ANKARA 16.İDARE
MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
Gönderilmek üzere
OSMANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE
Esas:2016/3090
ADLİ
YARDIM TALEPLİDİR
ADLİ YARDIM TALEP
EDEN DAVACI : Mustafa DEMİR
DAVALI : BAŞBAKALIK - ANKARA
TALEBİN KONUSU : 327.847,33-Tl Adli Yardım ve Tazminat Talebi.
İDARİ
İŞLEM : Ankara 16. İdare Mahkemesinin 19..01.2017
tarih ve 2016/3090 sayılı yazısı kabul edilen 327.847,33 TL Nispi harç
miktarının Adli Yardım olarak ödenmesi, Devletin bir avukat görevlendirmesi
talebinden vazgeçildiği.
TEBLİĞ
TARİHİ : 06.02.2017
AÇIKLAMA : Ankara 16.
İdare Mahkemesinde görülmekte olan 2016/3090 sayılı dosyaya devam edilmesi için
12.10.2016 tarih ve 2016/3090 sayılı yazılı ile bizden 327.847,33 TL Nispi Harç
talebinde bulunulmuştur. Mahkemeye sunulun 03.01.2017 tarihli dilekçe ile Adli
yardım talebimizin kabul edilmesine 19.01.2017 tarihli 2016/3090 sayılı kararla
karar verilmiştir. 03.01.2017 tarihli dilekçemiz üzerine 26.01.2017 tarih ve
2016/3090 sayılı yazınızla Avukat talebimizin Baro Başkanlığına yapılması
istenilmiştir. Adli yardım talebimiz kabul edildiğinden ve adli yardımın
vatandaşlara da yapıldığının öğrenildiğinden avukat talebinden vazgeçilmiştir.
Davanın geniş
özeti belgeleriyle Mahkememize sunulmuştur. 6100 sayılı kanunun 336. maddesi
gereğince davayı özetleyecek olursak: Ankara İli Bala İlçesi Bala Lisesi önünde
06.08.2004 tarihinde gerçekleşen kaza, 15 yaşında bir gözü kör, bir gözüde
bozuk ve renk körü olan bir çocuk tarafından kaldırımda gerçekleşmiş, suçu ilk
önce baba üstlenmiş, adına kazanın kaldırımda gerçekleştiğine dair evrak ve
rapor hazırlanmış ve karakola verilmiş olmasına rağmen kazadan üç gün sonra RÜŞVETLE
bu rapor ve evraklar yok edilerek sahte evrak ve raporla oğlum haksız hale
getirilmiştir. Karakol ve Emniyet Amirliği polisleri bu olayı inkar etmedikleri
halde hiçbir polis memuru Mahkemelerde dinlenmediği gibi bu evrakları bizzat
benim adıma isteyen komşum Eczacı C.Barbaros Ayata’ya da verilmemiştir.
Kaza
sonrası keşif yaparak soruşturma hazırlayan ve 13 yıldır devam eden dava
süresince bu soruşturma sonucu esas alınarak devam eden davamızda soruşturmayı
yapan savcı İrfan Saz’ın Feto Terör Örgütü Üyesi olarak HSYK ca görevine son
verilmiş ve görevlendirdiği Bilirkişinin raporunu RÜŞVETLE Kepçeci Mustafa
Yaşar’ın yalan ifadesine dayandırarak verdiği, dava süresince hem tanık Mustafa
Yaşar’ın bizzat yalan ifade verdiğini beyan etmesi, hem de diğer diğer
tanıkların Mustafa Yaşar’ın yalan söylediğini ortaya koymasına rağmen
Mahkemelerce ve Ankara Adli Tıp Kurumunun Bilirkişinin Rüşvetle
hazırladığı bu Raporu bizi Mahkeme
önünde uzaklaştırmak suretiyle onaylaması ve hiçbir surette bu sahtekarlığın
bozulamaması nedeniyle Feto terör Örgütü üyelerince Mağdur edildik. Kaza
davbalaeı genelde tanıklarla çözülmesine rağmen bizim tanıklarımızın ifadeleri
dikkate alınmamakta, polislerin dinlenmelerinden de ısrarla kaçınılmaktadır.
Buda davayı çözümsüz yapmaktadır.
Bu
evraklar 13 yıldır bulunamadığı gibi Ankara Valiliği (Emniyet Müdürlüğü)
davasında bu evrakların ve raporun varlığı kabul edilmesine rağmen
bulunamadığından bu davada 9 yıldır sonuçlandırılamamıştır. Kaza Tazminat
davası bu nedenle oğlumun suçlu bulunmasıyla sonuçlandırıldığından ve açılan
onca dava ve soruşturma ya usulsüzce kapatılarak, yada sürüncemede bırakılarak
mağdur edildiğimizden bu dava açılmıştır.
Eğer, Fetocu
Savcı İrfan Saz tarafından ilk anda kazayı üstlenen çocuğun babası Ahmet Çalış
adına düzenlenen gerçek Trafik Raporu kaybedilmese, Tanıklara yalan söyletilip
bilirkişiye gerçek dışı Rapor hazırlatılmasa, Ankara’da mahkeme önünde
uzaklaştırılıp bu Gerçek Dışı Rapor Ankara Ankara Adli Tıp Kurumunda
onaylatılmasa veya dava sürecinde bizim isteklerimiz dikkate alınarak
soruşturmalara izin verilse ve yalan söyleyen tanıklar hakkında gerekli yasal
işlem yapılarak gerçek raporun nasıl kaybedildiği ve gerçek ortaya çıkarılmış
olsa, bizim davamızın bu kadar uzamayacağı ve bu kadarda mağdur
olmayacağımızdan bu davalara da gerek olmayacağı açıktır. Bu nedenle bizim
istediğimiz tazminatın on katı Ceza Tazminatı; bize tazminat ödememek yapılan
sahtekarlık, Rüşvet ve Hukuksuzluk nedeniyle mağdur edildiğinden hakkımızdır ve
doğrudur. Tüm malvarlığını oğlumuzun tedavisi ve bankalarda alınan kredilerin
ve kredi kartlarımızın faizlerine, icra ve mahkeme giderlelerine
harcadığımızdan, birde haklı iken haksız edildiğimizden artık maddi ve manevi
gücümüz kalmamıştır.
Mahkemenizce
Adli Yardım talebimizin kabul edildiğinden
adli yardımın yapılması için gerekli belgeler ilişikte sunulmuştur. Adi
yardım avukatsız olarakta ödendiğinden devlet tarafından bize bir avukat
görevlendirilmesi talebimizden vazgeçtiğimizden mağduriyetimizin bir an önce
bitirilmesi gerekmektedir. Zira 13 yıldır devam eden dava ve tedavi neticesinde
artık maddi ve manevi gücümüz kalmamıştır.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda açıkça izah edildiği
gibi bu bir Tam Yargı Davası olduğundan adli yardım olarak Nıspi harcın
ödenmesine, adli yardım kararı verildiğinden Avukat tayin edilmesine gerek
olmadığına, davamızın kabul edilerek mağduriyetimizin biran evvel sona
erdirilmesine karar verilmesini; Arz ve talep ederim. 08.02.2017
Mustafa DEMİR
Davacı
E K L E R :
1- Adi
yardım ara karar yazısı
2- Avukat
için Baroya müracat yazısı
3- 4C
Emekli Aylık bilgisi.
4- Banka Kredi borcu listesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder