HATAY İL İDARE KURULU
ARACILIĞI İLE
ADANA BÖLGE İDARE
MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
Sunulmak üzere
OSMANİYE İL İDARE
KURULUNA
KARAR TARİHİ: 29.04.2014
MÜŞTEKİ : Mustafa
DEMİR
SANIKLAR :1-Hamdi
KAVİLLİOĞLU İl Müftüsü
2-M.Emin OKUYUCU-İl Müftü
Yrd.
3-Faruk YALDIZ Şube
Müdürü
4-İrfan YILMAZ Şef
5-Ahmet ÖZDEMİR- VHKİ
KONU :
Usulsüz Soruşturma yaparak bana iftira atan eski İslahiye Müftüsü Ali Yazıcı
yı korumak ve bu usulsüz soruşturmayı vermeyerek görevi götüye
kullanmak.
TEBLİĞ TARİHİ: 13.05.2014
Hatay Valiliği İl İdare Kurulu
29.04.2014 tarih ve 30 sayılı kararıyla:
1-Ali
Yazıcı hakkında yapılan 18.09.2013 tarihli inceleme raporunda isnat olunan
iddiaların sübut bulmadığı, iki yıllık zaman aşımı nedeniyle disiplin yönünde
yapılacak bir işlem bulunmadığı, üzerinde 14 ve 23 yıl gibi süreler geçtiğinden
sübut bulsa dahi disiplin cezası
verilmesi bakımından zaman aşımına uğradığının açık olduğu iddia
edilmekle;
Konunun Anayasa Mahkemesine taşınması, Anayasa Mahkemesinin talebi ile
soruşturma başlatılması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türkiye Hakkında verdiği 59601/9 sayılı Uğur Eşim Emsal kararıyla
“suçun işlendiği tarih değil öğrenildiği tarih esastır.” Kararının verilmesi
üzerine benim hakkımda düzenlenen iftira evraklarına Bilgi Edinme Kanunu
gereğince 04.12.2012 tarihinde ulaşmam ve 05.12.2012 tarihinden itibarende
yasal işlem başlatmam nedeniyle zaman aşımı iddiasının yasal dayanağı yoktur.
Anayamızın 90. maddesi gayet açıktır: “Usulüne göre
yürürlüğe konmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir.... Usulüne göre
yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası
andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle
çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas
alınır.”denilmektedir.
Türkiye,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına uymayı Anayasamızın 90. maddesi
gereğince taahhüt ettiğinden İl İdare Kurulunuzun zaman aşımı süresi nedeniyle
vermiş olduğu “Soruşturma İzni verilmemesine” dair kararın Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi kararıyla çelişkili olduğundan AİHM’in 59601/9 sayılı kararına uygun
olmadığı açıktır.
İl İdare Kurulununuzca
AİHM kararı dikkate alımadan verilen kararın bozulması gerektiği ve bana iftira
atan ilgililer ve onları koruyanlar hakkında yasal işlem yapılması gerektiği de
açıktır.
2- Ali Yazıcı’nın
korunduğu iddiası ile ilgili olarakta: Yapılan soruşturmalarda maaşını yediğim
ve geç ödediğim iddia edilen kişilere ve gösterdiğim tanıklardan hiçbirine
mücacaat edilmediği, dolayısıyla soruşturmanın gizliği öne sürülerek açıkça
yalan söylendiği ve bu yalanlarının ortaya çıkmaması içinde Pergamber
Efendimizin “Yalan söyleyen benim ümmetim değildir” Hadisi Şerifi gereğince
dinlerini inkar ederek yaptıkları usulsüzlüğün anlaşılmaması için ahlaksız ve
Allahsız davrandıkları açıktır.
Maaşını alan Şaban
Karagöz’e “ifaden elimde” deyince donmuş kalmış, yalanı ortaya çıkınca ne
yapacağını şaşırmıştır. Bilal Özdil ise kendisine hiç para ödenmediğini idda
etmiştir. Diğer iki kişide yediğine ve yiyeceğine inanmıyoruz ifadesi vermesine
rağmen Ali Yazıcı korunmuştur. Diğer üç kişiyi ise kayıtlarda olmadığı için
bende tesbit edemedim. Zira ben dört değil yedi kişinin maaşını yemekle
suçlanıyordum.
Kaymakam Mehmet Ali Ulutaş’ın o zamanlar Kızlaç
Köyü Kur’an Kursa Öğreticisi olan Ağabeyim Mehmet Demir’i hakaretle makamıdan
kovmasıyla açığa alınmış, Müftü Ali Yazıcı’nın yalanları ile kasada duran maaşı
zimmete geçirmekle suçlanmıştım. Konuyu Mahkemeye taşırım iddiasına karşılık
Kaymakamın Ağabeyini “bana makamımda hakaret ettiği gerekçesi ile içeri alırım”
tehdidi üzerine hiçbir ceza verilemesi karşılığında Mehmet Ağabeyim
soruşturmaya dahil edilmemiş ve bende konuyu yargıya taşımamıştım. Fakat
İslahiye ve Nurdağı Müftüleri Ahlaksız ve Allahsız davranarak ve nasıl olsa
evraka ulaşamaz diye (Tıpkı şu an Hatay Müftülüğü personelinin yaptığı
soruşturmaya ulaşmamam için her türlü Ahlaksızlığın ve Allahsızlığın yapıldığı
gibi) sicil dosyama iftira evrakları doldurulmuş, bu evraklar da Diyanetle olan
bir icra dosyam nedeniyle tekrardan suçlanmama neden olunca yasal bir şekilde
alınmış ve işlem başlatılmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla da
yeniden Sincan Ağır Ceza Mahkemesine taşınarak diğer işlemlerde mahallince
sürdürülmektedir. Konu, Türk Hukukuna güvenmediğiz gerekçe göstererek Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesine taşınmış ve işlemler devam etmektedir. Nitekim Türk
Hukuk da bizi yalancı çıkarmamaktadır.
NETİCE VE TALEP :
Bu nedenle:
Konu Sincan Ağır Ceza Mahkemesinde olduğundan ve Muhtemelen Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesine taşınacağından (Biz Türk Hukuna güvenmiyoruz, sadece
iç hukuku tamamlama için çalışıyoruz) Soruşturma Dosyasının bir suretinin
tarafıma gönderilmesi;
Hatay İl İdare Kurulunca verilen “SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE”
kararının kaldırılarak gerekli yasal işlelerin yapılması;
Dosyama iftira yazısı dolduran
Ali Yazıcı’yı koruyan Hatay Valiliği (İl Müftülüğü) görevlileri hakkında
5237 sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu gereğince 219. ,257., 281. ve 283. Maddeleri
gereği Kamu Davası açılmasını ve benim de bu davaya taraf olmamın sağlanması
hususunda;
Gereğini arz ederim. 13.05.2014
Mustafa DEMİR
Şikayetçi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder