31 Mart 2014 Pazartesi

ANKARA EMNİYETİNE KARAR DÜZELTME


 DANIŞTAY 12. DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA

SUNULMAK ÜZERE

NÖBETÇİ OSMANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

                                                                             Dosya No: 2010/7685 Esas, 2013/9336 Karar

 

KARAR DÜZELTME TALEP

EDEN    DAVACI                 :   Mustafa DEMİR-
 

DAVALI                                 :    Ankara Valiliği (Emniyet Müdürlüğü)

 

KARAR VEREN MAHKEME:   DANIŞTAY 12. İDARESİ

 

DAVA DOSYA NO               :   2010/7685 Esas, 2013/9336 Karar

 

KARAR TARİ           :   02.12.2013

 

TEBLİĞ TARİHİ                 :    28.03.2014

 

KONU                                    :  Danıştay 12. Dairesince verilen 02.12.2013 tarih ve 2010/7685 Esas, 2013/9336 karar numaralı kararının Karar düzeltme istemidir.

 

AÇIKLAMA                         :    Oğlum Halil Demir 06.08.2004 tarihinde Ağır yaralanmalı trafik kazası geçirmiş olup bu gün itibariyle %98 beyin özürlü ve bakıma muhtaç kalmıştır.

            Bize, kazanın ilk başta Bala Lisesi önünde ve kaldırımda meydana geldiği, kazayı Ahmet Çalış’ın yaptığı ve BENİM OĞLUMUN HİÇBİR KUSURUNUN OLMADIĞI BİLDİRİLMİŞTİR. Biz oğlumuzla ilgilenirken MHP eski ilçe Başkanı ve Bala Belediyesi Meclis üyesi olan Kuyumcu Abdulkadir Kılıç kazanın 3. günü Savcı geldikten sonra Savcı ile konuşarak ve Bala Karakolunda beni davacı ettirmeyeceğini ileri sürerek Resmi Evrakları Ahmet Çalış üzerinden oğlu Murat Çalış adına değiştirilmesi sırasında RÜŞVETLE SUÇ ORANINI DEĞİŞTİTTİRMİŞTİR. Hiçbir kusuru olmayan oğlum 6/8 kusurlu hale getirilmiştir. Ahmet Çalış adına düzenlenen resmi evraklarda yok edildiği için ulaşılamamaktadır. Suç oranı değitirilirken karakolda kavga çıkmış, Emniyet Amir Vekili Başkomser Ali Mülayim hemen Emekliye ayrılmış, Trafik Polis Memuru MUSTAFA GÜDEK ALDIĞI RÜŞVETLE ANTALYA’DA TATİL YAPMIŞTIR. Tatil dönüşü yolda ve benim yanımda  anlatmıştır. Beni fark edince de artık RÜŞVET ALDIĞINI İNKAR ETMEMEKTE, KENDİSİYLE BİRLİKTE RÜŞVET ALAN SAVCININ KENDİSİNİ KORUYACAĞINI İDDİA ETMEKTEDİR. Hiçbir polis  mahkemeye ve ifadeye çağrılmamıştır.

            Kazadan on yıl geçmiştir. Polislerin iddia ettiği gibi RÜŞVET ALAN SAVCI VE HAKİMLER İLE HUKUK KATİLLERİ KENDİLERİNİ KORUMUŞ, MAHKEMEYE  ÇIKARMAMIŞLARDIR.

            Benim nüfusumda devreye girince başta bana daha kötü rapor hazırlayan Bilirkişi olmak üzere Polisler konuşmuş, RÜŞVET ORTAYA ÇIKMIŞ fakat HUKUK KATİLLERİ  tarafından on yıldır Mahkememiz sonuçlanamamıştır.

            Rüşvet alındığı anlaşılınca Polisler, Savcı ve Hakimlere yasal işlem başlatılmıştır. Savcı ve Hakimlerin davası Anayasa  Mahkemesine Bireysel Başvuru olarak Tazminat talebiyle taşınmış, henüz dosya numarası alınmamıştır. Ceza İşlerinde Daire Başkanı olan bir Hakime de Ankara 3. İdare Mahkemesinde 2013/2105 Dosya numarası ile İdari dava açılmıştır.

           

Danıştay 12. Dairesinin kararında evrakın değiştirildiği kabul edilmekte fakat suç oranının değiştirilmediği ileri sürülmektedir. Evrakı değiştirenler artık inkar edemediklerinden Mahkemenin bunu bana söyleyebilmesi için Ahmet Çalış adına düzenlenen gerçek evrakları bulma yükümlülüğü vardır. Ben görev yaptığım yerlerde hem Kurumum hemde Kaymakamlık adına Soruşturma Memuru olarak görev yaptığımdan soruşturma yapan Muhammet Arıcan usulsüz bir soruşturma yapmıştır. Belirttiğim tanık Eczacı C.Barbaros AYATA Pazar gecesi Karakolda Ahmet Çalış adına düzenlenen evrakı alamadığını söylemesi üzerine, aracın kaldırıma çıktığını ve polisin kaldırımı çizdiğini söyleyen  tanıklarımı çağırmadan Sanık Ahmet Çalış’ı Tanık yaparak beni ve Adaleti yanıltmaya çalışmış ve açıkça görevini kötüye kullanmıştır. Usulsüz bir şekilde soruşturmayı kapatmıştır. Yasalarda soruşturmanın nasıl yapılacağı bellidir. Mahkemenin bu kişiyi koruması da ayrı bir suçtur. 10.10.2007 tarihli dilekçemle isnat ettiğim suçların sübuta ermediğini iddia etmek ancak size ve Adalete olan güvene zarar verir. RÜŞVET CİDDİ BİR KAMU SUÇUDUR. Rüşvet alanın; görevden atılmasının yanında ciddi bir hapis cezası ile birlikte VERİLEN ZARARIN TAZMİNİ de söz konusudur.

Danıştay 12. Dairesi; “Davacının dava konusu işleme ilişkin meşru kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddedilerek kararın belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir” kararına vararak isteğimi reddetmiştir.

Polislerin, Savcının isteği doğrultusunda Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’tan RÜŞVET ALARAK evrakı değiştirmelerinin nedeni; Kaza yapanların korunarak BANA DAHA AZ TEDAVİ GİDERİ VE TAZMİNAT ÖDENMESİ İÇİNDİR. Yani; BENİM KİŞİSEL VE GÜNCEL MENFAATİME ENGEL OLMAK İÇİNDİR. Rüşvet nedeniyle on yıldır Mahkememiz sonuçlanmamış, Koopere kurulamadığı ve yoğun bakımda yer olmadığı gerekçeleriyle oğlum Resmi hastanelerde tedavi edilememiş ve özel hastanelere yüklü miktarda Tedavi ücreti ödenmiştir. Bu Bağlamda evim satıldı, halen kirada oturmaktayım. Aldığım kredi ve kredi kartlarım icralık oldu, yüklü miktarda Faiz ve Mahkeme masrafı ödemek zorunda birakıldım. İlk başta bana “Çeketini satarak tüm masraflarımızı karşılayacağı” sözünü veren kaza yapanlar, Savcı ve Polisleri RÜŞVETLE satın alınca; Biz 2/8 suçluyuz, dolayısıyla da mastaflarının 2/8’i öderiz  demektedirler. Ülkede de Adalet olmadığı için bizde sadece “Hukuk Tamamlamaya” çalışmaktayız. Mahkemenizin kaza Rüşvet davasında; dava konusu işleme ilişkin, meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığına kimseyi inandıramazsınız.

Bu mahkeme; sizin kararınız ne olursa olsun sonuçta TAZNİNATA GİDER ve benim yaptığım tüm harcamalar, ödediğim faizler ve mahkeme masrafları ile sattığım evimin bedeli, kaybettiğim sağlığımın tazmini ya rüşvet verene ve alana veya sizin adınıza Devlete  ödettirilir.

 

NETİCE VE TALEP  : Yukarıda açıklanan nedenler ve Re’sen Mahkemenizce tespit edilecek sair nedenlerle; HUKUKA, HAKKANİYETE VE VİCDANA aykırı olan Ankara 12. İdare Mahkemesinin 15.04.2010 tarih ve E:2010/280;K:2010/474 saylı kararının onanmasına karar veren Danıştay 12. Dairesinin 2010/7685 Esas, 2013/9336 Karar sayılı  kararının DÜZELTİLMESİNE KARAR VERİLMESİNİ ve Mahkeme Mastaflarının davalı idare üzerinde bırakılmasını talep ederim.                              

                                                                                                                       

                                                                                                                          01.04.2014

  

Mustafa DEMİR

                                                                                                                                Davacı

24 Mart 2014 Pazartesi

AİHM-DİYANET


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Başvuru Dilekçesi

Voir Note explicative See

Explanatory Note

Açıklayıcı Not'a bakiniz (TUR)

COUR EUROPÉENNE DES DROITS DE L?HOMME

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

&Conseil de l?Europe

Council of Europe

Avrupa Konseyi

Strasbourg, France

REQUÊTE

APPLICATION

BAŞVURU

Présentée en application de l?article 34 de la Convention européenne des Droits de l?Homme, ainsi que des articles 45 et 47 du Règlement de la Cour

Under Article 34 of the European Convention on Human Rights and Rules 45 and 47 of the Rules of Court

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 34. ve Mahkeme İç Tüzüğü'nün 45 ve 47. maddeleri uyarınca sunulmuştur.

IMPORTANT: La présente requête est un document juridique et peut affecter vos droits et obligations.

This application is a formal legal document and may affect your rights and obligations.

Bu başvuru hukuki bir belgedir ve hak ve yükümlülüklerinizi etkileyebilir.

I - LES PARTIES

THE PARTIES

TARAFLAR

A. LE REQUÉRANT/LA REQUERANTE

THE APPLICANT

BAŞVURUCU

(Renseignements à fournir concernant le requérant/la requérante et son/sa représentant(e) éventuel(le))

(Fill in the following details of the applicant and the representative, if any)

(Başvurucu ve varsa temsilcisi hakkında verilmesi gereken bilgiler)

1. Nom de famille               2. Prénom (s)

Surname First name (s)

Soyadı Adı      DEMİR  MUSTAFA

Sexe: masculin/féminin

Sex: male/female


Cinsiyeti : MALE

3. Nationalité

Nationality

Milliyeti  TÜRKİYE CUMHURİYETİ

4.Profession

Occupation


5. Date et lieu de naissance

Date and place of birth

Doğum tarihi ve yeri

6. Domicile

Permanent address

İkametgahı

7. Tel. No: +

8. Adresse actuelle (si différente de 6.) 

Present address (if different from 6.)

Şu anki adresi (6'da belirtilen ikametgâhından farklı ise)

9. Nom et prénom du/de la représentant(e)* ? ? ? ? ? ? ? ? ?

Name of representative*

Temsilcinin adı*-

10. Profession du/de la représentant(e) ? ? ? ? ?? ? ?

Occupation of representative

Temsilcinin mesleği-

11. Adresse du/de la représentant(e) ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?

Address of representative

Temsilcinin adresi-

12. Tel. No: - Fax No: -

B. LA HAUTE PARTIE CONTRACTANTE

THE HIGH CONTRACTING PARTY

YÜKSEK SÖZLEŞMECİ TARAF

13. (Indiquer ci-après le nom de l?Etat/des Etats contre le(s)quel(s) la requête est dirigée)

(Fill in the name of the State(s) against which the application is directed)

(Aşağıda başvurunun hangi devlet aleyhine yöneltildiğini belirtiniz)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ


__________

* Si le/la requérant(e) est représenté(e), joindre une procuration signée par le/la requérant(e) en faveur du/de la représentant(e).

A form of authority signed by the applicant should be submitted if a representative is appointed.

Eğer başvurucu temsil ediliyorsa, temsilciyi vekil atayan ve başvurucunun imzasını taşıyan bir Yetki Belgesi ekleyiniz.-

II - EXPOSÉ DES FAITS

STATEMENT OF THE FACTS

OLAYLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA

(Voir chapitre II de la note explicative)

(See Part II of the Explanatory Note)

(Açıklayıcı Not'un II. Bölümüne bakınız)

14.1-Oğlum Halil Demir 2004 yılında ağır bir Trafik Kazası geçirmiştir. Devlet Hastanelerinde Yoğun Bakım Ünitesinde yer olmadığından ve Koopere kurulamadığından tedavisi %50’si tarafımca ödenmek suretiyle Özel hastanelerde 2 yıl süreyle tedavi ettirilmiş ve yüklü bir para harcanmıştır. Kaza yapan taraf biz hastamızla ilgilenirken Savcı ve polislere rüşvet vererek mahkeme evraklarının değişmesini sağlamışlar ve kusurlu olan çocuklarını kusursuz hale getirmeyi başarmışlardır. Bununla ilgili davalarımız Türk Mahkemelerinde devam etmektedir.

14.2-Tedavi masraflarıma yardım etmesi için Diyanet İşleri Başkanlığına ve Türkiye Diyanet Vakfına başvurulmuş ve en son 12.07.2005 tarihli yazıyla yardım talebinde bulunulmuştur. Söz verilmesine rağmen bu sözler tutulmamıştır. Bu nedenle babamdan 30.09.2005 tarihinde ev alınarak satılmışsa da Bankalardan aldığım kredilerin ve kredi kartlarının icralık olunmasına engel olunamamıştır. Diyanet İşleri Başkanına 21.06.2006 tarihinde bir mektup yazılmışsa da hiçbir cevap alınamamıştır. Diyanet Vakfının resmi yazısıyla muhasibi olduğum Şubesinde küçük bir miktar yardım alınmış ve bu alınan yardımında mahkeme bitiminde ödeneceği sözü verilmiştir.

14.3-Ben Ankara-Bala’daki görevimden ayrılırken bana mahkeme bitimi ödenecek yardım seneti imzalatılmıştır. Mahkememizde rüşvetle reddedilince ödeme durdurulmuştur. Yargıtay bu red kararını bozmuş, mahkeme yeniden başlamış ve halen devam etmektedir. O zamanki yürürlükteki yasa gereği yardım karşılıksız olduğundan imzaladığım senet icraya verilemiyor ve senetten cayma hakkım bulunuyordu. Mahkemede sonuçlanmak yerine rüşvetle rededilince bende ödemeyi durdurdum ve verdiğim söz gereği geri kalan ödemeyi mahkeme bitimine erteledim.

14.4-Ben ayrıldıktan sonra yardımın resmi yazısı ve dosyası Diyanet İşleri Başkanlığınca benim teslim ettiğim memurdan alınarak hakkımda borç aldığım ve ödemediğimden dolayı Prof.Dr.Mehmet Görmez (Şu anki Diyanet İşleri Başkanı) imzalı soruşturma açılmış,21.12.2008 tarihli savunmam dikkate bile alınmadan ve borcumu ödemediğimden bana 29.01.2009 tarihli yazı ile Kınama cezası verilmiştir. Bizzat Diyanet İşleri Başkanlığının talimatıyla 22.10.2009 tarih ve 302 sayılı Türkiye Diyanet Vakfı Hukuk Müşavirliği tarafından resmi bir yazı ile Borcumu ödemediğimden icraya verilmem istenmiştir. Yazının icraya verildiğim yer olan Osmaniye Kadirli Türkiye Diyanet Vakfı Şubesine geldiği zaman Kadirli Müftülüğünde bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı Baş Müfettişi bunun yanlış olduğunu ve bu meseleyi halledeceğini bildirmiş ve yazının bir sureti ile benim telefonumu ve hesap numaramı alıp gitmiştir.

14.5-Müfettişten herhangi bir cevap gelmeyince 31.12.2009 tarihinde icra işlemine başlandı, bende aynı tarihte İcraya karşı dava açtım. Kadirli İcra Tetkik Hakimliğinde açılan davada ki 26.02.2010 tarihli duruşmada bu borcun temeli olan resmi yazı ve yardım dosyası isteğim reddedilmiş ve dava aleyhime sonuçlanmıştır. Benim 08.03.2010 tarihli Temyiz isteğim miktardan reddedilmiş ve icra davam 13.05.2010 tarihinde kesinleşerek yasal olmayan yolla benden 22.03.2010 tarihinde 2.782.00.-(İkibinyediyüzsekseniki)TL haksız yere para kesilmiştir. Mahkeme bitimi bu paranın dondurulduğu bildirilmişse de dondurulma kurallarına uyulmamış ve para karşı tarafa ödenmiştir.

Bu konuda 24.06.2011 tarihinde Sayın Başbakan’aaçık bir mektupyazılmışsada uzun süre cevap alınamamış, mektubun akibeti sorulunca da 23.10.2012 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından İncele altına alıdığı bildirilmişsede bu bildirim yalan çıkmıştır. Bu bildirimi yapan o zamanki Diyanet İşleri Başkanlığında sorumlu Devlet bakanı ve şu anki Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dır. Yani şu an ülkenin Adalet Bakanı olan kişi Resmen Yalan söylemiştir.

14.6-12 Eylül 2010 yılında yapılan referandum ile bana verilen Kınama cezasına itiraz ve dava açma hakkı verilmiştir. Bende Kınama cezasını emekli olduğum için dikkate almadım. Referandum gereği 27.01.2011 tarihinde beni icraya verdirenler hakkında; Benim güvenimi kötüye kullanarak ve karşılıksız yardım senedim Ahlaksız ve Allahsız bir şekilde borç haline getirilerek beni icraya vermeleri nedeniyle yeni türk ceza kanunu gereği yaptıkları iş Nitelikli Dolandırıcılık olduğundan bana sorşturma yapan Diyanet İşleri Başkanlığı Müfettişi Bilal Öztürk, bana soruşturma açan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez ( şu anki Diyanet İşleri Başkanı) ve icraya verilmem için talimat veren Türkiye Diyanet Vakfı Hukuk Müşaviri A.Hamdi Aşıkkaya hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundum.

21.11.2011 tarihinde e maille bizzat benim hazırladığım yardım dosyasını ve hakkımda yapılan soruşturma dosyasını almak üzere müracaat ettim. Bana verilen 06.12.2011 tarih ve 5144 sayılı yazı ile ancak kendi ifademi ve soruşturmamın sonuç ve teklifler bölümünü alabildim. Benim hazırladığım yardım dosyasını, benim getirdiğim yardım yazısını ve Yardımın ne şekilde ve kimin yalanıyla borç haline getirildiğini de asla öğrenemedim.

14.7-Bulunduğum suç duyurusu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2012 tarih ve 2012/21282 soruşturma, 2012/14869 Karar nolu kararıyla güveni yerine görevi kötüye kullanmak olarak değiştirilerek reddedildi.

14.8-23.03.2012 tarihinde yaptığım itirazda Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesince 10.08.2012 tarih ve 2012/2585 Değişik İş Nolu kararıyla red edildi.i. Sincan 2. ağır ceza mahkemesinde dava sonuçlanmadan benim getirdiğim yardım yazısına ve hazırladığım yardım dosyasına ulaşmak için önce Diyanet İşleri Başkanlığına başvurdum. Bu başvurum eski görev yerim olan Bala’ya gönderilmiş. Oradan bana 16.02.2012 tarih ve 69 sayılı yazı ile böyle bir yazının olmadığı ve yardım dosyasının bulunmadığını Kaymakam imzalı resmi yazı ile öğrendim. Benim ayrılırken dosyayı teslim ettiğim memursa bu dosyanın bizzat Diyanet İşleri Başkanlığında gelen iki görevlinin alıp gittiğini ifade etmektedir. Soruşturma dosyasına ise ulaşamadığımdan bu yardımın ne şekilde borç haline getirildiğini bilemiyorum. Soruşturma dosyasına ve yardım yazı ile dosyasına ulaşma isteğim önce Diyanet İşleri Başkanlığınca, sonra Başbakanlıkça, daha sonra Başbakanlık Bilgi Edinme Kurulunca 09.10.2012 tarh ve 949 sayılı yazı ile red edildi., En son olarak ta Ankara Cumhuriyet Başsavcığına 15.10.2012 tarihinde müracat etmeme rağmen  yasal hakkım olan hakkımda yapılan sorşturma dosyasına, yardım yazısına ve benim hazırladığım yardım yazısına ulaşamadım.

14.9-Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.08.2012 tarih ve 2012/2585 Değişik İş Nolu  kararı bana 28.11.2012 tarihinde tebliğ edildiğindem Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru olarak 18.12.2012 tarinde 2012/1249 Dosya numarası ile dava açtımsa da Anayasa Mahkemesi ilk anda başvurumu bana tebliğin mahkeme yürürlüğe girdikten sonra olduğundan kabul etti. Bu dosyama İcra Davam ile birlikte Bilgi Edinme Kanunu gereğince sicil dosyamda aldığım İftira evraklarını da ekledim. 26.12.2012 tarihli yazısı ile de eksiklileri ve yapılanidari ve adli soruşturmaları istedi. Bende 07.01.2013 tarihinde gereken cevabı verdim.

Benim güveni götüye kullanma şikayetimi görevi kötüye kullanma olarak değiştiren Ankara Cumhuriyat Başsavcılığı Anayasa mahkemesinin isteğiyle bu yanlışını düzelten09.04.2013 tarih ve 2013/3939 soruşturma No, 2013/22628 Karar nolu  bir Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi. Bu karara yaptığım 29.05.2013 tarihli itiraz da yeniden Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesine gitti. Anayasa Mahkemesi 2012/1249 sayılı dosyasını Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının  yürülüğe girdiğini 23.9.2012 tarihinden önce olduğunu gerekçe göstererek 27.05.2013 tarih ve 2013/1249 sayılı rararla reddetti. Bu kararda bana 04.11.2013 tarihinde tebliğ edildi.

14.10-Anayasa Mahkemesinin isteği ile yeniden Sincan  ağır ceza mahkemesine gönderilen itirazım 30.07.2013 tarih ve 2013/2397 Değişik İş No kararı ile  mahkemece reddedildi. Bu mahkeme sonuçlanmadan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Uğur Eşim (59601/9) davası ile suçun işlendiği tarih değil öğrenildiği tarih geçerlidir kararı verdi.

14.11-Bu Uğur Eşim 59601/9 hakkındaki karar gereğince benim bilgi edinme hakkı kanunu gereğince 05.12.2012 tarihinde aldığım Sicilimdeki İftira evraklarıni 5237 sayılı Yeni Türk Ceza kanunu gereğince yasal işlem yapılmak üzere bu karar gereğince Anayasa Mahkemesi evrakları arasında çıkararak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdim. Bu evraklarla ilgili yeniden iç hukuk mücadelesi başlatıldı. Türkiye deki iç hukuk tamamlandığında bir netice alınamazsa ancak o zaman Avrupa İnsan hakları Mahkemenize ayrı bir dosya olarak gönderilebiliriz. Aksi takdirde iç hukuk tamamlanmadığından başvurumuz mahkemenizce reddedilecektir.

14.12-Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesinin isteğimizi 2. defa reddetmesi üzerine bu defa sicil dosyamdaki İftira evrakları ayrıştırılarak yeniden İcra Davam ile ilgili evrakları 18.11.2013 tarihinde Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru olarak taşıdım. Davam 2013/8362 dosya numarası ile kabul edildi ise de başvuru konusu ihlal iddialarının Anayasa ve AİHS’nin ortak koruma alanı dışında kaldığı iddia edilerek 23.12.2013 karar Tarihi ve 2013/8362 Başvuru numarası ile  “konu bakımından yetkisizlik” kararı verilerek KABUL EDİLEMEZ bulunarak rededildi. Bu karar bana 10.01.2014 tarihinde tebliğ edildi ve bu dava oluştu.

14.13. Oğlum 2004 yılında geçirmiş olduğu bir trafik kazası nedeniyle %98 özürlü kalmıştır. Bu güne kadar RÜŞVET VE YOLSUZLUK nedeniyle kaza davası sonuçlanmamış ve mahkemesi devam etmektedir. Devlet Hastanelerinde yer olmadığı ve Koopere kurulamadı gerekçe gösterilerek hastam kabul edilmediğinden Özel hastanelerde tedavi ettirilmiş ve büyük paralar harcanmıştır. 27.04.2007 yılındaki duruşmalarda RÜŞVET NEDENİYLE haklı olan oğlum suçlu bulunmuş ve bizim tazminat davamız reddedilmiştir. Bu nedenlede benim aldığım krediler ve kredi kartlarım icralık olmuş ve mağdur olarak çok zor duruma düştüm. Beni mağdur edenlere de hukuki işlem başlattım. Yargıtay da 2007 yılındaki bu red kararını 16.02.2009 tarihinde bozmuş ve davamız yeniden başlamıştır. Benim Diyanet İcra davam da bu dönemde gerçekleştiği için ben mağduriyet üstüne mağduriyet yaşadım. Kaza ve Rüşvet ile ilgili davalarımız halen devam etmekte olup henüz hiçbiri sonuçlanmamıştır. Muhtemelen devam eden bu davalarımız da İnsan Hakları Mahkemenize gelecektir.

 

14.14. AİHM bir Temyiz mahkemesi değildir. Türkiye Anayasa Mahkemesince verilen bu 2013/8362 sayılı karar benim mağduriterimi gidermediği gibi daha da mağdur olmama neden olduğundan Mahkemenize mağduriyetimim giderilmesi için başvurulmuştur.

14.15. İç Tüzüğün 34. maddesi gereğince Mahkemenizin İnceleme aşamasında Sözleşmeci Devlet Türkiye’nin Dili olan TÜRKÇE’NİN KULLANILMASINA İZİN VERİLMESİNİ ve İç Tüzüğün 36. maddesi gereğince de DAVAMI KENDİM  SAVUNMAMA İZİN VERİLMESİNİ saygılarımla talep ederim.

 

 

 

 

 

 

III - EXPOSÉ DE LA OU DES VIOLATION(S) DE LA CONVENTION ET/OU DES PROTOCOLES ALLÉGUÉE(S), AINSI QUE DES ARGUMENTS À L?APPUI

STATEMENT OF ALLEGED VIOLATION(S) OF THE CONVENTION AND/OR PROTOCOLS AND OF RELEVANT ARGUMENTS

BAŞVURUCU TARAFINDAN ÖNE SÜRÜLEN SÖZLEŞME VE PROTOKOL İHLALLERİ İLE İDDİALARIN DAYANAKLARINA İLİŞKİN AÇIKLAMA

(Voir chapitre III de la note explicative)

(See Part III of the Explanatory Note)

(Açıklayıcı Not'ta III. Bölüme bakınız)

          1-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 3. maddesi: Hiçkimse işkenceye veya insanlık dısı yada aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz

Sözleşmenin bu hükmüne rağmen Diyanet İşleri Başkanlığı Oğlumun ağır bir trafik kazası ve uzun süren tedavisi nedeniyle bana yardımcı olacağı yerde imzaladığım zaman yürürlükteki yasalar gereği suç teşkil etmeyen yardım senetlerimi yardım yazısını ve dosyasını alarak ve ulaşmamıda engellemek ve beni icraya vermek suretiyle aşağılamış, itiraz edemeyeceğimi bilerek bana haksız yere  Kınama cezası vererek cezalandırmıştır. Bana itiraz hakkı emekli olduktan sonra verildiğinden ve ben hastamla ilgilendiğimden cezamın iptali ile uğraşmadım.

              2-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1 maddesi. Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş,bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.

            Anayasa Mahkemesi kararının 20. fıkrasında: İcranın bir mahkeme olmadığını ileri sürerek AİHS’nin  adil yargılama hakkını düzenleyen 6. maddesinde adil yargılamaya ilişkin hak ve ilkelerin “medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların”  ve bir “ suç isnadının”  esasının karara bağlanması esnasında  geçerli olduğu belirtilmiş, Yardım yazısının ve dosyasının yok edilerek, hakkımda yapılan soruşturmaya ulaşmamı engelleyerek, usulsüz ve kanunsuzca yardımı borç haline getirerek icraya verilmemi , benden haksız yere para kesilmesinin suç ve medeni hak ve yükümlülüklerin ihlali olmadığını, Anayasa ve AİHS kapsamı dışında kaldığını iddia ederek benim başvurumu reddetmiş ve benim mağdur olama neden olmuştur.

            3-Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 6/3-d) maddesi: iddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek,

Anayasa Mahkemesi kararının 21. fıkrasında Yardım yazısını ve dosyasını alarak hakkımda yapılan soruşturmaya ulaşmamı  ve tanıklarımı dinletmemi engelleyen Diyanet İşleri Başkanı, Usulsüz soruşturma yapan Müfettişi ve beni bunların talimatı doğrultusunda Resmi talimatla icraya verdiren Diyanet Vakfı Hukuk Müşaviri 3. kişi sayılmış ve bu kişilerin AİHS’nin 6. maddesi dışında kaldığını iddia etmiştir. Halbuki benim Bala’da ayrılırken yerime atanan ve bizzat yardım yazısı ve dosyasını teslim ettiğim memur Diyanet İşleri Başkanlığından iki kişinin gelerek bu yazı ve dosyayı aldığını ifade etmektedir. Bu ve diğer tanıklarım ne İcra Mahkemesince, ne  Savcılık aşamasında ne de Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesinde dinlenmemiştir. Benim yasal olarak Yardım yazısı ve dosyası ile soruştuma dosyası isteğim yerine getirilmediği gibi Bala Kaymakamlığı Müftülük ifadeli resmi yazısıyla böyle bir yazı ve dosyanın olmadığını bildirmiştir. Ben oradan ayrılırken çalışan kişiler ve dosyayı alanlar bunu inkar etmemekte fakat tanık olarak dinlenilmemektedir. Bu da beni mağdur etmektedir.

            4- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Kanunsuz ceza olmaz.başlıklı 7/1. maddesi: Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslar arası hukuka göre suç oluşturmayayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz.

            Benim İcraya verilmeme ve mağdur olmama neden olan yardım senetlerimi imzaladığım zaman Türkiye Cumhuriyetindeki Eski Borçlar Kanunun 94. maddesi karşılığı olmayan senetlerin hükmünün olmadığına dair olduğundan, ayrıca 245. maddesinin 2. fıkrası gereğince yaptığım Yardımdan vazgeçme hakkım bulunduğundan Yardım Toplama kanunun 4. maddesi Zorla yardım toplanamayacağından  bahseden kanunlar yürürlükte bulunuyordu. Ben senetleri karşılıksız yardım olarak imzalamıştım. Rüşvetle Kaza Tazminat davam reddedilince de Mahkeme bitiminde ödenmek üzere senetlerimin ödemesini durdurmuştum.

Fakat Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığı usulsüz bir soruşrutmayla ve benim getirdiğim yardım yazısını ve hazırladığım yardım dosyasını yok ederek ve yapılan soruşturmaya da ulaşmamı engelleyerek imzaladığım zaman suç teşkil etmeyen ve icralık olmayan senetler ahlaksız uygulamalarla borç haline getirilmiş Mahkemelerde benim taleplerimi dikkate almamış ve tanıklarımı dinlemeden haksız ve usulsüz kararlar vermiştir.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 7/1 maddesi ihlal edilmiş ve benim mağdur olmam sağlanmıştır.

            5- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Mülkiyetin Korunması başlıkli Ek Protokol No:1 in 1. Maddesi: Gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır.

            Diyanet İşleri Başkanlığı verdiği yardım sözünü tutmayarak benim Babamdan aldığım evimi satmama neden olduğu gibi, yardım yazısı ve dosyasınıda alıp yok ederek ve usulsüz soruşturmayla İcraya vererek ve Mahkemelerde açıkça korunarak emeki ikramiyemden haksız icra ile kesinti yaptırarak benim Mülkiyetime ve malıma haksız tecavüzde bulunmuş ve beni mağdur etmiştir.

            Diyanet İşleri Başkanlığının yaptığı tüm bu işlemler, Dine, Ahlaka ve Vicdana sığmadığı gibi, Dini bırakıp arkasına saklandıkları Türk Medeni Kanununca da “Nitelikli Dolandırıcılık” sayılmaktadır. Bu konuda Sayın Başbakan’a 24.06.2011 tarihli yazdığım Özel Mektuba uzun süre cevap verilmemesi üzerine mektubumun akibetini Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) sormam üzerine Başbakan adına cevap veren o zaman Diyanet İşleri Başkanlığından sorumlu şu an Adalet Bakanı olan Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bekir Bozdağ 23.10.2012 tarihli verdiği cevapta Diyanet İşleri Başkanlığında incele başlattığını iddia etmişse de bu iddiası asılsız ve yalan çıkmıştır. O yalanı söyleyen kişi şu an bu ülkenin Adalet Bakanıdır. Diyanet İşleri Başkanlığının temsil ettiğini söylediği İslam Dini’ne göre de Yalan en büyük Günahtır.

            Diyanet İşleri Başkanının Dini ve Allah’ı olsaydı oğlum kaza geçirdiği için hastamı ziyaret eder ve ettirir, verdikleri yardım sözünü de tutarlardı. Zira ben Diyanet İşleri Başkanlığına çok yakın bir mesafede bulunuyordum. Bulunduğum Hastane 200 yataklı ve her kurumda hasta bulunuyordu. Diyanet İşleri Başkanlığından başka her kurum hastasına sahip çıktı. Ziyaret etti veya ettirdi. Ağır hastalarında masraflarını karşıladı. Diyanet İşleri Başkanı kürsüde bu yönde fetvalar vermesine rağmen tam bir “Münafık” gibi davrandı. Benim Diyanet İşleri Başkanına da yazdığım 21.06.2006 tarihli mektup cevapsız kaldı. Ağır hastası olupta kendi parasıyla yatan tek hasta sahibi ben oldum. Bu da beni Ruhen rahatsız ettiği için her türlü girişimi yapmama rağmen bir sonuç alamadım. Bu nedenle de Müftünün bilgim dışında hazırlamış olduğu senetlere imza attım. İyiki de imzalamışım. Zira Diyanet İşleri Başkanı ve yöneticilerinin Dininin ve Allah’ının olmadığını öğrendim. Başkasından çocuk doğuran bir kadının yalanıyla bizzat benim hazırladığım yardım dosyasını aldırıp yok ettirdi. Beni de “Dolandırıcılar” gibi sahtekarlık yaparak en zor zamanımda icraya verdirdi.

 

                 

IV - EXPOSÉ RELATIF AUX PRESCRIPTIONS DE L?ARTICLE 35 § 1 DE LA CONVENTION

STATEMENT RELATIVE TO ARTICLE 35 § 1 OF THE CONVENTION

SÖZLEŞME'NİN 35. MADDESİNİN 1. FIKRASINA İLİŞKİN AÇIKLAMA

(Voir chapitre IV de la note explicative. Donner pour chaque grief, et au besoin sur une feuille séparée, les renseignements demandés sous les points 16 à 18 ci-après)

(See Part IV of the Explanatory Note. If necessary, give the details mentioned below under points 16 to 18 on a separate sheet for each separate complaint)

(Açıklayıcı Not'un IV. Bölümüne bakınız. Her şikayet için, gerektiğinde ayrı bir sayfa kullanarak, aşağıda 16'dan 18'e kadar numaralanmış alt bölümlerde istenen bilgileri veriniz)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ancak iç hukuk yolları tüketilerek kesin karar verildikten sonra altı ay içinde yapılan başvuruları kabul etmektedir. Bu nedenle biz de İç Hukuk yolları kesin olarak tüketilen Diyanet ve İcra Davası  Mahkememiz için başvuruyoruz. Sicil dosyamda bulunan iftira evrakları ile oğlumun kazası nedeniyle devam eden diğer davalarla ilgili iddialar ile ilgili iç hukuk mücadelemiz devam ettiğinden herhangi bir müracaatta bulunmuyoruz. Ama Türkiye Cumhuriyetinde artık Adalet olmadığından emin olduğumuzdan bu dosyalarımıznda mahkemenize geleceğinden eminiz. Fakat yine de Türkiye de iç hukuku tamamlamadan size müracaatta bulunmuyoruz.

 

16. Décision interne définitive (date et nature de la décision, organe - judiciaire ou autre ayant rendue)

Final decision (date, court or authority and nature of decision)

Nihai karar (kararın tarihi, niteliği, Kararı veren merci -adli veya diğer-)

Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesinin 23/12/2013 tarih ve 2013/8362 sayılı “Konu bakımından yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA dair kararı kararı.

 

17.Autres décisions (énumérées dans l?ordre chronologique en indiquant, pour chaque décision, sa date, sa nature et l?organe ? judiciaire ou autre ? l?ayant rendue)

Other decisions (list in chronological order, giving date, court or authority and nature of decision for each of them)

Diğer kararlar (tarih sırasına göre her kararın tarihi, niteliği ve kararı veren merci - adli veya diğer- belirtilmelidir)

            a-Kadirli 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2. İcra Hukuk Mahkemesi sıfatıyla vermiş olduğu 26.02.2010 tarh ve 2009/99 esas,2010/10 Karar nolu kararı.

            b-Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin  13.05.2010 gün ve 2010/12677 Esas, 2010/12381 Karar nolu kararı.

            c-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2012 tarih ve 2012/21282 Soruşturma No, 2012/14869 Karar Nolu kararı.

            d-Sincan 2.Ağır Ceza Mahkemesinin  10.08.2012 tarih ve 2012/2585 değişik iş sayılı kararı.

            e- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 09.04.2013 tarih ve 2013/3937 Soruşturma No, 2013/22628 Karar Nolu kararı.

            f-Anayasa Mahkemesinin 27.05.2013 tarih ve 2012/1249 sayılı kararı.

            g)-Sincan 2.Ağır Ceza Mahkemesinin  30.07.2013 tarih ve 2013/2397 değişik iş sayılı kararı.

h)-Anayasa Mahkemesinin 23.12.2013 tarih ve 201/8362 sayılı kararı.

 

18. Dispos(i)ez-vous d?un recours que vous n?avez pas exercé? Si oui, lequel et pour quel motif n?a-t-il pas été exercé?

Is there or was there any other appeal or other remedy available to you which you have not used? If so, explain why you have not used it.

Başvurmadığınız başka bir çözüm yolu var mı ? Eğer varsa, nedir ve neden bu yola başvurulmadı?

            Diyanet davasında verilen Kınama cezası ile ilgili İdare Mahkemeden dava açma hakkımız bulunuyordu. Ben emekli olduğum için bu cezanın kaldırılıp kaldırılmamasının bir önemi olmadığından bu yola başvurulmadı. Ayrıca Anayasa Mahkemesi 23. maddesinde: Başvurucu suç işlediğini düşündüğü bir üçüncü kişi hakkında  soruşturma açılması amacıyla suç duyurusunda bulunmuş olup, talebi üçüncü kişinin cezalandırılması ile sınırlıdır. ...hukuk mahkemeleri önünde dava açma imkanı vardır, kararı vermiştir. Benim hakkında suç duyurusunda bulunduğum kişiler: 1. Başkanlık Müfettişidir. İtiraz edemeyeceğimi bilerek haksız bir soruşturma yapmıştır. Bu Kişinin soruşturulması bizzat Diyanet İşleri Başkanının iznine tabidir. 2. Başkan yardımcısı sıfatıyla şu anki Diyanet İşleri Başkanıdır. Bu kişinin soruşturulması, kovuşturulması, incelenmesi, yargılanması ile ilgili iş ve işlemler bizzat Türkiye Cumhuriyetinin Başbabakına aittir. Başbakanlık bu izni vermediği için Savcılıkta, Ağır Ceza Mahkemesinde ve Anayasa Mahkemesinde başarısız olunmuştur. Anayasa Mahkemesine ilk başvurum olan 2012/1249 sayılı dosyam kabul edilip oğlumun kazası nedeniyle daha önce kapatılan tüm dava dosyam açılınca ümitlenmiştim. Fakat hiç beklenmedik şekilde her iki davada hukuk çiğnenerek kapatıldı. 3. Hukuk Müşaviri hakkındaki işlemlerde yine Vakıf Başkanı sıfatıyla Diyanet İşleri Başkanına aittir. Bu kişiler üçüncü kişi olmadığı gibi hukuk mahkemelerinde açılacak olan davalarda caza davasında olduğu gibi aynı şekilde olumsuz sonuçlanacağı kesindir. Bunların yargılanması, sorgulanması, incelenmesi vb. uygulamalar mümkün olmamaktadır. Dolayısıyla mahkemenin hukuk mahkemelerindeki dava açılması isteği dayanaktan yoksundur. Sadece bana verilen Kınama cezasının iptali için İdari Dava açma hakkım vardır. Bende Emekli olduğum içinde bu davanın hiçbir önemi bulunmamaktadır. Zira bana verilen ceza da bana işlediğim suçun yüklenmesiyle oluşmuştur.

           

Si nécessaire, continuer sur une feuille séparée

Continue on a separate sheet if necessary

Eğer gerekli görüyorsanız ayrı bir sayfada devam edebilirsiniz


V - EXPOSÉ DE L'OBJET DE LA REQUÊTE ET PRÉTENTIONS PROVISOIRES POUR UNE SATISFACTION EQUITABLE

STATEMENT OF THE OBJECT OF THE APPLICATION AND PROVISIONAL CLAIMS FOR JUST SATISFACTION

BASVURUNUN AMACINA VE HAKKANIYETE UYGUN TATMİN TALEPLERİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

(Voir chapitre V de la note explicative)

(See Part V of the Explanatory Note)

(Açıklayıcı Not'un V. Bölümüne bakınız)

            Biz; Diyanet İşleri Başkanlığınca emekli ikramiyemizden haksız ve hukuksuz olarak kesilen 2.582,00 (İkibinbeşyüzsekseniki Lira) Türk Lirasının kesildiği tarihten itibaren Mahkeme Masrafları ile birlikte aylık en yüksek Kredi faizi esas alınarak ödenmesini talep ediyoruz. Ayrıca Ülkenin Din Kuruluşu olarak verdikleri sözü tutmadıkları, Nitelikli Dolandırıcı gibi Dine ve Ahlaka yakışmayacak şekilde hareket ettiklerinden 500.000.- (Beşyüzbin.) Euro Manevi Tazminat Talep ediyoruz. Kendileri sözlerini tutmadıkları ve bana yardımda bulunmadıkları için oğlumun tedavisi tam olarak yapılamadığından %98 beyin özürlü kaldığı gibi bende yaşadığım sıkıntılarla böbreklerimi kaybettiğimden Hemodiyaliz Hastası oldum.

 

 

VI - AUTRES INSTANCES INTERNATIONALES TRAITANT OU AYANT TRAITÉ

L?AFFAIRE STATEMENT CONCERNING OTHER INTERNATIONAL PROCEEDINGS

DİĞER ULUSLARARASI MAKAMLAR ÖNÜNDEKİ USULLERE İLİŞKİN AÇIKLAMA

(Voir chapitre VI de la note explicative)

(See Part VI of the Explanatory Note)

(Açıklayıcı Not'un VI. Bölümüne ilişkin açıklama)

20. Avez-vous soumis à une autre instance internationale d?enquête ou de règlement les griefs énoncés dans la présente requête? Si oui, fournir des indications détaillées à ce sujet.

Have you submitted the above complaints to any other procedure of international investigation or settlement? If so,give full details.

Bu başvurunuzdaki şikayetlerinizi başka bir uluslararası makama sundunuz mu ? Eğer sunduysanız, bu konuda ayrıntılı bilgi veriniz.

Başvurum başka bir Uluslararası makama sunulmamıştır.

VII - PIÈCES ANNEXÉES (PAS D'ORIGINAUX, UNIQUEMENT DES COPIES)

LIST OF DOCUMENTS (NO ORIGINALDOCUMENTS, ONLY FOTOCOPIES)

BELGELER LİSTESİ (BELGELERİN ASLI DEĞİL SADECE ÖRNEKLERİ)

(Voir chapitre VII de la note explicative. Joindre copie de toutes les décisions mentionnées sous ch. IV et VI ci-dessus. Se procurer, au besoin, les copies nécessaires, et, en cas d?impossibilité, expliquer pourquoi celles-ci ne peuvent pas être obtenues. Ces documents ne vous seront pas retournés.)

(See Part VII of the Explanatory Note. Include copies of all decisions referred to in Parts IV and VI above. If you do not have copies, you should obtain them. If you cannot obtain them, explain why not. No documents will be returned to you.)

(Açıklayıcı Not'un VII. Bölümüne bakiniz. Yukarıdaki IV ve VI. alt bölümlerde belirtilen bütün kararların örneğini ekleyiniz. Eğer bu belgeler elinizde yoksa temin ediniz. Eğer temin edemiyorsanız bunun nedenini açıklayınız. Gönderdiğiniz belgeler size geri verilmeyecektir.)

            1-Türkiye Diyanet Vakfı Bala Şubesinin 12.07.2005 tarih ve 29 sayılı yazısı.

            2- 30.09.2005 tarihli Babamdan alınan ve tedavi için satılan ev tapusu sureti.

            3-Diyanet İşleri Başkanına 21.06.2006 tarihli mektup.

            4-Diyanet İşleri Başkanlığının 26.11.2008 tarih ve 4621 sayılı savunma yazısı.

            5-22.12.2008 tarihli Savunmam yazısı.

            6-29.01.2009 tarih ve 904 sayılı Kınama Cezası yazısı.

            7-22.10.2009 tarih ve 302 sayılı TDV Genel Merkezi İcraya verilmem yazısı.

            8-Kadirli İcra Dairesinin 2009/2774Esas sayılı İcra Takip yazısı.

            9-31.12.2009 tarihli Kadirli İcra tetkik Hakimliğine Dava Dilekçesi.

            10-Kadirli 2. İcra Hukuk mahkemesinin 26.02.2010 tarihli duruşma tutanağı.

            11-08.03.2010 tarihli Yargıtay’a temyiz dilekçem.

            12-22.03.2010 tarihli Emekli İkramiyemden icra Kesinti yazısı.

            13-Sayın Başbakana 24.06.2011 tarihli Mektubum.

            14-Akim Çağrı Merkezinin 23.10.2012 tarihli cevabi Bekir Bozdağ  yazısı.

            15-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 27.01.2012 tarihli Şikayet Dilekçesi.

            16-06.12.2011 tarh ve 5144 sayılı Diyanet Soruşturma Raporu yazısı ve ekleri.

            17-23.03.2012 tarihli Sincan Ağır Ceza Mahkemesine Temyiz Dilekçesi.

            18-29.05.2013 tarihli Sincan Ağır Ceza Mahkemesine Temyiz Dilekçesi.

            19-Bala Kaymakamlığının 16.02.2012 tarih ve 69 sayılı yazısı.

            20-Başbakanlık Bilgi Edinme Kurulunun 09.10.2012 tarih ve 949 sayılı yazısı.

            21-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına 15.10.2012 tarihli Dilekçe.

            22-Anayasa Mahkemesine 18.12.2012 tarihli Bireysel Başvuru Formu.

            23-26.12.2012 tarihli Anayasa Mahkemesi yazısı.

            24-07.01.2013 tarihli Anayasa Mahkemesine Cevap Yazımız.

            25-18.11.2013 tarihli Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Formu.

            26-27.04.2007 tarh ve 2006/256 sayılı duruşma tutatağı (Bilgi içindir)

            27-16.02.2009 tarihli Yargıtay İlamı (Bilgi içindir)

            28- Kararlar Listesi aşağıya çıkarılmıştır:

            a-Kadirli 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2. İcra Hukuk Mahkemesi sıfatıyla vermiş olduğu 26.02.2010 tarh ve 2009/99 esas,2010/10 Karar nolu kararı.

            b-Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin  13.05.2010 gün ve 2010/12677 Esas, 2010/12381 Karar nolu kararı.

            c-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2012 tarih ve 2012/21282 Soruşturma No, 2012/14869 Karar Nolu kararı.

            d-Sincan 2.Ağır Ceza Mahkemesinin  10.08.2012 tarih ve 2012/2585 değişik iş sayılı kararı.

            e- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 09.04.2013 tarih ve 2013/3937 Soruşturma No, 2013/22628 Karar Nolu kararı.

            f-Anayasa Mahkemesinin 27.05.2013 tarih ve 2012/1249 sayılı kararı.

            g)-Sincan 2.Ağır Ceza Mahkemesinin  30.07.2013 tarih ve 2013/2397 değişik iş sayılı kararı.

h)-Anayasa Mahkemesinin 23.12.2013 tarih ve 201/8362 sayılı kararı.

 

VIII - DÉCLARATION ET SIGNATURE

DECLARATION AND SIGNATURE

BİLDİRİM VE İMZA

(Voir chapitre VIII de la note explicative)

(See Part VIII of the Explanatory Note)

(Açıklayıcı Not'un VIII. Bölümüne bakiniz)

22. Je déclare en toute conscience et loyauté que les renseignements qui figurent sur la présente formule de requête sont exacts.

I hereby declare that, to the best of my knowledge and belief, the information I have given in the present application form is correct.

Bu başvuru formunda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu bilgim ve inancım dahilinde beyan ederim.

Lieu/Place/Yer :  OSMANİYE / TÜRKİYE

Date/Date/Tarih :  24.03.2014

(Signature du/de la requérant(e) ou du/de la représentant(e))

(Signature of the applicant or of the representative)

(Başvurucunun veya temsilcinin imzası)