetle verdiği karar nedeniyle kaza davamız 6/8 oğlumun suçlu
bulunmasıyla Ankara 2. Aile Mahkemesinin kararıyla kaybetmiş olduğumuz 6/8
tazminat tutarı olan 1.672.253,34 TL Kaza Tazminatının ve 6100 sayılı Kanunun
46. maddesince emir ve talimatla verilen hukuksuz karar gereği 1.672.253,34 Tl.
Hukuksuzluk tazminatı olmak üzere toplam 3.344.506,68 Tl Maddi tazminat ile
Rüşvet karşılığı verdiği Bilirkişi raporu nedeniyle bizim 15 yıl mağdur
olmamızı sağlayan Bilirkişiden alınmak üzere 150.000.-Tl. Manevi tazminat ile
emir ve talimat veren Avukattan tahsil edilmek üzere 150.000.- Tl. Manevi
tazminat olmak üzere 300.000.- Llra Manevi tazminat ödenmesine;
Maddi ve
Manevi Tazminat olarak toplam: 3.644.506,68 TL.(Üçmilyon naltıyüzkırkdörtbin
beşyüzaltı Lira Altmışsekiz Kuruş) Maddi ve Manevi Tazminatın kaza tarihinnden
itibaren yasal Faiziyle birlikte tarafıma ödenmesini ve mahkeme masraflarının
davalı İdareye yükletilmesini arz ve talep ederim. 12.02.2019
Mustafa DEMİR
Davacı
E K L E R :
Eki: Ekli
listedeki Evraklar.(Ek konmadı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder