31 Mart 2014 Pazartesi

ANKARA EMNİYETİNE KARAR DÜZELTME


 DANIŞTAY 12. DAİRESİ BAŞKANLIĞI’NA

SUNULMAK ÜZERE

NÖBETÇİ OSMANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

                                                                             Dosya No: 2010/7685 Esas, 2013/9336 Karar

 

KARAR DÜZELTME TALEP

EDEN    DAVACI                 :   Mustafa DEMİR-
 

DAVALI                                 :    Ankara Valiliği (Emniyet Müdürlüğü)

 

KARAR VEREN MAHKEME:   DANIŞTAY 12. İDARESİ

 

DAVA DOSYA NO               :   2010/7685 Esas, 2013/9336 Karar

 

KARAR TARİ           :   02.12.2013

 

TEBLİĞ TARİHİ                 :    28.03.2014

 

KONU                                    :  Danıştay 12. Dairesince verilen 02.12.2013 tarih ve 2010/7685 Esas, 2013/9336 karar numaralı kararının Karar düzeltme istemidir.

 

AÇIKLAMA                         :    Oğlum Halil Demir 06.08.2004 tarihinde Ağır yaralanmalı trafik kazası geçirmiş olup bu gün itibariyle %98 beyin özürlü ve bakıma muhtaç kalmıştır.

            Bize, kazanın ilk başta Bala Lisesi önünde ve kaldırımda meydana geldiği, kazayı Ahmet Çalış’ın yaptığı ve BENİM OĞLUMUN HİÇBİR KUSURUNUN OLMADIĞI BİLDİRİLMİŞTİR. Biz oğlumuzla ilgilenirken MHP eski ilçe Başkanı ve Bala Belediyesi Meclis üyesi olan Kuyumcu Abdulkadir Kılıç kazanın 3. günü Savcı geldikten sonra Savcı ile konuşarak ve Bala Karakolunda beni davacı ettirmeyeceğini ileri sürerek Resmi Evrakları Ahmet Çalış üzerinden oğlu Murat Çalış adına değiştirilmesi sırasında RÜŞVETLE SUÇ ORANINI DEĞİŞTİTTİRMİŞTİR. Hiçbir kusuru olmayan oğlum 6/8 kusurlu hale getirilmiştir. Ahmet Çalış adına düzenlenen resmi evraklarda yok edildiği için ulaşılamamaktadır. Suç oranı değitirilirken karakolda kavga çıkmış, Emniyet Amir Vekili Başkomser Ali Mülayim hemen Emekliye ayrılmış, Trafik Polis Memuru MUSTAFA GÜDEK ALDIĞI RÜŞVETLE ANTALYA’DA TATİL YAPMIŞTIR. Tatil dönüşü yolda ve benim yanımda  anlatmıştır. Beni fark edince de artık RÜŞVET ALDIĞINI İNKAR ETMEMEKTE, KENDİSİYLE BİRLİKTE RÜŞVET ALAN SAVCININ KENDİSİNİ KORUYACAĞINI İDDİA ETMEKTEDİR. Hiçbir polis  mahkemeye ve ifadeye çağrılmamıştır.

            Kazadan on yıl geçmiştir. Polislerin iddia ettiği gibi RÜŞVET ALAN SAVCI VE HAKİMLER İLE HUKUK KATİLLERİ KENDİLERİNİ KORUMUŞ, MAHKEMEYE  ÇIKARMAMIŞLARDIR.

            Benim nüfusumda devreye girince başta bana daha kötü rapor hazırlayan Bilirkişi olmak üzere Polisler konuşmuş, RÜŞVET ORTAYA ÇIKMIŞ fakat HUKUK KATİLLERİ  tarafından on yıldır Mahkememiz sonuçlanamamıştır.

            Rüşvet alındığı anlaşılınca Polisler, Savcı ve Hakimlere yasal işlem başlatılmıştır. Savcı ve Hakimlerin davası Anayasa  Mahkemesine Bireysel Başvuru olarak Tazminat talebiyle taşınmış, henüz dosya numarası alınmamıştır. Ceza İşlerinde Daire Başkanı olan bir Hakime de Ankara 3. İdare Mahkemesinde 2013/2105 Dosya numarası ile İdari dava açılmıştır.

           

Danıştay 12. Dairesinin kararında evrakın değiştirildiği kabul edilmekte fakat suç oranının değiştirilmediği ileri sürülmektedir. Evrakı değiştirenler artık inkar edemediklerinden Mahkemenin bunu bana söyleyebilmesi için Ahmet Çalış adına düzenlenen gerçek evrakları bulma yükümlülüğü vardır. Ben görev yaptığım yerlerde hem Kurumum hemde Kaymakamlık adına Soruşturma Memuru olarak görev yaptığımdan soruşturma yapan Muhammet Arıcan usulsüz bir soruşturma yapmıştır. Belirttiğim tanık Eczacı C.Barbaros AYATA Pazar gecesi Karakolda Ahmet Çalış adına düzenlenen evrakı alamadığını söylemesi üzerine, aracın kaldırıma çıktığını ve polisin kaldırımı çizdiğini söyleyen  tanıklarımı çağırmadan Sanık Ahmet Çalış’ı Tanık yaparak beni ve Adaleti yanıltmaya çalışmış ve açıkça görevini kötüye kullanmıştır. Usulsüz bir şekilde soruşturmayı kapatmıştır. Yasalarda soruşturmanın nasıl yapılacağı bellidir. Mahkemenin bu kişiyi koruması da ayrı bir suçtur. 10.10.2007 tarihli dilekçemle isnat ettiğim suçların sübuta ermediğini iddia etmek ancak size ve Adalete olan güvene zarar verir. RÜŞVET CİDDİ BİR KAMU SUÇUDUR. Rüşvet alanın; görevden atılmasının yanında ciddi bir hapis cezası ile birlikte VERİLEN ZARARIN TAZMİNİ de söz konusudur.

Danıştay 12. Dairesi; “Davacının dava konusu işleme ilişkin meşru kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddedilerek kararın belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir” kararına vararak isteğimi reddetmiştir.

Polislerin, Savcının isteği doğrultusunda Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’tan RÜŞVET ALARAK evrakı değiştirmelerinin nedeni; Kaza yapanların korunarak BANA DAHA AZ TEDAVİ GİDERİ VE TAZMİNAT ÖDENMESİ İÇİNDİR. Yani; BENİM KİŞİSEL VE GÜNCEL MENFAATİME ENGEL OLMAK İÇİNDİR. Rüşvet nedeniyle on yıldır Mahkememiz sonuçlanmamış, Koopere kurulamadığı ve yoğun bakımda yer olmadığı gerekçeleriyle oğlum Resmi hastanelerde tedavi edilememiş ve özel hastanelere yüklü miktarda Tedavi ücreti ödenmiştir. Bu Bağlamda evim satıldı, halen kirada oturmaktayım. Aldığım kredi ve kredi kartlarım icralık oldu, yüklü miktarda Faiz ve Mahkeme masrafı ödemek zorunda birakıldım. İlk başta bana “Çeketini satarak tüm masraflarımızı karşılayacağı” sözünü veren kaza yapanlar, Savcı ve Polisleri RÜŞVETLE satın alınca; Biz 2/8 suçluyuz, dolayısıyla da mastaflarının 2/8’i öderiz  demektedirler. Ülkede de Adalet olmadığı için bizde sadece “Hukuk Tamamlamaya” çalışmaktayız. Mahkemenizin kaza Rüşvet davasında; dava konusu işleme ilişkin, meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığına kimseyi inandıramazsınız.

Bu mahkeme; sizin kararınız ne olursa olsun sonuçta TAZNİNATA GİDER ve benim yaptığım tüm harcamalar, ödediğim faizler ve mahkeme masrafları ile sattığım evimin bedeli, kaybettiğim sağlığımın tazmini ya rüşvet verene ve alana veya sizin adınıza Devlete  ödettirilir.

 

NETİCE VE TALEP  : Yukarıda açıklanan nedenler ve Re’sen Mahkemenizce tespit edilecek sair nedenlerle; HUKUKA, HAKKANİYETE VE VİCDANA aykırı olan Ankara 12. İdare Mahkemesinin 15.04.2010 tarih ve E:2010/280;K:2010/474 saylı kararının onanmasına karar veren Danıştay 12. Dairesinin 2010/7685 Esas, 2013/9336 Karar sayılı  kararının DÜZELTİLMESİNE KARAR VERİLMESİNİ ve Mahkeme Mastaflarının davalı idare üzerinde bırakılmasını talep ederim.                              

                                                                                                                       

                                                                                                                          01.04.2014

  

Mustafa DEMİR

                                                                                                                                Davacı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder