8 Şubat 2017 Çarşamba

BAŞBAKANLIK ADLİ YARDIM KABUL


ANKARA  16.İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
Gönderilmek üzere

 OSMANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE
                                                                                         Esas:2016/3090

                                                                                      ADLİ YARDIM TALEPLİDİR

 

ADLİ YARDIM TALEP
EDEN DAVACI                   :  Mustafa DEMİR 
DAVALI                                :  BAŞBAKALIK - ANKARA
TALEBİN KONUSU            :   327.847,33-Tl Adli Yardım ve Tazminat Talebi.
İDARİ İŞLEM                      :  Ankara 16. İdare Mahkemesinin 19..01.2017 tarih ve 2016/3090 sayılı yazısı kabul edilen 327.847,33 TL Nispi harç miktarının Adli Yardım olarak ödenmesi, Devletin bir avukat görevlendirmesi talebinden vazgeçildiği.                                             

TEBLİĞ TARİHİ                 :  06.02.2017 
AÇIKLAMA                     : Ankara 16. İdare Mahkemesinde görülmekte olan 2016/3090 sayılı dosyaya devam edilmesi için 12.10.2016 tarih ve 2016/3090 sayılı yazılı ile bizden 327.847,33 TL Nispi Harç talebinde bulunulmuştur. Mahkemeye sunulun 03.01.2017 tarihli dilekçe ile Adli yardım talebimizin kabul edilmesine 19.01.2017 tarihli 2016/3090 sayılı kararla karar verilmiştir. 03.01.2017 tarihli dilekçemiz üzerine 26.01.2017 tarih ve 2016/3090 sayılı yazınızla Avukat talebimizin Baro Başkanlığına yapılması istenilmiştir. Adli yardım talebimiz kabul edildiğinden ve adli yardımın vatandaşlara da yapıldığının öğrenildiğinden avukat talebinden vazgeçilmiştir.
Davanın geniş özeti belgeleriyle Mahkememize sunulmuştur. 6100 sayılı kanunun 336. maddesi gereğince davayı özetleyecek olursak: Ankara İli Bala İlçesi Bala Lisesi önünde 06.08.2004 tarihinde gerçekleşen kaza, 15 yaşında bir gözü kör, bir gözüde bozuk ve renk körü olan bir çocuk tarafından kaldırımda gerçekleşmiş, suçu ilk önce baba üstlenmiş, adına kazanın kaldırımda gerçekleştiğine dair evrak ve rapor hazırlanmış ve karakola verilmiş olmasına rağmen kazadan üç gün sonra RÜŞVETLE bu rapor ve evraklar yok edilerek sahte evrak ve raporla oğlum haksız hale getirilmiştir. Karakol ve Emniyet Amirliği polisleri bu olayı inkar etmedikleri halde hiçbir polis memuru Mahkemelerde dinlenmediği gibi bu evrakları bizzat benim adıma isteyen komşum Eczacı C.Barbaros Ayata’ya da verilmemiştir. 
            Kaza sonrası keşif yaparak soruşturma hazırlayan ve 13 yıldır devam eden dava süresince bu soruşturma sonucu esas alınarak devam eden davamızda soruşturmayı yapan savcı İrfan Saz’ın Feto Terör Örgütü Üyesi olarak HSYK ca görevine son verilmiş ve görevlendirdiği Bilirkişinin raporunu RÜŞVETLE Kepçeci Mustafa Yaşar’ın yalan ifadesine dayandırarak verdiği, dava süresince hem tanık Mustafa Yaşar’ın bizzat yalan ifade verdiğini beyan etmesi, hem de diğer diğer tanıkların Mustafa Yaşar’ın yalan söylediğini ortaya koymasına rağmen Mahkemelerce ve Ankara Adli Tıp Kurumunun Bilirkişinin Rüşvetle hazırladığı  bu Raporu bizi Mahkeme önünde uzaklaştırmak suretiyle onaylaması ve hiçbir surette bu sahtekarlığın bozulamaması nedeniyle Feto terör Örgütü üyelerince Mağdur edildik. Kaza davbalaeı genelde tanıklarla çözülmesine rağmen bizim tanıklarımızın ifadeleri dikkate alınmamakta, polislerin dinlenmelerinden de ısrarla kaçınılmaktadır. Buda davayı çözümsüz yapmaktadır.
            Bu evraklar 13 yıldır bulunamadığı gibi Ankara Valiliği (Emniyet Müdürlüğü) davasında bu evrakların ve raporun varlığı kabul edilmesine rağmen bulunamadığından bu davada 9 yıldır sonuçlandırılamamıştır. Kaza Tazminat davası bu nedenle oğlumun suçlu bulunmasıyla sonuçlandırıldığından ve açılan onca dava ve soruşturma ya usulsüzce kapatılarak, yada sürüncemede bırakılarak mağdur edildiğimizden bu dava açılmıştır.
Eğer, Fetocu Savcı İrfan Saz tarafından ilk anda kazayı üstlenen çocuğun babası Ahmet Çalış adına düzenlenen gerçek Trafik Raporu kaybedilmese, Tanıklara yalan söyletilip bilirkişiye gerçek dışı Rapor hazırlatılmasa, Ankara’da mahkeme önünde uzaklaştırılıp bu Gerçek Dışı Rapor Ankara Ankara Adli Tıp Kurumunda onaylatılmasa veya dava sürecinde bizim isteklerimiz dikkate alınarak soruşturmalara izin verilse ve yalan söyleyen tanıklar hakkında gerekli yasal işlem yapılarak gerçek raporun nasıl kaybedildiği ve gerçek ortaya çıkarılmış olsa, bizim davamızın bu kadar uzamayacağı ve bu kadarda mağdur olmayacağımızdan bu davalara da gerek olmayacağı açıktır. Bu nedenle bizim istediğimiz tazminatın on katı Ceza Tazminatı; bize tazminat ödememek yapılan sahtekarlık, Rüşvet ve Hukuksuzluk nedeniyle mağdur edildiğinden hakkımızdır ve doğrudur. Tüm malvarlığını oğlumuzun tedavisi ve bankalarda alınan kredilerin ve kredi kartlarımızın faizlerine, icra ve mahkeme giderlelerine harcadığımızdan, birde haklı iken haksız edildiğimizden artık maddi ve manevi gücümüz kalmamıştır.
Mahkemenizce Adli Yardım talebimizin kabul edildiğinden  adli yardımın yapılması için gerekli belgeler ilişikte sunulmuştur. Adi yardım avukatsız olarakta ödendiğinden devlet tarafından bize bir avukat görevlendirilmesi talebimizden vazgeçtiğimizden mağduriyetimizin bir an önce bitirilmesi gerekmektedir. Zira 13 yıldır devam eden dava ve tedavi neticesinde artık maddi ve manevi gücümüz kalmamıştır. 

NETİCE VE TALEP     : Yukarıda açıkça izah edildiği gibi bu bir Tam Yargı Davası olduğundan adli yardım olarak Nıspi harcın ödenmesine, adli yardım kararı verildiğinden Avukat tayin edilmesine gerek olmadığına, davamızın kabul edilerek mağduriyetimizin biran evvel sona erdirilmesine karar verilmesini;              Arz ve talep ederim. 08.02.2017

                                                                                   

Mustafa DEMİR


                                                                                                                  Davacı

 E K L E R      :
1-      Adi yardım ara karar yazısı
2-      Avukat için Baroya müracat yazısı
3-      4C Emekli Aylık bilgisi.
4-      Banka  Kredi borcu listesi.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder