19 Aralık 2013 Perşembe

HSYK GENEL KURUL İNCELEMESİ


HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU


GENEL KURULU BAŞKANLIĞINA

                                                                                                        ANKARA


           

KONU: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu  Genel Sekreterliğinin 23/09/2013 tarih ve 90836726-101-01-06-6360-2011/25214 sayılı, Yeniden inceleme talebini içeren dilekçenize cevap konulu  İadeli Taahhütlü mektubunuza cevaptır.

 

Tebliğ tarihi  : 04.10.2013

             

 Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunuza vermiş olduğum 06.06.2013 tarihli Oğlumun Kaza Davalarında ihmali bulunan Savcı ve Hakimlerle ilgili “Yeniden İnceleme” talebimin  incelenmiş olup;

Dilekçe ve eki evrak kapsamında 03.04.2013 tarihli ve 2013/2336 sayılı soruşturma izni verilmesine yer olmadığına dair kararın kaldırılmasını gerektiren herhangi bir delil ve durumun bulunmadığı anlaşıldığından,

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üçüncü Dairesinin 20.06.2013 tarihli ve 2013/607 Y.İ. sayılı oy birliği ile verilen kararıyla yeniden inceleme talebinin reddine karar verildiği,

Dilediğinizde bu karara karşı usul ve kanun hükümleri uyarınca yazımızın tebliğ tarihinden itibaren (10) günlük yasal süre içerisinde  Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Genel Kuruluna itiraz etme hakkınızın bulunduğu;

Bala eski Hakimi Puat Pembeçiçek hakkındaki bir kısım iddadan dolayı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne göderildiği;

Bildirilmektedir.

Ancak ;

Benim oğlum Ankara Bala Lisesi önünde, kaldırımda, arkadan ani ve hızlı bir darbeye maruz kalmış, beyin sapı veya soğanı %98 hasar görmüş, akli dengesini yitirmiştir. Ankaranın en iyi hastanelerinde yüksek ücretler harcanarak en iyi şekilde tedavisi yaptırılmış ve bakımına devam edilmektedir. Ankara Özel Güven Hastanesi Nöroşirurji Bölümü Prof. Doktorları Hızır Alp ve Halil Kamil Öge’nin ifadesiyle; arkadan ani ve hızlı bir darbeyle beyin soğancığının ağır hasar gördüğü tesbit edilmiştir. Bunun Kartal marka aracın ön cam ve kaportasını birleştiren metal kısma çarçmasıyla bu hale geldiğine eminiz. Arabanın üst kaportasının yamulması bu durumu doğruladığı gibi, halen elimizde bulunan oğlumun kot pantolonu da arkadan darbe aldığını doğrulamaktadır. Bunu, yani arkadan ani ve hızlı bir darbeyle bu hale geldiğini daha sonra tedavi gördüğü İncek Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi sahibi ve Uzman Doktoru Beyin Cerrahı İzzettin Yüceer’de ifade etmiştir.

Bu nedenle;

Trafik Polisi Mustafa Gödek’in Trafik Raporu ve Bilirkişi Jandarma Uzman Çavuş Abdullatif Öztürk’ün hazırlamış olduğu Bilirkişi Raporu ancak kendilerini ve ona inanan, vicdanını satmış Hakim ve Savcılarınızı bağlar. Ben o raporların rüşvetle verildiğine eminim.  O raporu hazırlayan Mustafa Gödek ve Abdullatif Öztürk tüm isteklerimize rağmen mahkemeye çıkartılmamıştır. Size Adil Yargılanma Hakkı’nın ne olduğunu ben anlatacak değilim. İç hukuk tamamlanıp ta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaatımız gerçekleştiğinde  hep beraber öğreniriz.

Kaza bana bildirildiğinde herkes kazanın kaldırımda olduğunu teyit etmiştir. Kazadan bir gün sonra Emniyet Amir Vekili Ali Mülayim yanında iki polisle –birinin adı Ali Afacan-evime gelerek bizzat bu durumu teyit etmiştir.

Tanık Gülümser Yıldırım’ın aracın kaldırıma çıktığı, Trafik Polisi Mustafa Gödek’in Kaldırım üzerini herkesin içinde çizdiği İfadesi bir türlü kayıtlara geçirilememiştir.

Tanık Büşra Yıldırım’ın ifadesinde belirttiği gibi araç kaldırıma çıkmış ve kaldırımda oğluma hızla ve arkadan çarpmıştır.

Emekli Polis Memuru ve Mahalle Bakkalı Tanık Mekin Öktem’in ifadesiyle aracı Ahmet Çalış’ın değil oğlu Murat Çalış’ın sürdüğü öğrenilmiştir. Tüm baskılara rağmen ifadesini değiştirmemiştir. Hatta: kaza olduğunda oğlumun tanık kepçeci Mustafa Yüksel’in aracında inmeden kenarda yattığını, Tanık Mustafa Yüksel’in oğlumu yol ortasında kaldırdığının yalan ve senaryo olduğunu ifade etmektedir. Kaza anında dükkanını önünde oturduğunu ve oğlumun dükkanının önünde geçmediğini söyleyerek Tanık Mustafa Yüksel ve Can Gürbüz’ün yalanlarını açıkça ortaya koymaktadır.

Kaza anında çeşmede su dolduran Can Gürbüz adlı tanık bunu herkese anlatmış ve ifadesi alınmak üzere herkesin içinde Karakola götürülmüştür. Hazırlık dosyasında ilk anda ifadesinin olmaması bizi şaşırtmıştır. Daha sonra Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ın  girişimiyle ifadesi yok edilmiştir. Bizim müdahalemizle tanık edilse se ilk başta yalan ifade vermiş, hatta keşifte de yalan söylemeye devam etmiştir. Fakat Ankara 3. Çocuk Mahkemesinin talebi üzerine Hakim Fuat Pembeçiçek tarafından alınan ifadesi yok edilmiş ve ondan sonra askerliği bahane edilerek bir daha mahkemeye çıkartılamamış ve yok edilen ifadesine de ulaşılamamıştır.

Tanık Mustafa Yaşar her türlü yalanı söylemektedir. Elimizdeki dört ifadesi birbirini tutmamaktadır. İlk İfadesinde oğlumun önünde geçtiğini iddia etmiş, savcılıkta hiçbirşey anlatmamış, keşifte de önünde geçtiğini görmediğini ama yol ortasında kaldırdığını idda etmiştir. Bu iddiasını Tanık Mekin Öktem kendisinin araçta inmeden oğlumun kenarda yattığını, yolda kaldırıldığını görmediğini söyleyek yalanını ortaya koymuştur. Adaleti yanıltma duruşmasında doğruyu söyleyerek hiçbirşey görmediğini itiraf etmiştir. Kaza, Ceza duruşmasında ise Savcı tarafından yeniden dinlenmesi engellenerek yalan ifadeleri RÜŞVETLE verilen kararda kullanılmıştır.

Trafik Polisi Mustafa Güdek ilk etapta Ahmet Çalış adına oğlumu 8/8 haklı gösteren tutanak tutmuştur. Fakat Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ın birkaç kişiyle Savcıyı ziyaretinin ardından ve Bala Emniyet Müdürlüğü’nde yapılan uzun görüşmeler neticesinde –ki polisler bunu inkar etmemektedir ve şu ana kadar hiçbiri ne soruşturmaya nede ifadeye çağrılmıştır.- Rüşvetle raporu değiştirmiş ve aldığı Rüşvetle de Antalya’ya tatile gitmiştir. Bunu da inkar etmemektedir. Fakat bir türlü mahkemeye çıkartılmamıştır.

Emniyet Müdür Vekili Başkomser Ali Mülayim ilk anda evime gelerek  kazanın kaldırımda olduğunu ve karşı tarafın 8/8 suçlu olduğunu söylemesine rağmen Emniyet Müdürlüğünde yapılan uzun görüşmelerden ve Savcı geldikten sonra Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ın beni Davacı ettirmeyeceği yalanına inanarak ve RÜŞVET alarak evraları değiştirmiştir. Pazar gecesi benim adıma evrakları isteyen kapı komşum Eczacı Cihat Barbaros Ayata’ya evrakı vermemiştir. Onunla tartışarak raporun değiştirileceğini idda etmişse de Ahmet Çalış adına bu rapora asla ulaşılamamıştır. Ben resmi işlem başlatınca da hemen Emekliye ayrılmış ve asla mahkemeye çıkartılmamıştır.

Savcı İrfan Saz Pazar günü olay mahalline gelmiş, savcı gitkten sonra evraklar değiştirilmiş ve karakolda polisler arasında tartışma çıkmıştır. Komşum Bala Eczanesi sahibi –şu an Zonguldak ilinde Ayata Eczanesi sahibi- Pazar günü saat 23:00 sıralarında Bala Karakoluna gelerek  Emniyet Amir Vekili Ali Mülayim de raporun bir suretini istemiş ve onunla tartışmıştır. Değiştirileceği iddiasıyla da kendisine vermemişlerdir. Oysa Savcı İrfan Saz Resmi evrakları Pazar günü teslim alınmış görünmektedir. Evrakın üzerine kendi el yazısı ile Pazar gününün tarihini atıp kaleme havale etmiş görünmektedir. Buda bizim iddiamızı ispatlamaya yetmektedir. Şu ana kadar bu iddianın sahibi Eczacı Cihat Barbaros Ayata tüm uğraşımıza rağmen mahkemeye çıkartılmamakta, polislerde çıkarılmamakta  rüşvetle yeniden düzenlenen bu evraka itibar edilmektedir. Savcı İrfan saz’ın Başsavcı Mustafa Saylam’ın telkiniyle böyle davrandığını, Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ın önce onu ikna ettiğini de biliyoruz. Savcı İrfan Saz’ın yapmış olduğu ve bizzat benim katılmamamı istediği keşif te Savcı’nın değil Ahmet Çalış’ın yapmış olduğu bir keşif olmuştur. Bu konuda da Savcı keşif sırasında uyarılmasına rağmen değişen hiçbirşey olmamıştır.

Bilirkişi Jandarma Uzman Çavuş Abdullatif Öztürk Polis Memuru Turgut Kölük’ün aracılığıyla raporunu RÜŞVETLE benim aleyhime düzenlemiş ve kasıtlı olarak yukarıda yalan söylediği ispat edilen Tanık kepçeci Mustafa Yüksel’in yalan ifadesini esas almıştır. Bu yalanlar şimdi kendileri ile birlikte birçok Hakim ve Savcının ayağına dolanmaktadır. Benim nüfuslu olduğumu öğrenince de doğrudan Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ın dükkanına damlamıştır. Fakat birtürlü mahkemeye çıkartılmamıştır.

Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ta, şu ana kadar ne ifadeye çağrılmış, nede mahkemeye çıkartılmıştır.

Ankara 3. Çocuk Mahkememizde dava başladığında duruşma günü öğle tatilinde duruşmanın bittiği ilan edilerek biz Polis zoruyla mahkeme önünde uzaklaştırıldıktan sonra davamız görülmüş ve Bala’da hazırlanan sahte evraklar Ahlaksız bir senaryo ile kabul edilmiştir. Buna yanımda bulunan Kardeşlerim ve Avukatım tanık olmuştur. Bu durum bile bu ülkenin yargılanmasına yetmektedir.

Yargılama devam ederken rapor içim Adli Tıp Kurumuna sevk edildik. 26.05.2006 tarihinde Adli Tıp Kurumunda rapor hazırlanırken sona doğru kazanın Bala Lisesi önünde olduğunu öğrenen Adli Tıp Uzmanı Dr.Talat Yurtman oğlumun yüzünde bulunan kemik kırığına bağlı kalıcı izi talebimize rağmen kayıtlara geçirmediği gibi 1. derece verdiği kafa kemik kırığını gözümün önünde 2. derceye çıkartmıştır. Bize de :”2/8 le Adamın donunu alırsın” diyerek ahlaksız bir laf etmiştir. Yapılan araştırmada kendisinin ziyaret edildiği öğrenilmiştir. Halen durmakta olan “Yüzde kalıcı İz” kayıtlara geçirilmediği için daha sonra Hakim Mehmet Keskin tarafından Temyiz edilemeyecek karar verilmesine sebep olmuştur.

Davamız 3. Çocuk Mahkemesinden Bala Asliye Ceza Mahkemesine geldiğinde duruşmaya daha önce Asliye Hukuk Mahkemesinde Tazminat Davamıza bakan Mehmet Keskin girmeye başlamıştır. İlk duruşmalarımız iyi gitmesine rağmen Savcı Murat Gökhan Tahtakılıç Bala’ya atanıp Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’a kiracı olduktan sonra Mahkemede bize açıkça taraf olmuşlardır.

Hakim Mehmet Keskin 2006/113 Esas Nolu Bala Asliye Ceza Mahkememizin 17.10.2006 tarihli duruşmasında Tanık Gülümser Yıldırım’ın: “Araç kaldırıma çıkmıştı, Polis kaldırımı çizdi..” ifadesini “Sen sus” diyerek ifadesinin  kayıtlara geçmesini engellemiştir. Bundan sonraki duruşmalarımızda açıkça taraf olduğundan Mart 2007 tarihli duruşmamızda kendisiyle bizzat tartıştıktan sonra hakkında yasal işlem başlattım. Haziran 2007 duruşmamızda Avukatımın talebini reddettikten sonra oğlumu suçlu gösteren kararını vermiş ve Avukatıma Müvekkilin beni şikayet etmiş.. diyerek Ahlaksızlığını ve taraf olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Kuyumcu Abdulkadir Kılıç’ın Kiracısı Savcı Murat Gökhan Tahtakılıç 2006/113 Esas nolu dosyamızın 17.10.2006 tarihli duruşmasına bizzat girerek yalan söyleyen tanıklar Mustafa Yaşar ve Can Gürbüz’ün dinlenmesinden vazgeçilmesi ile hazırlık beyanlarında  yetinilmesini kamu adına talep ederim diyerek yalan söylediği bilinen ve yukarıda açıklanan kişilerin yeniden dinlenmesini engellemiş ve bizim yalanlarla suçlu bulunmamızı sağlamıştır. Bununla da yetinmeyerek Ahlaksızca “Bu davayı kazansında göreyim” lafını etmiştir.

Bala Asliye Hukuk Mahkemesinde bulunan 2004/256 ve 2004/257 dosyalarımızın duruşmasına giren Hakim Şerife Kırbıyık Karakaya Murat Çalış’ın Mahkemede taraf olmamasıra rağmen sanki tarafmış gibi işlem yaparak davamızı reddetmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi onun bu taraflı kararını bozmuştur. Karar bozulduktan sonra muvazaalı olarak Ahmet Çalış’ın mallarını üzerine alan Necmi Sarı yurtdışına çıkarak kararın uzun süre kendisine tebliğ edilmesini engellemeye çalışsa da başarılı olamamıştır. Avukatımın kararlı tutumu nedeniyle Dava yeniden başlamış ve 2012/133 nolu dosya olarak devam etmektedir.

Yukarıda açıkça anlatıldığı gibi sizin kararınızı kabul etmemiz münkün değildir. Dokuz yıldır süren Davamız nedeniyle mağdur edildiğimiz açıktır. Biz sizin Adil Yargılanma Hakkına saygılı olmadığınıza inanıyoruz ve kabul ediyoruz. Rüşvetle evraklar değiştirilmemiş olsa Davamızın bu kadar uzamayacağı, bu kadar mağdur olmayacağımız ve bu kadar kişinin boş yere uğraşmayacağı da açıktır.

Dava sürecinde dilekçede isimleri belirtilen Hakim ve Savcıların kusurunun bulunmadığını iddia etmekle ancak Adalete ve size duyulan güvene zarar verirsiniz. Biz 2007 yılından bu yana sadece Hukuk tamamlama cihetine giderek ter türlü yasal işlemi yapmaktayız. Yaptığımız işlerde de kimseden korkmadan ve çekinmeden asla yalan ve iftiraya başvurmadan sadece Hukuk’un üstünlüğü için çalışmaktayız.

Tüm bu pisliklerin Rüşvet dağıtılarak daha az Tazminat ve Tedavi gideri ödenmesi için yapıldığını biliyoruz. Bu nedenle Adli Tabip Uzmanı Talat Yurtman’ın ifadesinde belirttiği gibi, RÜŞVET ALARAK  bize daha az tazminat ve gider ödemesi için uğraşan Hakim ve Savcıların “Donunu almakta” asla tereddüt etmeyiz. Anayasa mahkemesinde de siz haklı çıkarılsanız bile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde biz haklı çıkacağımıza inanıyoruz ve bunun için çalışıyoruz.

Bizim iddiamızla ilgili tüm delillerimiz; Ankara Cumhuriyet Savcılığı ve Adalet Bakanlığı Soruşturma Dosyasında, Ankara Emniyet Müdürlüğü Soruşturma Dosyasında; Ankara3.Çocuk Mahkemesinin 2004/743, Bala Asliye Ceza Mahkemesi 2004/95 ve 2006/113 nolu; Bala Asliye Hukuk 2004/256/2004/257 ve 2012/133 dosyalarında mevcut olup; karar verilirken bu dosyalardan hiçbirinin incelenmediği ve bildirilen hiçbir tanığın dinlenmediği anlaşılmaktadır.

Dava sürecinde; Oğluma kaldırımda ve arkadan çarpan bir gözü görmeyen ve bir gözü renk körü olarak yüksek dereceli gözlük kullanan ve 15 yaşında çocuk olan sürücü Murat Çalış: RÜŞVETLE “Ralli Pilotu” yapılmış ve kaldırımda yürüyen ,hiçbir kusuru bulunmayan oğlum RÜŞVETLE yol ortasında yürüyen bir “Suçlu” haline getirilmiştir. Benimde köklü bir aileden geldiğim öğrenilince de kaza yapanlar susmuş ve RÜŞVET alan Hakim ve Savcılarınızca korunmuş ve davamız “Sürüncemede bırakılarak” hala sonuçlandırılmamıştır.

Bu Nedenle;

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu  Genel Sekreterliğinin  23/09/2013 tarih ve 90836726-101-01-06-6360-2011/25214 sayılı yazıları ile bildirilen Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Üçüncü Dairesinin 20/06/2013 tarihli 2013/607 Y.İ. sayılı oy birliği ile verilen  “Soruşturma izni verilmediği kararının yeniden incelenmesinin REDDİ” kararının kaldırılarak  SORUŞTURMA İZNİNİN VERİLMESİNİ:

            Gereğini arz ve talep ederim.                                                          07.10.2013

                                                                                           

 

                                                                                                   Mustafa DEMİR

                                                                                                           Müşteki

 




1 yorum:

  1. Borçlu musunuz? Eğer sağlık maliyetleri ya da ödeme borçları için veya mali arıza durumunda nakit yükseltmek gerekiyor mu? Bekleyin! Opsiyon olarak böbrek satan düşünün. Eğer bugün böbrek satmak isterseniz. Bize immediately.A böbrek halen Dr. Hartley sağlıklı kidney.My addır satın alıyor $ 300,000.00US Dollars.The Milli vakıf maksimum miktarda satın alınır Mesaj, Ulusal hospital.Our Hastanesi Böbrek Cerrahisi uzmanlaşmış böbrekte bir Nefroloji duyuyorum ve biz de bir karşılık gelen donör yaşayan alış ve böbreklerde nakli ile anlaşma. francishartley619@gmail.com: Böbrek en E-posta aracılığıyla bizimle irtibata geçmekten çekinmeyin satmak veya satın ilgilenen varsa Biz vb Hint, Kanada, İngiltere, Türkiye, ABD, Malezya, Güney Afrika bulunmaktadır
    Geniune Bağışçı Need
    senin cevaplarından bekliyorum ....
    Saygılarımla….
    Dr.Hartley

    YanıtlaSil