DANIŞTAY 12.
DAİRESİ
BAŞKANLIĞI’NA
SUNULMAK
ÜZERE
NÖBETÇİ OSMANİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
Dosya No: 2010/7685 Esas, 2013/9336 Karar
KARAR
DÜZELTME TALEP
EDEN
DAVACI :
Mustafa DEMİR-
DAVALI :
Ankara Valiliği (Emniyet Müdürlüğü)
KARAR
VEREN MAHKEME: DANIŞTAY 12. İDARESİ
DAVA
DOSYA NO :
2010/7685
Esas, 2013/9336 Karar
KARAR TARİHİ : 02.12.2013
TEBLİĞ TARİHİ :
28.03.2014
KONU :
Danıştay 12.
Dairesince verilen 02.12.2013 tarih ve 2010/7685 Esas, 2013/9336 karar numaralı
kararının Karar düzeltme istemidir.
AÇIKLAMA : Oğlum Halil Demir 06.08.2004
tarihinde Ağır yaralanmalı trafik kazası geçirmiş olup bu gün itibariyle %98
beyin özürlü ve bakıma muhtaç kalmıştır.
Bize,
kazanın ilk başta Bala Lisesi önünde ve kaldırımda meydana geldiği, kazayı
Ahmet Çalış’ın yaptığı ve BENİM OĞLUMUN HİÇBİR KUSURUNUN OLMADIĞI
BİLDİRİLMİŞTİR. Biz oğlumuzla ilgilenirken MHP eski ilçe Başkanı ve Bala
Belediyesi Meclis üyesi olan Kuyumcu Abdulkadir Kılıç kazanın 3. günü Savcı
geldikten sonra Savcı ile konuşarak ve Bala Karakolunda beni davacı ettirmeyeceğini
ileri sürerek Resmi Evrakları Ahmet Çalış üzerinden oğlu Murat Çalış adına
değiştirilmesi sırasında RÜŞVETLE SUÇ ORANINI DEĞİŞTİTTİRMİŞTİR. Hiçbir kusuru
olmayan oğlum 6/8 kusurlu hale getirilmiştir. Ahmet Çalış adına düzenlenen
resmi evraklarda yok edildiği için ulaşılamamaktadır. Suç oranı değitirilirken
karakolda kavga çıkmış, Emniyet Amir Vekili Başkomser Ali Mülayim hemen
Emekliye ayrılmış, Trafik Polis Memuru MUSTAFA GÜDEK ALDIĞI RÜŞVETLE ANTALYA’DA
TATİL YAPMIŞTIR. Tatil dönüşü yolda ve benim yanımda anlatmıştır. Beni fark edince de artık RÜŞVET ALDIĞINI İNKAR
ETMEMEKTE, KENDİSİYLE BİRLİKTE RÜŞVET ALAN SAVCININ KENDİSİNİ KORUYACAĞINI
İDDİA ETMEKTEDİR. Hiçbir polis
mahkemeye ve ifadeye çağrılmamıştır.
Kazadan
on yıl geçmiştir. Polislerin iddia ettiği gibi RÜŞVET ALAN SAVCI VE HAKİMLER
İLE HUKUK KATİLLERİ KENDİLERİNİ KORUMUŞ, MAHKEMEYE ÇIKARMAMIŞLARDIR.
Benim
nüfusumda devreye girince başta bana daha kötü rapor hazırlayan Bilirkişi olmak
üzere Polisler konuşmuş, RÜŞVET ORTAYA ÇIKMIŞ fakat HUKUK KATİLLERİ tarafından on yıldır Mahkememiz
sonuçlanamamıştır.
Rüşvet
alındığı anlaşılınca Polisler, Savcı ve Hakimlere yasal işlem başlatılmıştır.
Savcı ve Hakimlerin davası Anayasa
Mahkemesine Bireysel Başvuru olarak Tazminat talebiyle taşınmış, henüz
dosya numarası alınmamıştır. Ceza İşlerinde Daire Başkanı olan bir Hakime de
Ankara 3. İdare Mahkemesinde 2013/2105 Dosya numarası ile İdari dava
açılmıştır.
