HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU
GENEL KURULU BAŞKANLIĞINA
ANKARA
KONU: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliğinin 23/09/2013 tarih ve
90836726-101-01-06-6360-2011/25214 sayılı, Yeniden inceleme talebini içeren
dilekçenize cevap konulu İadeli
Taahhütlü mektubunuza cevaptır.
Tebliğ
tarihi : 04.10.2013
Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunuza vermiş olduğum 06.06.2013 tarihli Oğlumun Kaza
Davalarında ihmali bulunan Savcı ve Hakimlerle ilgili “Yeniden İnceleme”
talebimin incelenmiş olup;
Dilekçe ve eki evrak kapsamında 03.04.2013 tarihli
ve 2013/2336 sayılı soruşturma izni verilmesine yer olmadığına dair kararın
kaldırılmasını gerektiren herhangi bir delil ve durumun bulunmadığı
anlaşıldığından,
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üçüncü Dairesinin
20.06.2013 tarihli ve 2013/607 Y.İ. sayılı oy birliği ile verilen kararıyla
yeniden inceleme talebinin reddine karar verildiği,
Dilediğinizde bu karara karşı usul ve kanun
hükümleri uyarınca yazımızın tebliğ tarihinden itibaren (10) günlük yasal süre
içerisinde Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu Genel Kuruluna itiraz etme hakkınızın bulunduğu;
Bala eski Hakimi Puat Pembeçiçek hakkındaki bir
kısım iddadan dolayı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne
göderildiği;
Bildirilmektedir.
Ancak ;
Benim oğlum Ankara Bala Lisesi önünde, kaldırımda,
arkadan ani ve hızlı bir darbeye maruz kalmış, beyin sapı veya soğanı %98 hasar
görmüş, akli dengesini yitirmiştir. Ankaranın en iyi hastanelerinde yüksek
ücretler harcanarak en iyi şekilde tedavisi yaptırılmış ve bakımına devam
edilmektedir. Ankara Özel Güven Hastanesi Nöroşirurji Bölümü Prof. Doktorları
Hızır Alp ve Halil Kamil Öge’nin ifadesiyle; arkadan ani ve hızlı bir darbeyle
beyin soğancığının ağır hasar gördüğü tesbit edilmiştir. Bunun Kartal marka
aracın ön cam ve kaportasını birleştiren metal kısma çarçmasıyla bu hale
geldiğine eminiz. Arabanın üst kaportasının yamulması bu durumu doğruladığı
gibi, halen elimizde bulunan oğlumun kot pantolonu da arkadan darbe aldığını
doğrulamaktadır. Bunu, yani arkadan ani ve hızlı bir darbeyle bu hale geldiğini
daha sonra tedavi gördüğü İncek Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi sahibi
ve Uzman Doktoru Beyin Cerrahı İzzettin Yüceer’de ifade etmiştir.
Bu nedenle;
Trafik Polisi Mustafa Gödek’in Trafik Raporu ve
Bilirkişi Jandarma Uzman Çavuş Abdullatif Öztürk’ün hazırlamış olduğu Bilirkişi
Raporu ancak kendilerini ve ona inanan, vicdanını satmış Hakim ve Savcılarınızı
bağlar. Ben o raporların rüşvetle verildiğine eminim. O raporu hazırlayan Mustafa Gödek ve Abdullatif Öztürk tüm
isteklerimize rağmen mahkemeye çıkartılmamıştır. Size Adil Yargılanma Hakkı’nın
ne olduğunu ben anlatacak değilim. İç hukuk tamamlanıp ta Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine müracaatımız gerçekleştiğinde
hep beraber öğreniriz.
Kaza bana bildirildiğinde herkes kazanın kaldırımda
olduğunu teyit etmiştir. Kazadan bir gün sonra Emniyet Amir Vekili Ali Mülayim
yanında iki polisle –birinin adı Ali Afacan-evime gelerek bizzat bu durumu
teyit etmiştir.
Tanık Gülümser Yıldırım’ın aracın kaldırıma çıktığı,
Trafik Polisi Mustafa Gödek’in Kaldırım üzerini herkesin içinde çizdiği İfadesi
bir türlü kayıtlara geçirilememiştir.
Tanık Büşra Yıldırım’ın ifadesinde belirttiği gibi
araç kaldırıma çıkmış ve kaldırımda oğluma hızla ve arkadan çarpmıştır.
Emekli Polis Memuru ve Mahalle Bakkalı Tanık Mekin
Öktem’in ifadesiyle aracı Ahmet Çalış’ın değil oğlu Murat Çalış’ın sürdüğü
öğrenilmiştir. Tüm baskılara rağmen ifadesini değiştirmemiştir. Hatta: kaza
olduğunda oğlumun tanık kepçeci Mustafa Yüksel’in aracında inmeden kenarda
yattığını, Tanık Mustafa Yüksel’in oğlumu yol ortasında kaldırdığının yalan ve
senaryo olduğunu ifade etmektedir. Kaza anında dükkanını önünde oturduğunu ve
oğlumun dükkanının önünde geçmediğini söyleyerek Tanık Mustafa Yüksel ve Can
Gürbüz’ün yalanlarını açıkça ortaya koymaktadır.
Kaza anında çeşmede su dolduran Can Gürbüz adlı
tanık bunu herkese anlatmış ve ifadesi alınmak üzere herkesin içinde Karakola
götürülmüştür. Hazırlık dosyasında ilk anda ifadesinin olmaması bizi
şaşırtmıştır. Daha sonra Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ın girişimiyle ifadesi yok edilmiştir. Bizim müdahalemizle tanık
edilse se ilk başta yalan ifade vermiş, hatta keşifte de yalan söylemeye devam
etmiştir. Fakat Ankara 3. Çocuk Mahkemesinin talebi üzerine Hakim Fuat
Pembeçiçek tarafından alınan ifadesi yok edilmiş ve ondan sonra askerliği
bahane edilerek bir daha mahkemeye çıkartılamamış ve yok edilen ifadesine de ulaşılamamıştır.
Tanık Mustafa Yaşar her türlü yalanı söylemektedir.
Elimizdeki dört ifadesi birbirini tutmamaktadır. İlk İfadesinde oğlumun önünde
geçtiğini iddia etmiş, savcılıkta hiçbirşey anlatmamış, keşifte de önünde
geçtiğini görmediğini ama yol ortasında kaldırdığını idda etmiştir. Bu
iddiasını Tanık Mekin Öktem kendisinin araçta inmeden oğlumun kenarda
yattığını, yolda kaldırıldığını görmediğini söyleyek yalanını ortaya koymuştur.
Adaleti yanıltma duruşmasında doğruyu söyleyerek hiçbirşey görmediğini itiraf
etmiştir. Kaza, Ceza duruşmasında ise Savcı tarafından yeniden dinlenmesi
engellenerek yalan ifadeleri RÜŞVETLE verilen kararda kullanılmıştır.
Trafik Polisi Mustafa Güdek ilk etapta Ahmet Çalış
adına oğlumu 8/8 haklı gösteren tutanak tutmuştur. Fakat Kuyumcu Abdulkadir
Kılıç’ın birkaç kişiyle Savcıyı ziyaretinin ardından ve Bala Emniyet
Müdürlüğü’nde yapılan uzun görüşmeler neticesinde –ki polisler bunu inkar
etmemektedir ve şu ana kadar hiçbiri ne soruşturmaya nede ifadeye
çağrılmıştır.- Rüşvetle raporu değiştirmiş ve aldığı Rüşvetle de Antalya’ya
tatile gitmiştir. Bunu da inkar etmemektedir. Fakat bir türlü mahkemeye
çıkartılmamıştır.
Emniyet Müdür Vekili Başkomser Ali Mülayim ilk anda
evime gelerek kazanın kaldırımda
olduğunu ve karşı tarafın 8/8 suçlu olduğunu söylemesine rağmen Emniyet
Müdürlüğünde yapılan uzun görüşmelerden ve Savcı geldikten sonra Kuyumcu
Abdulkadir Kılıç’ın beni Davacı ettirmeyeceği yalanına inanarak ve RÜŞVET
alarak evraları değiştirmiştir. Pazar gecesi benim adıma evrakları isteyen kapı
komşum Eczacı Cihat Barbaros Ayata’ya evrakı vermemiştir. Onunla tartışarak
raporun değiştirileceğini idda etmişse de Ahmet Çalış adına bu rapora asla
ulaşılamamıştır. Ben resmi işlem başlatınca da hemen Emekliye ayrılmış ve asla
mahkemeye çıkartılmamıştır.
Bilirkişi Jandarma Uzman Çavuş Abdullatif Öztürk
Polis Memuru Turgut Kölük’ün aracılığıyla raporunu RÜŞVETLE benim aleyhime
düzenlemiş ve kasıtlı olarak yukarıda yalan söylediği ispat edilen Tanık
kepçeci Mustafa Yüksel’in yalan ifadesini esas almıştır. Bu yalanlar şimdi
kendileri ile birlikte birçok Hakim ve Savcının ayağına dolanmaktadır. Benim
nüfuslu olduğumu öğrenince de doğrudan Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ın dükkanına
damlamıştır. Fakat birtürlü mahkemeye çıkartılmamıştır.
Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ta, şu ana kadar ne ifadeye
çağrılmış, nede mahkemeye çıkartılmıştır.
Ankara 3. Çocuk Mahkememizde dava başladığında
duruşma günü öğle tatilinde duruşmanın bittiği ilan edilerek biz Polis zoruyla
mahkeme önünde uzaklaştırıldıktan sonra davamız görülmüş ve Bala’da hazırlanan
sahte evraklar Ahlaksız bir senaryo ile kabul edilmiştir. Buna yanımda bulunan
Kardeşlerim ve Avukatım tanık olmuştur. Bu durum bile bu ülkenin yargılanmasına
yetmektedir.
Yargılama devam ederken rapor içim Adli Tıp Kurumuna
sevk edildik. 26.05.2006 tarihinde Adli Tıp Kurumunda rapor hazırlanırken sona
doğru kazanın Bala Lisesi önünde olduğunu öğrenen Adli Tıp Uzmanı Dr.Talat
Yurtman oğlumun yüzünde bulunan kemik kırığına bağlı kalıcı izi talebimize
rağmen kayıtlara geçirmediği gibi 1. derece verdiği kafa kemik kırığını gözümün
önünde 2. derceye çıkartmıştır. Bize de :”2/8 le Adamın donunu alırsın” diyerek
ahlaksız bir laf etmiştir. Yapılan araştırmada kendisinin ziyaret edildiği
öğrenilmiştir. Halen durmakta olan “Yüzde kalıcı İz” kayıtlara geçirilmediği
için daha sonra Hakim Mehmet Keskin tarafından Temyiz edilemeyecek karar
verilmesine sebep olmuştur.
Davamız 3. Çocuk Mahkemesinden Bala Asliye Ceza
Mahkemesine geldiğinde duruşmaya daha önce Asliye Hukuk Mahkemesinde Tazminat
Davamıza bakan Mehmet Keskin girmeye başlamıştır. İlk duruşmalarımız iyi
gitmesine rağmen Savcı Murat Gökhan Tahtakılıç Bala’ya atanıp Kuyumcu
Abdulkadir Kılıç’a kiracı olduktan sonra Mahkemede bize açıkça taraf
olmuşlardır.
Hakim Mehmet Keskin 2006/113 Esas Nolu Bala Asliye
Ceza Mahkememizin 17.10.2006 tarihli duruşmasında Tanık Gülümser Yıldırım’ın:
“Araç kaldırıma çıkmıştı, Polis kaldırımı çizdi..” ifadesini “Sen sus” diyerek
ifadesinin kayıtlara geçmesini
engellemiştir. Bundan sonraki duruşmalarımızda açıkça taraf olduğundan Mart
2007 tarihli duruşmamızda kendisiyle bizzat tartıştıktan sonra hakkında yasal
işlem başlattım. Haziran 2007 duruşmamızda Avukatımın talebini reddettikten
sonra oğlumu suçlu gösteren kararını vermiş ve Avukatıma Müvekkilin beni
şikayet etmiş.. diyerek Ahlaksızlığını ve taraf olduğunu açıkça ortaya
koymuştur.
Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ın Kiracısı Savcı Murat
Gökhan Tahtakılıç 2006/113 Esas nolu dosyamızın 17.10.2006 tarihli duruşmasına
bizzat girerek yalan söyleyen tanıklar Mustafa Yaşar ve Can Gürbüz’ün
dinlenmesinden vazgeçilmesi ile hazırlık beyanlarında yetinilmesini kamu adına talep ederim diyerek yalan söylediği
bilinen ve yukarıda açıklanan kişilerin yeniden dinlenmesini engellemiş ve
bizim yalanlarla suçlu bulunmamızı sağlamıştır. Bununla da yetinmeyerek
Ahlaksızca “Bu davayı kazansında göreyim” lafını etmiştir.
Bala Asliye Hukuk Mahkemesinde bulunan 2004/256 ve
2004/257 dosyalarımızın duruşmasına giren Hakim Şerife Kırbıyık Karakaya Murat
Çalış’ın Mahkemede taraf olmamasıra rağmen sanki tarafmış gibi işlem yaparak
davamızı reddetmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi onun bu taraflı kararını
bozmuştur. Karar bozulduktan sonra muvazaalı olarak Ahmet Çalış’ın mallarını
üzerine alan Necmi Sarı yurtdışına çıkarak kararın uzun süre kendisine tebliğ
edilmesini engellemeye çalışsa da başarılı olamamıştır. Avukatımın kararlı
tutumu nedeniyle Dava yeniden başlamış ve 2012/133 nolu dosya olarak devam
etmektedir.
Yukarıda açıkça anlatıldığı gibi sizin kararınızı
kabul etmemiz münkün değildir. Dokuz yıldır süren Davamız nedeniyle mağdur
edildiğimiz açıktır. Biz sizin Adil Yargılanma Hakkına saygılı olmadığınıza
inanıyoruz ve kabul ediyoruz. Rüşvetle evraklar değiştirilmemiş olsa Davamızın
bu kadar uzamayacağı, bu kadar mağdur olmayacağımız ve bu kadar kişinin boş
yere uğraşmayacağı da açıktır.
Dava sürecinde dilekçede isimleri belirtilen Hakim
ve Savcıların kusurunun bulunmadığını iddia etmekle ancak Adalete ve size
duyulan güvene zarar verirsiniz. Biz 2007 yılından bu yana sadece Hukuk
tamamlama cihetine giderek ter türlü yasal işlemi yapmaktayız. Yaptığımız işlerde
de kimseden korkmadan ve çekinmeden asla yalan ve iftiraya başvurmadan sadece
Hukuk’un üstünlüğü için çalışmaktayız.
Tüm bu pisliklerin Rüşvet dağıtılarak daha az
Tazminat ve Tedavi gideri ödenmesi için yapıldığını biliyoruz. Bu nedenle Adli
Tabip Uzmanı Talat Yurtman’ın ifadesinde belirttiği gibi, RÜŞVET ALARAK bize daha az tazminat ve gider ödemesi için
uğraşan Hakim ve Savcıların “Donunu almakta” asla tereddüt etmeyiz. Anayasa
mahkemesinde de siz haklı çıkarılsanız bile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde
biz haklı çıkacağımıza inanıyoruz ve bunun için çalışıyoruz.
Bizim iddiamızla ilgili tüm delillerimiz; Ankara
Cumhuriyet Savcılığı ve Adalet Bakanlığı Soruşturma Dosyasında, Ankara Emniyet
Müdürlüğü Soruşturma Dosyasında; Ankara3.Çocuk Mahkemesinin 2004/743, Bala
Asliye Ceza Mahkemesi 2004/95 ve 2006/113 nolu; Bala Asliye Hukuk
2004/256/2004/257 ve 2012/133 dosyalarında mevcut olup; karar verilirken bu
dosyalardan hiçbirinin incelenmediği ve bildirilen hiçbir tanığın dinlenmediği
anlaşılmaktadır.
Dava sürecinde; Oğluma kaldırımda ve arkadan çarpan
bir gözü görmeyen ve bir gözü renk körü olarak yüksek dereceli gözlük kullanan
ve 15 yaşında çocuk olan sürücü Murat Çalış: RÜŞVETLE “Ralli Pilotu” yapılmış
ve kaldırımda yürüyen ,hiçbir kusuru bulunmayan oğlum RÜŞVETLE yol ortasında
yürüyen bir “Suçlu” haline getirilmiştir. Benimde köklü bir aileden geldiğim
öğrenilince de kaza yapanlar susmuş ve RÜŞVET alan Hakim ve Savcılarınızca
korunmuş ve davamız “Sürüncemede bırakılarak” hala sonuçlandırılmamıştır.
Bu Nedenle;
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliğinin 23/09/2013 tarih ve
90836726-101-01-06-6360-2011/25214 sayılı yazıları ile bildirilen Hakimler
Savcılar Yüksek Kurulu Üçüncü Dairesinin 20/06/2013 tarihli 2013/607 Y.İ.
sayılı oy birliği ile verilen
“Soruşturma izni verilmediği kararının yeniden incelenmesinin REDDİ”
kararının kaldırılarak SORUŞTURMA
İZNİNİN VERİLMESİNİ:
Gereğini arz ve talep ederim. 07.10.2013
Mustafa DEMİR
Müşteki
Borçlu musunuz? Eğer sağlık maliyetleri ya da ödeme borçları için veya mali arıza durumunda nakit yükseltmek gerekiyor mu? Bekleyin! Opsiyon olarak böbrek satan düşünün. Eğer bugün böbrek satmak isterseniz. Bize immediately.A böbrek halen Dr. Hartley sağlıklı kidney.My addır satın alıyor $ 300,000.00US Dollars.The Milli vakıf maksimum miktarda satın alınır Mesaj, Ulusal hospital.Our Hastanesi Böbrek Cerrahisi uzmanlaşmış böbrekte bir Nefroloji duyuyorum ve biz de bir karşılık gelen donör yaşayan alış ve böbreklerde nakli ile anlaşma. francishartley619@gmail.com: Böbrek en E-posta aracılığıyla bizimle irtibata geçmekten çekinmeyin satmak veya satın ilgilenen varsa Biz vb Hint, Kanada, İngiltere, Türkiye, ABD, Malezya, Güney Afrika bulunmaktadır
YanıtlaSilGeniune Bağışçı Need
senin cevaplarından bekliyorum ....
Saygılarımla….
Dr.Hartley