Danıştay
12. Dairesinin kararında evrakın değiştirildiği kabul edilmekte fakat suç oranının
değiştirilmediği ileri sürülmektedir. Evrakı değiştirenler artık inkar
edemediklerinden Mahkemenin bunu bana söyleyebilmesi için Ahmet Çalış adına
düzenlenen gerçek evrakları bulma yükümlülüğü vardır. Ben görev yaptığım
yerlerde hem Kurumum hemde Kaymakamlık adına Soruşturma Memuru olarak görev
yaptığımdan soruşturma yapan Muhammet Arıcan usulsüz bir soruşturma yapmıştır.
Belirttiğim tanık Eczacı C.Barbaros AYATA Pazar gecesi Karakolda Ahmet Çalış
adına düzenlenen evrakı alamadığını söylemesi üzerine, aracın kaldırıma
çıktığını ve polisin kaldırımı çizdiğini söyleyen tanıklarımı çağırmadan Sanık Ahmet Çalış’ı Tanık yaparak beni ve
Adaleti yanıltmaya çalışmış ve açıkça görevini kötüye kullanmıştır. Usulsüz bir
şekilde soruşturmayı kapatmıştır. Yasalarda soruşturmanın nasıl yapılacağı
bellidir. Mahkemenin bu kişiyi koruması da ayrı bir suçtur. 10.10.2007 tarihli
dilekçemle isnat ettiğim suçların sübuta ermediğini iddia etmek ancak size ve
Adalete olan güvene zarar verir. RÜŞVET CİDDİ BİR KAMU SUÇUDUR. Rüşvet alanın;
görevden atılmasının yanında ciddi bir hapis cezası ile birlikte VERİLEN
ZARARIN TAZMİNİ de söz konusudur.
Danıştay 12. Dairesi;
“Davacının dava konusu işleme ilişkin meşru kişisel ve güncel bir menfaat
ilişkisinin bulunmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddedilerek kararın
belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir” kararına vararak
isteğimi reddetmiştir.
Polislerin, Savcının isteği
doğrultusunda Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’tan RÜŞVET ALARAK evrakı
değiştirmelerinin nedeni; Kaza yapanların korunarak BANA DAHA AZ TEDAVİ GİDERİ
VE TAZMİNAT ÖDENMESİ İÇİNDİR. Yani; BENİM KİŞİSEL VE GÜNCEL MENFAATİME ENGEL
OLMAK İÇİNDİR. Rüşvet nedeniyle on yıldır Mahkememiz sonuçlanmamış, Koopere
kurulamadığı ve yoğun bakımda yer olmadığı gerekçeleriyle oğlum Resmi
hastanelerde tedavi edilememiş ve özel hastanelere yüklü miktarda Tedavi ücreti
ödenmiştir. Bu Bağlamda evim satıldı, halen kirada oturmaktayım. Aldığım kredi
ve kredi kartlarım icralık oldu, yüklü miktarda Faiz ve Mahkeme masrafı ödemek
zorunda birakıldım. İlk başta bana “Çeketini satarak tüm masraflarımızı
karşılayacağı” sözünü veren kaza yapanlar, Savcı ve Polisleri RÜŞVETLE satın
alınca; Biz 2/8 suçluyuz, dolayısıyla da mastaflarının 2/8’i öderiz demektedirler. Ülkede de Adalet olmadığı
için bizde sadece “Hukuk Tamamlamaya” çalışmaktayız. Mahkemenizin kaza Rüşvet
davasında; dava konusu işleme ilişkin, meşru, kişisel ve güncel bir menfaat
ilişkisinin bulunmadığına kimseyi inandıramazsınız.
Bu mahkeme; sizin kararınız ne
olursa olsun sonuçta TAZNİNATA GİDER ve benim yaptığım tüm harcamalar, ödediğim
faizler ve mahkeme masrafları ile sattığım evimin bedeli, kaybettiğim
sağlığımın tazmini ya rüşvet verene ve alana veya sizin adınıza Devlete ödettirilir.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda
açıklanan nedenler ve Re’sen Mahkemenizce tespit edilecek sair nedenlerle;
HUKUKA, HAKKANİYETE VE VİCDANA aykırı olan Ankara 12. İdare Mahkemesinin
15.04.2010 tarih ve E:2010/280;K:2010/474 saylı kararının onanmasına karar
veren Danıştay 12. Dairesinin 2010/7685
Esas, 2013/9336 Karar sayılı
kararının DÜZELTİLMESİNE KARAR VERİLMESİNİ ve Mahkeme Mastaflarının
davalı idare üzerinde bırakılmasını talep ederim.
01.04.2014
Mustafa DEMİR
Davacı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder